Yaklaşık 7 milyarlık bir nüfusun yaşadığı dünyada %32 ile Hıristiyanlar birinci sırada iken % 24 ile de Müslüman nüfusu ikinci sırada bulunmaktadır. Geriye kalan nüfusun büyük bölümünü ise Budist ve Hindu nüfus oluşturuyor. Bu arada hiçbir dine mensup olmadığını belirtenlerin de önemli bir yekûn tuttuklarını belirtelim; dünya nüfusunun yaklaşık % 20’si...
Bütün dünyada Müslümanların nüfusu 1 milyar 7 yüz milyon civarında. Ancak diğer dinlere mensup olanlar gibi Müslümanlar arasında da tek bir dinî yorum yok. Sünni ve Şii olmak üzere iki ana islam mezhebinden söz etmek mümkün. Bu iki kategoriye dahil edilemeyen sayıca daha az Müslüman topluluklar da mevcut. Söz gelimi Türkiye’deki Alevileri ve Bektaşileri bu çerçevede değelendirebiliriz. Ayrıca yine Umman ve Tanzanya’da az sayıda bir nüfusa sahip, Hariciliğin günümüzdeki uzantısı olan ibadiyye mezhebi de bu kabildendir. Belki Dürzî nüfusu, ayrıca Hindistan ve Pakistan’da taraftarları bulunan Kadiyanileri de iki ana kategorinin dışında addetmek isabetli olacaktır.
Sünniler itikadi olarak Maturidî ve Eş’arî, amelî ve fıkhî olarak da Hanefî, Şafiî, Malikî ve Hanbelî olmak üzere çeşitli alt mezheplere ayrılsalar da üst şemsiye kimlik olarak Sünnilik baskın karakter arzeder. Bununla birlikte Hanefiler genel Sünni nüfusun yarıdan fazlasını oluşturmaktadır.
Şiilere gelince...
Şiiler; Caferilik, Zeydilik ve ismailîlik olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Ancak Caferiler genel Şii nüfusun büyük çoğunluğunu teşkil ediyorlar.
1969 yılında kurulan islam Konferansı Örgütü’ne BM tarafından henüz bağımsız bir devlet olarak tanınmayan Filistin’le birlikte 57 ülke üye bulunmaktadır. Daha sonra adını islam işbirliği Teşkilatı olarak değiştiren örgüte Sünni veya Şii nüfusun çoğunlukta olduğu bütün Müslüman ülkeler üyedirler.Örgüte Müslüman nüfusun çoğunlukta olmadığı bazı ülkeler de üyedirler. Sözgelimi; Benin (Müslüman nüfus %17), Burkina Faso (Müslüman nüfus %20), Fildişi Sahili (Müslüman nüfus % 24), Gabon (Müslüman nüfus % 3) Gine Bissau (Müslüman nüfus %30), Guyana (Müslüman nüfus %10), Mozambik (Müslüman nüfus %17), Surinam (Müslüman nüfus % 18), Uganda (Müslüman nüfus % 15), Togo (Müslüman nüfus %20).
Ayrıca önemli ölçüde Müslüman nüfus barındıran Rusya ve Tayland bazı ülkeler de örgüte gözlemci üye statüsündedirler. Nüfusunun % 98’i Müslüman olduğu halde bağımsızlığı tanınmadığı için KKTC de gözlemci üye konumundadır.
57 ülke arasında sadece dört ülkede Şii nüfus çoğunluktadır. Bunlar; iran, Irak, Azerbaycan ve Bahreyn’dir. iran’ın 80 milyona yakın nüfusunun % 90’ından fazlası Şii’dir. Aynı şekilde yaklaşık 10 milyon nüfusu bulunan Azerbaycan’ın da %90’ı Şii’dir. 34 milyonluk nüfusu olan Irak’ın da % 65’i Şiilerden oluşmaktadır. Arapların Basra Körfezi, iranlıların Fars Körfezi dedikleri körfezde küçük bir ada ülkesi olan Bahreyn’in bir buçuk milyonluk nüfusunun da % 80’i Şiilerden oluşmaktadır. Ancak Bahreyn’i Sünni azınlığa mensup bir kral yönetmektedir.
