nasıl da güzel yerlerdir. her zaman gidilmemelidir. ama o kafa haline girildiğinde mutlaka gidilip demlenilmeli. yeri gelmişken benim istanbulda favorim asmalı mescit'teki şehbender14 meyhanedir. Sahibi güzel kafalı bir adamdır zira.
hayatın anlamını arayıp kustukça rahatlanan, her geçen günü düşünüp her acıyı tekrar çekip her şeyle bir kez daha yüzleşilen, gerektiğinde ortamdaki insanlarla apayrı konularda muhabbete dalıp çok şirin insanlarla tanışılan mekan.
emile zola nin eserlerinden biridir.kitapla ilgili arka kapaginda sunlar yazmaktadir:
...gunumuzun toplumsal sorunlarinin basinda gelen alkol bagimliligini, bunun insan mutlulugunu engelleyen yanlislik olculerini bir aile yapisi icinde sergileyen unutulmaz eseri Meyhane.okumadan olmayacak eserlerin basinda; kendi kendinize de dinleyerek...
samimiyetsizliğin, riyakarlığın, fitneliğin ne olduğunu bilmeyen insanlarla dolu olan, dertleri tasaları oradaki insanlarla müzik eşliğinde konuşarak çözmeye çalışılan, elindeki içki bardağını her masaya vuruşunda aklına bir sorunun daha dank ettiğini anladığın ama bunu sikine takmadığın, hayat dolu bir güzellik salonu, yaşam alanı.
hayatın anlamını arayıp kustukça rahatlanan, her geçen günü düşünüp her acıyı tekrar çekip her şeyle bir kez daha yüzleşilen, gerektiğinde ortamdaki insanlarla apayrı konularda muhabbete dalıp çok şirin insanlarla tanışılan mekan.
Ozan Andre Chenier yi
ikiye böldüğünden beri giyotin
Kurum satıyorsa meydanlarında Paris in
Ozan kardeş hadi hop
Sende uzat boynunu
Eş dost akraba beklemesin
Hadi hop sayın cellatlar da
Kavuşsun erkenden çoluk çocuğuna
Tarihten anlaşıldığına göre
Sırası suyu yok bu işin
Sokakdan el ayak çekildimi
Sen de tırt sepete
Ozana kardeş hele hele
Sepete düşdükden sonra da
Tut ki sakallarını öyle dipten
Genç sıska dul ihtiyar
Tümü meraklı yurttaşların
Tıraşlı bir baş görsün
hayatın anlamını arayıp kendi içinde kayboldukça yaşanan her acıyı tekrar çekip,her şeyle bir kez daha yüzleşilen ve gerektiğinde ortamdaki insanlarla her türlü konuda muhabbete dalıp gidilebilecek çok şirin mekan.
nilüfer'in "ispanyol meyhenesi" eşliğinde yazıyorum,
Meyhane kültürü bize, "şarap ayinleri"yle birlikte Grek'ten geliyormuş, eve geç kalmamak için ayak üstü içen kişilere ***tetikçi denirmiş.
Karaköy'de otogarın karşısında bir meyhane varmış, "Romen'in Yeri". Burada içki satılmaz, içeceklerini dışarıdan alıp da gelirlermiş gelenler. Yemekleri çok meşhurmuş.
ispanya'da da meyhane kültürü gelişmiş olup 80den fazla antik meyhane varmış bunlara **taberna deniyormuş.
Agora, antik Yunan kentlerinde, şehirle ilgili politik, dini, ticari her türlü faaliyetin gerçekleştiği, tüm kamu binalarının etrafında sıralandığı halka ait geniş açık alan olup, Helenistik dönemde şekillenip Roma imparatorluğu'nda ortaya çıkan forumların öncüsüymüş.
"burası agora meyhanesi
burda yaşar aşkların en divânesi, en şâhânesi...
bu gece benim gecem, bu gece benim gecem
cama vuran her damlada seni hatırlıyorum
ve sana susuzluğumu...
bu akşam ümitlerimi
meze yapıp içiyorum, içiyorum, içiyor, içiyorum."