mezardakilerin yaptığı için pişman olduğu işler

entry2 galeri0
    1.
  1. tüm yaşayanların kendi hayatlarına birer eskiz gibi işlediği hatalar, sevaplar, kaybedilenler ve pişmanlıklardır. yalın ve basit.

    keşke toprak olabilseydik...

    ''mezardakilerin pişman olduğu şeyler için, dünyadakiler birbirlerini yiyor.'' der gazali...

    bir hiç'i soyutlama çabalarından sonra ortaya çıkan duygu. bir hiç = hayat ve sen. kendin, kendimiz...

    soyutlamalar gelsin; sonu pişmanlığa dayanacak geçici aldanışlar, karanlığa sıkılan kurşunlar, bumerang gibi en başa dönen hayat gelsin o halde...

    önce çocukluk;

    -büyüyeceğim; işte o zaman sigarayı avucuma saklamadan rahatça içebileceğim.

    -büyüdüğümde her şey çok daha farklı ve güzel olacak. büyümek; güzel bir şey ne de olsa. ileri de her şey çok güzel olacak.

    ve gençliğe ilk adımlar, önce idealler;

    - iyi bir liseyi kazanıp, o lisede iyi bir eğitim alacağım.

    -arkadaşlarımın gözünde saygı değer biri olacağım.

    -şimdi ki kız ya da erkek arkadaşım hayatımın sonuna kadar benimle birlikte olacak.

    -ortamda sevilen biri olacağım, her zaman sempatik, her zaman anlayışlı ve her zaman her kızın/erkeğin tercih edeceği biri...

    -iyi bir üniversite kazanıp; insanların, ailemin gözünde başarılı biri olacağım. onların pis egolarını doyuracağım ama kendimi asla...

    -o kızın/erkeğin beni terk etmiş olması ciddi bir yıkım olacak benim için. bensiz nasıl yaşarım ki? kafamda gamdan dağlar kurup yemeden içmeden kesileceğim; çünkü o'nsuz nasıl yaşanır ki? bunranlar... karanlığa bakıldığında bir şekle girdiği sanılan korkutucu hareket eden cisimler... uyutmayacak beni. yüzümde perçin perçin kendimi değersizleştirmiş olmanın tortusu olacak. antidepresanla tanışacağım.

    -hayatı çözdüğümü ama insanların beni anlamadığını o kadar iyi anlayacağım ki... farklı biriyim...

    -ardından o'nsuz da yaşayabildiğimi fark edip, yine ve yeniden yaşayacağım buhranlara gözü kapalı yol alacağım. yaşadıklarımdan ders çıkardığımı düşünüp, defteri yırtarcasına acı tecrübelerimi sileceğim aklımdan.

    sonra ilişkiler, varsayımlar, beklentiler;

    -üniversiteyi bitirip, çok iyi bir iş bulacağım.

    - bir kız/erkek bulup onu çok seveceğim, onu çok mutlu edeceğim ve kendim de çok mutlu olacağım.

    -yaptığım işlerden dolayı, toplum tarafından kabul göreceğim

    - bulduğum o kızla/erkekle evlenip, mutlu bir yuva kuracağım.

    -çocuk sahibi olacağım, çünkü bu en tabii hakkım! dünya güzeli çocuklarım olacak mesela bir kızım.

    -akrabalarımla iyi bir ilişki içinde olacağım, onlara yardım edeceğim.

    -evime misafir olarak gelenleri mutlaka aldığım son model arabamla evlerine bırakacağım. sırf arabam olduğu için sık sık bana geliyor olmalarına aldırış etmeyeceğim.

    -diğer insanlar beni örnek alacak. ''ruşen amca'nın oğlu sedat'' gibi olacağım.

    -yaptığım işin erbabı olup ''ben olmazsam bu iş yürümez'' diyen biri olacağım. birileri bana muhtaç olacak, bunun haklı ama kirli gururunu yaşayacağım.

    ve egolar;

    - çok güçlü olacağım, insanlar bana saygı duyacaklar. benim yanımda kendilerini böcek gibi hissedecekler, ben yine de mutevazi bir insan rolü keseceğim. çünkü iyi biri olduğuma önce kendim inandım!