Çoğunluğu oluşturmasalar da ciddi bir Şii nüfus barındıran islam ülkeri hakkında da bilgi verelim.
25 milyon nüfusu olan Yemen’in % 42’si Zeydi Şiilerden oluşmaktadır.
170 milyona yakın nüfusu olan Pakistan’ın % 30’u Şii’dir.
30 milyon nüfusu olan Afganistan’ın % 20’si Şii’dir.
3 milyona yakın nüfusu olan Kuveyt’in % 35’şi Şii’dir.
25 milyon nüfusu olan Suudi Arabistan’ın % 12’si Şii’dir.
20 milyona yakın nüfusu olan Suriye’nin % 17’si Şii Nusayri’dir.
Ayrıca 1 milyarı aşkın nüfusundan 160 milyonunun Müslüman olduğu Hindistan’da da Müslüman nüfusun % 35’i Şiidir.
Türkiye’de de 500 bin civarında Şii Caferi nüfus vardır. Ayrıca Türkiye’de 12 – 15 milyon civarında Alevi nüfus da vardır.
Diğer ülkelerdeki Şii nüfusları da kattığımızda bugün dünyada yaklaşık 250 - 300 milyon civarında Şii nüfus yaşamaktadır.
Sünni nüfus ise yaklaşık 1 milyar 350 milyon civarındadır.
Görüleceği üzere islam dünyasının yaklaşık % 79 - 80’i Sünni, % 16 – 17’si ise Şii’dir. % 3 – 4 civarında da bu iki kategoriye dahil edilemeyen Müslüman nüfustan bahsetmek mümkündür.
Bu arada hemen belirtelim ki 250 milyonluk Şii nüfusun içinde yaklaşık 50 milyon civarında Türk Şii vardır. iran, Azerbaycan ve Irak’taki Şii varlığı önemli ölçüde Azeri – Türkmen Şiilerden meydana geliyor.
Şii dünyasının tartışmasız öncüsü iran’dır. Sünni dünyada ise net bir biçimde öne çıkan bir ülkeden bahsetmek pek mümkün olmamakla birlikte Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır’ın bu konuda yarıştıkları söylenebilir.
Bütün gönlünüzle O’na yönelin, O’na saygısızlıktan sakının, namazı kılın ve şirke sapanlardan, dinlerini parçalayıp -her bir grubun kendindekini beğendiği- fırkalara ayrılanlardan olmayın.
Rûm : 31-32
Bütün gönlünüzle O’na yönelin, O’na saygısızlıktan sakının, namazı kılın ve şirke sapanlardan, dinlerini parçalayıp -her bir grubun kendindekini beğendiği- fırkalara ayrılanlardan olmayın.
Rûm : 31-32
Bana saçma geliyor örneğin bir mezhep 15 gün oruç tutarken bir mezhep 30 gün tutuyor, hani müslümanlığın tek kaynağı vardı nerde yazıyo siz 15 gün tutun siz 30 gün diye bana bunu bile mantıklı açıklayan çıkmadığı için saçma geliyor.
ehli sunna vel cemaat disindakiler batildir. 4 mezhebin en kolay tarifi:matematik sorusunda dogru cevabi bulan 4 farkli islem gibidir gidilen yollar farkli olsa da ayni cevaba ulasilir.
evreni yaratan tanrılar ayrıntılı, soru bırakmayan ancak okunabilecek incelikte bir kitap yaratamadıkları için ortaya çıkan ve o dine inananları birbirine düşüren sınıflar.
Kur'an apaçık bir şekilde mezhepleşmeyi, fırkalaşmayı yasaklıyor. Dinin tek kaynağının da Kur'an olduğunu bildiriyor. Şimdi sen gidip Kur'an'a hadis kitaplarını ortak koşuyorsan, hiç kusura bakma; ahirette hesabın çetin olacaktır.
