pek sağlıklı olmasa da, milenyum öncesi nesil için serin ve lezzetli bir eğlencedir. buzlukta unutulmuş bir kola şişesinde* de doğal olarak imal edilebilir. tabi şişeyi kesmek gerekir.
mahallenin tüm çocuklarını, erkek - kız farketmez, kıpkırmızı dudaklara sahip birer kız çocuğu yapardı. fişneli meybuss versene kadir amçaa( kendisi de rahmetli oldu gerçi, allah rahmet eylesin . bakkalından az sporcu kağıdı (almazdık). bazen göz göze de geldiğimiz olurdu, ama görmemiş gibi , kağıtları tomar tomar cebimize koymamıza izin verirdi ki utanmayalım diye. iyi çocuk olduğumuzu bilirdi. gerçi iyi bi çocuk bunu yapmaz ki la. ha ha. sanırım yine başlıkları karıştırdım. ve " ben bu yazıyı sana yazdım kadir amçaa"
bir tane alınırdı bitince paketi atılmaz evden meyve suyu doldurulurdu. fakirliğinden değil evde beleşe yapmak daha eğlenceli gelirdi. meyve suyu da annenin kaynattığı hoşaf. dolaba konduktan sonra gelip gidip donup donmadığı kontrol edilirdi.
100 bin liraya satılırdı. şimdinin 10 kuruşu. kolalı favorimdi. bir de mavi olanı vardı, açık mavi. içinde ne vardı hatırlamıyorum ama köpek gibi yerdim. sonra evde yapmayada başlamıştık bunu. o da fena olmuyodu. para yokken gideri vardı yani.
kolalısı ve vişnelisi favorim olan renkli buz. bir de bardakta olanı vardı. onu emerken bütün dudağımız ve çevresi boyanırdı. bildiğin boyaydı, zararlıydı ama almamıza hiçbir şey engel olamazdı.
en güzeli limonlu olandı. bide poşeti açmadan kırıp ufalarsan meybuzu böle katur kutur yemek daha eğlenceli. zaten poşetini açmak zulümdü rahmetlinin. şimdi yok. çok sağlıksız diye diye tükettiler meybuzun neslini. şimdi algidanın buzparmak mı ne zıkkımsa salak bir şeyi var. parmak yalıyorsun. tadı da iğrenç. o uzun, ince ve bakkalda ki en ucuz şey olan meybuzun yanından geçmez.