    -gelip benden yapacakları işler için akıl alacaklar.

    ve aile;

    -eşime, çoğu insanın sahip olamadığı imkanları sunacağım. mutlaka kendine ait bir arabası, limitsiz kredi kartı ve yarınlar hakkında ''acaba ne olacak'' gibi kaygılar doğurmayan bir hayat sunacağım. eşim gerçekten çok güzel biri olacak. o'na sahip olmak bu hayatta her şeye değecek, çünkü hayatımda ''o'' var olacak. bu tarifi imkansız bir şey olacak benim için.
    benimle çok mutlu olacak; hayatının merkezinde olacağım. sanki hiç ölmeyecekmişiz, sanki bir gün asla ayrılmayacakmışız gibi sadakati, bağlılığı, şefkati koruyacağız. hastalanacak eşim, karanlık odanın ışığında o uyurken ateşi var mı diye bakacağım. uyandığında çorbası yatağına gelecek mesela, anlayışlı bir eş; ideal bir erkek/kadın olmanın verdiği mutlulukla herhangi bir öneme sahip olmayan akşamda onu dansa kaldırıp ardından sevişmeye başlayacağım. mesela kahvaltıları hazırlayan ben olacağım hep. bir erkek olarak bunu asla garipsemeyeceğim.

    -ve elbette sevdiğim o kadından/adamdan çocuklarım olacak. ellerini göbeğine koyup dudaklarımı boynuna hapsedip teninden soluduğum hayatı bu güzel kadın;
    ellerinin karakteristik özelliği, kollarının hayatın anlamsızlığını ve hiçliğini bir an olsun unutturduğu, çocuklaşmanın, ciddiyetin, sahiplenme duygusunun en doruk noktasını yaşatan bu adam; dokunduğunda bitmesi an meselesi bir rüya gibi mayhoş tadı ruhumda hissettiren bu adam; işte o benim her şeyim olacak.

    -çocuklarımızın büyüyüşünü seyredeceğim; kimi zaman onlarla beraber büyüyeceğiz belki de. çünkü biz hayatı sadece bir kişiden ibaret olan iki çocuk olarak kalacağız hep. bu bana tarifsiz bir mutluluk verecek.

    -onları büyüteceğim, okutacağım.

    - oğlumu askerden döndükten sonra evlendireceğim. herkese düğün nasıl yapılırmış göstereceğim.
    kızımı, toplum tarafından kabul görmüş bir ailenin oğluyla evlendireceğim.

    -sonra torunlarım olacak, onları çok seveceğim. bu güzelliklere sahip oldduğum için kendimi şanslı hissedeceğim.

    - ailemin gücüne güç katacağım, arkalarında dağ gibi duran bir baba ve ya anne olacağım.

    - sadece bu dünya için değil, ahiret için de elimden geleni yapmaya çalışacağım, böylece manevi olarak da kendimi mutlu hissedeceğim.

    -mutlu ve yaşadığı hayattan memnun, benlik bütünlüğüne ulaşmış bir ihtiyar olacağım..

    ve ölüm;

    -işte o an gelip dayandığında; geri dönüşü olmayan bu yolu nefesimde ve öleceğimi tahmin eden çocuklarımın, eşimin yakınlarımın acıyan ve ya bir an önce ölmemi bekleyen gözlerinde okuyacağım.

    -yaşadığım hayatın tartıda tonlarca pamuk kadar hafif kaldığını anladığımda; paranın, şehvetin, kadının/erkeğin, güçlü olmanın, zilletin gururun, ihanetin, egoların ne kadar içi boş ve ne kadar sevimsiz olduğunu seğiren nefesimde çökmeye yüz tutan yanaklarımda, soğuyan ve hissetmediğim ayaklarımda görüp, aslında tüm bunların özenle dikilen bir kuleyi saniyeler içinde yıkmak avam bir iş olduğunu anladığımda yaşamın yaşamaya değer tek olgusunun anlamsızca var edilmiş olmak olduğunu anlayıp pişmanlık yaşayacağım.
    ölüm pişmanlığı, mezardakilerin hissettiği o kesif pişmanlık. her şey için...

    mezardakilerin yaptıkları için pişman oldukları işleri yapıyoruz. öldükten sonra da; şu anda mezarda olanların yaptıklarını yapacağız.

    mutlu sefalet kaldığı yerden devam etsin...
    0 ...
  2. 2.
  3. allah a inanmamak baştadır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük