ağzının tadını bilen, akıllı bir birey olacak, arz-talep dengesi nedir öğrenmiş, pahalı olduğu için bir şeyi sevmek zorunda olmadığının bilincine de varmış, olgun çocuk.
meyve tadını süt tadına tercih eden değildir sadece, bu çocuk çok daha önemlidir. aslında bu sempatik ve tercihlerinin bilincindeki çocuk, büyüdüğünde de "başkaları istiyor ve hep öyle yapıyorlar" diye düğün salonlarına kişi başı 60 dolar vermez mesela, başkalarının beğendiklerini beğenmek ve yemek zorunda olduğunu kabullenmez, toplumun kendisini "daha çok para kazanınca alması gerekenler öğretilmiş bir robot"a dönüştürmesini reddeder ve mutluluğa giden yolun kapısını aralar.
bu çocuğu bu yüzden seviyorum; kendi isteklerini, başkalarının beğenilerinin çokluğuna ve paraya endekslemeyecek kadar akıllı olduğundan.
çocuklar hep luzumsuz gereksiz vede zararlı şeylere heves ederler ondandır, en kral bisküvi-gofret-çikilata alayım dersin o ya sakız yada cips ister, her gün başımızdaki dert... tatlı belalarımız bizim.