Kuran'da birçok kez geçen "fırkalara ayrılmayın" ayetlerine rağmen müslümanların yaklaşık %80'i bir mezhebe mensuptur. Ve söz konusu mezhepler birçok konuda birbirleriyle çelişmektedirler. Ve ayrıca birçok konuda kur'an ile de çelişiyorlar. Mesela "Dört hak mezhep"e göre namaz kılmayanların hükümleri şöyledir;
Oysa ki Kuran'da namaz kılmamanın herhangi bir dünyevi cezası yoktur. Kişinin kendi tercihidir. Dinde zorlama yok bir kere, sen kalkıp da kimseye ''neden namaz kılmıyorsun, seni döveceğim'' diyemezsin. Allah'ın dinini sen mi kurtaracaksın? Allah isteseydi, herkes iman ederdi.
Nitekim kuran da, bu dediklerimi şöyle tasdik ediyor;
Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi inanırdı. Öyleyse, sen mi halkı inanmaları için zorlayacaksın? 10/99
Kuran: "Dinlerini parçalayıp fırkalar haline gelenlerden olmayın. Her grup kendi elindekiyle sevinip övünür." (Rum 32)
Hocalar: Mezhep şart!
Allah aşkına kendinize sorun, bir olan Allah'ın farklı emir ve yasakları olabilir mi? Dört hak mezhep neye göre hak?
hiçbirinin islam'da yeri yoktur. Hepsinin ayrı ayrı helalleri ve haramları vardır, birbirleriyle birçok konuda ayrışmaktadırlar ve kuran'a aykırı olan birçok hükümleri vardır. Bir kere baştan kaybediyorlar; çünkü kuran'ın hiçbir yerinde mezhepleşmenin lehine bir ayet yok, bilakis mezheplerin aleyhine bir sürü ayet var.
Kur'an, apaçık bir şekilde mezhepleşmeyi, fırka fırka olmayı yasaklar.
Kuran'a tamamen aykırıdırlar. Kuran'da mezheplere bölünmemeyi emreden bir sürü ayet vardır. Öte yandan mezheplerin lehine bir tane bile ayet yoktur. Ayrıca, mezheplerin hepsinin birçok konuda birbirleriyle ihtilaf içerisinde olduklarını düşünürsek, bir müslümanın bir mezhebe mensup olması için hiçbir sebebinin olmadığını anlamak hiç de zor olmasa gerek.
Sünnilik, şiilik, selefilik... Hepsi islam'dan ayrı birer dindirler ve de aralarında bir sürü çelişki bulunmaktadır.
4 hak mezhep kavramı düşündürücü. Çünkü bu 4 mezhebin mensupları arasında da ilk başlarda anlaşmazlıklar yaşanmıştır. Hem de öyle basit anlaşmazlıklar değil.
çeşitli sapkınlıklardan meydana gelmiştir. kuranı kerimde alevilik veya sünnilik yazıyor mu? bu yüzden mezhep müslümanlığı yerine hak islamı yaşamalıyız.
islan peygamberinin cinsel hayatini detayli sekilde anlata kuran nedense namazin nasil ve kac rekat kilinacagindan fazlaca bahsetmez ve olayi muallak birakir. bayramlari tam tarif etmez. abdestin nasil alinacagini ve ne sekillerde bozulacagini yazmaz. icki mes
eleside muallaktir uc farkli ayet vardir.
islamcilar diger dinlerin kitaplarinin bozuldugunu iddia ederler ama bu iddialarini neye dayandirdiklarini aciklayamazlar. maide 43 ayeti ise tam tersi tevratin bozulmadigini soyler.
kuranda bir cok sey muglak oldugundan mezhep imamlari kendi gorus ve yorumlariyla kuranin aciklarini kapatmaya calismislardir.
