sanki kefenlenip mezara koyulduktan sonra üzerime toprak atılan anı, o esnada insanların bana mezarın başından baktıklarını mezarın içinden görebilecek mişim gibi geliyor.
yaşarken değer vermediği kişilerin değerini ölünce anlayan insan, onun mezarını süsleyerek -yani bunun bir şey değiştirmeyeceğinin farkında olmasına rağmen- kendi vicdanını rahatlatmaya çalışıyor..
baya detaylı bir şeymiş bunu kazmak. öyle kazdım bitti yok yani. kıble yönü var cenazeyi hafif yan çevirme var defnederken kefenin ipini çözmesi var üstüne piriketkoyması var. herkesin 1 kürek de ben atayım kavgası var. var oğlu var.
çöp kovası.
kokarız çünkü ölünce.
her çöp kokmadan ortadan kaldırılmalıdır.
sadece bir çöp kovası, ölümde bile bir hikmet aramanın hiç anlamı yok.
değersiz bir kova...
Çoğu insanın unuttuğu ahiret öncesi bekleme yeridir. Bazıları cennet bahçelerinden bir bahçe, bazıları ise cehennem çukurlarından bir çukurdur. Hz. Muhammed (sav). Dünya gözüyle görüldüğü kadarıyla kısa, dar ve soğuk bir çukurdur. Mezar taşları medfun kişi hakkında çeşitli bilgiler içermekteyse de bunun aşağıda yatana bir faydası yoktur.
tüm insanların nihai noktası olan yerdir. varlığın yokluğun acının ızdırabın dindiği, hakikate açılan kapının menşeidir.
dostlukları anlamsız kılan tek gerçek.
Tanım: Ölen canlı için kazılan yer. Son inşa edilen ev.
Babaannemin ölümünde farkettim; 2m 80cm genişliğinde. Köylerde mezarlar önceden kazılıyor artık kepçe gelmiş kazmış bizden önce. Kocaeliden devletin hizmeti varmış cenaze aracı ile getirmişler köye. haberi aldığımda nöbetteydim. Arkadaşlardan birini aradım geldi. Çıktım köye doğru. Vardığımda cenaze gelmişti. Amcamlarda 2-3 saat sonra uçakla geldiler yurt dışından.
Kimisi 3 kimisi 5 yıldır annelerini görmeyen amca, hala...belediyenin Traktör kasasına monte edilmiş morgu evin önünde... ilk kardeşimin ölümüyle tanımıştım kendisini...Morg hakikaten soğuk... sonra ceset yıkandı. örtüldü sarıldı.kondu tabutuna, tahtırevan ile gitti son konağına. Ölüyü mezara indirmek ve sonrası ayrı bir zenaat. önce önce cesedin yüzü kıbleye döndürülüyor, sonra sırtı az bir toprakla örtülüyor. sonrasında üstüne duvara yaslı şekilde boydan boya mermer çaprazlama kondu. sonra boşluklara pamuk kondu ki atılacak toprak üzerine gelmesin. sonra mı? kürekler eller ile öpüştü son vedanın sarhoşluğuyla sarıldı bir birilerine. demir toprağı yararak parça koparıyordu, içimden babaannemi koparır gibi yarıyordu ... mezar kapatıldı. isim için işaret kondu bir sene sonra yapılacakmış mezar toprak çökmesin diye hemen yapılmazmış. ama bizim üstümüze çoktan garipliğin havası çökmüştü... bir ses duydum o anda oğlum dedi ağlamaklı bir ses... baktım döndüm sırtımı çekip gittim sanki kardeşimin olduğu gibi babaanneminde müsebbibi oymuşcasına....