halkı kışkırtmaya çalışan bazı grupların işidir. olaylar tek taraflı değerlendirilmez. polise taşla, sopayla saldırılmasaydı, olaylar buraya gelmezdi. o eylemci de ölmezdi.
öncelikle belirtmek gerekir ki bu meşru müdafaa kapsamına girmemektedir. meşru müdafaada orantılılık ilkesine aykırı bir tutum polis tarafından sergilenmiştir. nitekim verilen karar soruşturma aşamasında tutukluluk istemine ilişkindir, o nedenle kesin karar için kovuşturma ve temyiz aşamalarının neticesi beklenmelidir. çünkü tutukluluk istemlerinde deliller yargılamadaki gibi ayrıntılı olarak değerlendirilmez, süreci beklemek gerekmektedir.
olay yeri videosunu izlemeyen embesil demecidir. ethem sarısülük ve arkadaşları polisin üzerine dogru giderken ellerinde taş yoktur. ayrıca üzerlerine dogru gittikleri için nefsi müdafaa olayı siz bir aksiyona maruz kaldıkdan bir kaç saniye içinde geçerlidir dayak yemeden önce nefsi müdafaa olmaz.
HAK HUKUK BiLMEYENLERiN VARMAK iSTEDiĞi KANIDIR. zira meşru müdafa hukukta yüzdelik oranlara göre değerlendirilir. ben demiyorum hukuk diyor. başlıktan anladığım kadarıyla ağırlıklı olarak ethem sarısülük vakasına değinilmekte. kırmızılı kadına gaz sıkmak meşru müdafaa mıdır? doğrudan kafayı, gözü hedef alan biber gazı kapsülü atışları meşru müdafaa mıdır?
meşru müdafa koşullarını söyleyim madem yeterince bilinmiyor. zorda kalınırsa havaya ateş açılır. eğer durum daha vahim bir hal almışsa karşıdaki kişinin hayati tehlike geçirmeden etkisizleşeceği bölgeye ateş edilir. ayak, kaval kemiği gibi.. kolluk güçlerinin bu yeteneklere ve bu bilgiye sahip oldukları önceden kabul görmüştür. çünkü zaten eğitimlerde bunlar öğretilir. ethem sarısülük'ün vurulmasında ki mesafeyi gözetirsek. orantısız b,r şekilde cana kast mevcut. kör müsünüz amk? ayrıca kask numaralarının kapatılması ne demek la kask numaralarının kapatıldığı bir yerde meşru müdafaa dan bahsetmenin manası bile yok. önce meşru müdafaa hakkında bilgi edinip sonra bilgiçlik taslayın amk. bilip bilmeden sallamayın.
polisi 10-20 kişi çember içerisine almış ve resmen linç ediyorlar. polis de can derdiyle havaya kurşun sıkmaya uğraşıyor ama göstericilerden birine denk geliyor. olay bundan ibaret. kasıt filan yok.
polisin yerinde kim olsa aynı şeyi yapardı. bunların suçlusu polis değil, şiddete yönelen eylemcilerdir. duran adamlardan kimse öldü mü? ölmedi. şiddet yönelimli eylemler yaparsanız tabi ki ölenler olur. sonuçta polis ülkeyi korumak zorunda. bu onların görevi.
öncelikle havaya doğru sıkılan silah nasıl bir insanın başına "kazara" isabet edebilir bu çelişkiyi açıklamak gerekir. bilmem kaç yıllık fizik kurallarını sikip atmayalım lütfen.
daha sonra, bahsi geçen polis memurunun neden ekibinden ayrılarak tek başına eylemcilerin arasına tekme tokat daldığı gözden geçirilmelidir.
son olarak da düşünülmesi gereken bir nokta daha var, belki de en önemlisi.. fotoğraflar ve videolarla sabittir ki (yüzlerce görüntü var) 10-15 polis memuru yakaladıkları 2-3 direnişçiyi bir köşeye sıkıştırıp tekmelerle yumruklarla sopalarla dövüyorlar. buna karşılık orada dayak yiyen eylemci tepki gösterseydi, silah çekmeyi bir kenarı bırakalım, bıçak sallasaydı mesela, yine de meşru müdafaadan serbest kalır mıydı?
eğer mantığımız gerçekten buysa, son günlerde sıklıkla yaşadığımız kim olduğu aslında iyi bilinen fakat saklanmaya çalışan eli satırlı kişilere karşı da her insan istediği meşru müdafaayı yapabilir. sizin üzerinize satırla biri koşturuyor olsa, taşla sopayla değil bak satırla, sen kendini korumaz mısın? korursun? serbest kalır mısın peki? orası hiç bilinmez işte..
bi insanı kazara öldürdüğünüzde ceza almamanız gerektiğini söyleyen geri zekalıları ortaya çıkarmıştır. Lan amını siktiğimin katırı, kaza da olsa bilerek de olsa sen birini öldürürsen bu "adam öldürme" suçudur. Bilerek öldürmediysen cezan hafifler ama suç niteliği değişmez. Bi de sen eğer polissen ve biri sana saldırdıysa kafana sıkmazsın, sıkamazsın. En fazla bacağından vurabilirsin. O da mecbur kaldığını düşünüyosan. Genel mantıkla çelişiyosa mecbur kaldığını beyan etsen de geçerli olmaz. Mecburiyet göreceli değildir. O polisi salan mahkemeye yazıklar olsun.
ahmet şahbaz: kaskımı ve copumu aldılar. beni tekmelemeye başladılar. beni linç edeceklerdi. korkudan silahıma sarılıp kendimi korudum.
görüntüler: ahmet şahbaz önce bir adamın kafasına tekme atıyor. sonra silahını çekip namluya mermi sürüyor. bu sırada kaskı kafasında ve jopu da belinde. havaya sıkmaya başlıyor. attığı üçüncü mermi ethemin kafasına geliyor.
Olayda meşru müdafaa yoktur. Nedenini biraz aşağıda açıklarım; ancak bilgi kirliliğini önlemek için biraz meşru müdafaadan bahsetmek gerekir. Meşru müdafaa sadece can güvenliği için yapılmaz, bir malvarlığı zararı tehlikesi için de meşru müdafaaya başvurulabilir. Meşru müdafaada savunmanın orantısı göz önünde tutulur. Bu orantının illa ki silaha karşı silah, bıçağa karşı bıçak olmasını gerektirmez. içinde bulunan durum ve kişisel özellikler orantı ilkesi çerçevesinde değerlendirilir.
Ethem Sarısülük'ün öldürüldüğü video izlendiğinde, polisin eylemciler arasında kaldığı, silahını çıkarttığı, bir el havaya ateş ettiği, ilk el ateşten sonra eylemcilerin etrafından dağılmaya başladığı, polisin tehlike alanından çıkmasına rağmen silahını ateşlemeye devam ettiği, havaya ateş açaçak iken silahını eylemcilerin üzerine doğrulttuğu ve bir eylemciyi başından vurduğu görülmektedir. Havaya açılan ilk ateşte polisin meşru müdafaada olduğu savunması yapılabilir. Göstericilerin elinde bir şey olmaması bir şeyi değiştirmez. Ancak ilk ateş sonrası göstericiler kaçışmış, polis tehlike alanından çıkmıştır. Dolayısıyla artık meşru müdafaadan bahsedilemez.
