selcuk universitesi iletisim fakultesi 2007/2008 egitim yılı mezunları icin gectigimiz saatlerde rixos'ta yapılan faaliyet. aynı fakültenin ögrencileri güzelce yemegini yer, ickisi icer, kalkar oynar, halaylar bitmek bilmez. son olarak mezuniyet pastası kesilir binlerce kare fotoğraf çekilir. 00.00 oldugunda diskoya inilir, yine icilir dans edilir, sigaralar yanar. ama bikaç saat öncesinden daha efkarlı çekilir nefesler...
sonrası malum, park yerine dogru cabucak biten bir yürüyüş, yolculuk saatleri ögrenilir, otogar bulusmaları ayarlanır. ev esyası satacaklar ertesi sabaha erken kalkacaktır. arabalara yerlesim planı da belli oldu mu işte en dramatik andır. sarılıp zoraki gülümsemeler, vedalar, iyi dilekler, seneye mutlaka istanbul'da görüşelimler. olmayacak bir daha ama, o gencler asla aynı havayı aynı ortamda bulunup soluyamayacaklar... bir daha arkadasımdam borc isteyip krediyi cekince veririm diyemeyeceğim. sonrası ev faslı. merdivenler ayaklar sürterek çıkılır, ütüsü bozulmus gömlek tekrar askıya asılır, pc acılır. sözlüğe girip ağlaya ağlaya bu entry girilir.
5 günlük maraton gibi yürüyüşleri içeren elbise arama çabası
3 günlük ayakkabı arama çabası
1 günlük çanta arama çabası
mezuniyet günü; saç, makyaj, vs...
insanın ömründen saatlerini çalan kutlamadır. şahsen bugün beni sudan çıkmış balık gibi yapandır. sonuç? bilmiyorum gece gittim, gördüm, yazdım temalı bir çalışma yapacağım. ama şimdiden beklenti; arkadaşlarla yenecek bir akşam yemeği ve akabininde hafta sonları yapılan alalade bir eğlenceden farklı olmayacak mekan takılmacası. peki neden bu kadar çaba harcanmaktadır? tamamen arkadaş gazıdır. herkes manyak gibi alışveriş, hazırlık aşamasındayken hala sözlükte entry giren biri olarak; topluma karışamama korkusu ile süs bebek olma çabaları sardı bünyeyi.
bir de bilinçaltına dalarsak; kızların çocukluktan beri piirensess olma hayali vardır. ve kızlar ancak mezuniyet ve düğün/nikah gecesi bu denli prenses olmaya yakınlaşabilir. elbette bilinçaltı, yoksa ben biliyorum artık beyaz atlı prens diye bir şey yok. onlar artık porsche' yi tercih ediyorlar. swh
birlikte son eğlencemizi yapalım yerine hep birlikte birbirimize son nispetimizi yapalım olayına dönüşmüş balolardır.
üniversitede eğer içkisiz bir balo ise zaten tadı çıkmayacaktır. zira lise ve ortaokula nazaran nispet yapılabilite oranı oldukça gelişmiş oluyor. giyim kuşam bir yana arabalarla gelip gitmeler balo sonrası arkadaş evlerinde sabahlamanın reklam edilmesi vs.-ulan bizim zaten bir evimiz var, bir gece yurttan yırttığının reklamı nedir yani-
ha bir de normalde her ders arasında şapur şupur gelip öpen kızlar sevgililerinin yanında -miribe- gibi kısa bir selamlamayla sevgililerine yumulurlar. erkek arkadaşı olmayan ayrıca okuldan olmayan erkek arkadaşını okul balosuna getirip ona eziyet etmek istemeyen bir takım arkadaşlarla kendinizi fotoğraf çekmeye adarsınız ama o bile bir yere kadardır. en sonunda kaçasınız gelir, sindirella misali 12'yi bulmadan. yok lan kaçamazsınız bir daha nerede bulacaksınız böyle komediyi. normal de götünüzle bile yarışamayacak kızların kozmetik ürünler ile bir sanat yaratışını izlemek lazım. emeğe saygı. +rep. üniversitede böyle olmuştur. presedür geriği süslü püslü gidilir. bıçak sağ elde çatal sol elde hanım hanımcık gider gelirsiniz. içinizden geçenleri geçiyorum tabi.
ama lise her daim daha sıcaktır. mis gibidir. en güzelidir. mesela ben; klasik bir semt lisesi olan ve öğrencilerin genel olarak maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocukları olmasından ötürü kısaca maddi imkansızlıklardan okul balo yapmazdı. fakat süper geçen 3 yıl böyle de bitmezdi birşeyler yapılmalıydı. hep birlikte bir akşam dışarı çıkarız denir, fakat grantuvalet gitme hayali vardır. olmaz. ne yapalım ne edelim. bütün herkes ortaya koyar parasını. başlarsınız mekan aramaya. bir avuç insanın cebindeki birer avuç paradan da mekan bulunmaz. burası istanbul. halbuki hayaller büyük yat tutacaklarmış.*
sabah okuldan kaçan grup; akşama doğru kıç kadar da olsa bir mekan bulamamış olmanın hüznü ile semtlerine dönerlerken semt girişinde bir tebela ile bir ampül yanar kafada. direk orda inerler ve dalarlar mekana. mekan? mekan da denemez türkü kafe-nargile kafe kombinasyonundan çıkmış bir acaip yer. o semtte zaten iş yapmamaktadır. beklenenden de ucuza mekanı kapatır. kalan parayla yiyecekler ve pastalar alınır. bütün okula haber salınır. organizasyonu hazırlayan bir avuç insan dışında kimsenin cebinden para çıkmaz fakat o gecede yıllardır unutulmaz.
ve albüme fotoğraflar yerleştirilirken farkedilir ki; lise de daha güzelmişiz.*
üniversitede olan kadar iki yüzlü olanı yoktur. 4 yıl boyunca birbirinin arkasından konuşanlar birbirinden not kaçıranlar birbirine iftira atan tipler can ciğer olup fotoğraf falan çekinirler. yazık. evet.
kızların şıkır şıkır, erkeklerin çakı gibi giyinip gittikleri; okul döneminde göze kestirilip bir türlü konuşulamamış platonik aşkın son dakika golü atar mıyız umuduyla dansa kaldırılıp içlerin döküldüğü, platonik aşkın olumsuz cevabının arkadaşların omuzlarında çekilen halayla atlatılmaya çalışıldığı, alkolün dibine vurulup bir süresinin hatırlanmayıp sonradan arkadaşlar tarafından hatırlatıldığı, bir kısım içinse "ulan bu kadar hazırlık yaptık bu mudur yani?" sorularının sorulduğu, genel algıya göre normal hayatın dışında bir kesit, peri düşü.
Iğdırda nişanlımın mezuniyet balosuna katılmışlığım var, bakın ığdır diyorum ve balo diyorum. Birbirine tezat iki kelime nasıl bir cümlede birleşir derseniz işte böyle. Bu arada düğünden halliceydi. Flash tv den çok halay çekildi.