Ben size şah damarınızdan daha yakınım diyen allah'a ulaşmak için, uydurulan yollar (mezhep ve tarikatler). Bunları uyduran tasavvufçular ve kendini sorgulamadan babadan, dededen büyüklerden böyle gördük ne diyorlarsa doğrudur diyenler, şah damarınızdan daha yakın olduğu halde daha neyin yolundan bahsediyorsunuz. Düştüğünüz ve insanlarıda içine düşürdüğünüz bu şirk ve bölünmelerden uzaklaşıp en sağlam ipe sarılınmalıdır kuran'a. aksi takdirde bu ümmet kendini ahirette büyük hayal kırıklıkları içinde bulacaktır çünkü ne denlü bir sapıklığın içinde olduklarının farkında bile değiller.
kimi insanlar mezheplerin "insanlara yol göstermesi açısından" gerekli olduğunu, farklı coğrafyalarda farklı farklı olmasını "insanların hayat tarzına en uygun olarak, yaşanılan bölgeye göre kuralların da değişebileceği"ni söylerler.
bunlar oldukça mantıklı. örneğin abdest konusunu ele alalım:
hanefilik mezhebine göre karşı cinsle el ele tutuşmak abdesti bozmaz ama şafiilerde bozar.
günümüz muhafazakar kesimin buna karşı savunması:
şafiiler daha sıcak coğrafyalarda yaşadılarından ve şehirde yaşayan hanefilere göre karşı cinsle daha az alakadar olduklarından, karşı cinsle el ele tutuşmalarında daha fazla etkilenebilirler ve olumsuz davranışlarda bulunabilirler.
hanefiler ise daha çok şehirde yaşadıklarından, karşı cinsle alakaları daha fazladır ve daha alışkındırlar buna. bundan dolayı el ele tutuşmak onları pek etkilemez.
kan olayına da benzer bir yorum getirmişler:
şafiiler tarlada, dağda, bayırda çalıştıklarından elleri oraya burada, dikene falan sürtebilir ve kanayabilir. ancak hanefiler şehirde ticaretle uğraşan insanlardır ve vücutlarının herhangi bir yerinin çizilip kan gelmesi, şafiilere göre çok çok düşüktür. bundan dolayı bu konuda şafiilere ayrıcalık tanınmıştır vb.
bunlar oldukça inandırıcı ve mantıklı şeyler. ancak bir de şunlar var:
hanefi mezhebine göre islam dininden dönenler idam edilir. şafiilikte ise namaz kılmayan müslümanların idam hükmü vardır.
bu konu, şu ayetle ters düşer gibi gözükmekte:
"dinde zorlama yoktur."
bakara suresi 256. ayet.
bir diğeri ise helal haram konusu.
bilindiği üzere şafiilerde denizden çıkan her şey helalken (hem karada hem denizde yaşayan canlılar hariç) hanefi mezhebinde balık görünümü dışındaki şeyleri yemek caiz değildir.
bu konuyla ilgili ayetlere bakalım;
"Taze et yemeniz için denizi sizin hizmetinize veren Allah'tır."(Nahl, 16/14)
"Denizde avlanmak ve onları yemek size helal kılındı ki ; hem size hem yolcu olanlarınıza faydalı olsun."(Maide, 5/96)
bir de yemek dışında çeşitli nimetlerin mezheplere göre yasaklanması mevzusu var. örneğin tavla, dama, satranç vb. bir takım insanlar işin içine kumar girmediği ve değerli vaktimizi haddinden fazla meşgul etmediği takdirde caiz olduğunu söyler. ancak hanefi mezhebinin bu konuyla ilgili kararı kesindir. her türlü oyun o ulemaya göre haramdır. ister kumar olsun, ister olmasın.
ve bu konuyla ilgili ayetler:
"ey iman edenler, allah ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. allah haddi aşanları sevmez."
5- maide suresi 87
"de ki: allah ın kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti. de ki: bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır. bilen bir topluluk için biz ayetleri böyle detaylandırırız."
7- araf suresi 32
"de ki: size ne oluyor ki allah ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir kısmını haram, bir kısmını helal yapıyorsunuz. de ki: allah mı size izin verdi, yoksa allaha iftira mı ediyorsunuz?"
10- yunus suresi 59
***
şu anlık bulduklarım bu kadar. mezheplerin gerekli olduğuna inanıyorum ama bazı kurallarına kafam yatmadığı gibi, kur'an'da da bu konuyla ilgili ayetin oldukça net olduğunu görmek, mezheplere karşı olan inancımı sarsıyor.