evet evet. yanlış okumadınız başlığı. var böyle insanlar artık. sanki, doktor olması, mühendis olması, avukat olması veya her ne boksa artık, bu dünyadaki ünvanı öbür tarafta kendisine tolerans sağlayacakmış gibi mezar taşına, isminden önce ünvanını yazdıran insancıklar.
ne kadar küfretseniz azdır bu insanlra. ne kadar bağırsanız. vursanız yüzlerine. kırsanız her bir şeylerini. azdır.
bu tarafta, ünvanına layık bir insan olamadıysan, zaten bir bok olmaz senden. ki, sanma ki tanrı'yı kandırabilirsin. sanma sakın. sanırsan eğer, aptallığını ve budalalığını tescilletirsin.
gerisi hikaye olur be gözüm. gerisi salaklık olur. gerisi masal. başka da bir bok olmaz.
sen ve senin zihniyetin ne insanlığa bir fayda sağlar. ne de kendine, kendinize bir fayda sağlar. gökdelenleri anımsatan mezar taşlarınız, ve isimlerinizden önce gelen ünvanlarınız hafifletmez ruhunuzu.
tam tersi yük olur. sizi ve ruhunuzu sıkar. paramparça eder.
(bkz: kibirde son nokta) peşinen de şunu ekleyeyim ki. başlıkta bahsedilen olayda şahsın kendi isteği üzerine yazılması sözkonusu. yani çocuğu, karısı, amcası, dayısı halası çok seviyormuş da o yazdırmıştır gibi fikirlerle gelmeyin bana.
ölen insanların değil onların mezar taşını yaptıran insanların sorunudur. yeri gelmişken;
onu yapan kendi için yapmaz, onu alan kendi için almaz, onu kullanan kullandığının farkında değildir. bu nedir?
cevap : tabut.