dört çeker dediğin nedir ki tencereci
bir bakarsın çeker bir bakarsın çekmez
hele ki sen ben always bir de enişteyi
değil dört, 38 çeker bile çekmez.
zirveye hakan peker geliyorsa eğer
onun yanına en güzel gider mustafa keser
gerçi sen ne bilirsin keseri
tek bildiğin tikilerin repi
sana alalım şöyle çaykovskiden bir sidi
kulaklarının pası silinsin kalmasın kiri
kir deyince aklıma geldi kulak kiri de yakışır
senin arabanın koltuğunun üzerine fışır fışır
rafadan olur veya katı dediğin yumurta
sen mastırı bitir o zaman çık karşıma
oku oku nereye kadar, sana ne getirir
hala der ki ben bilmem beyim bilir
okuldan nasıl atılmıyorsun onu anlamıyorum
senin gibi öğrenciyi alan zihniyeti dehşetle kınıyorum
ha dersen ki benim içimde bir var bir cevher
o cevher olsa olsa en ağırından civadır bir beher
işyerindeki müdürüne ise diyecek laf bulamıyorum
kovulmadan geçen her günün için sayısal loto oynuyorum
ah ulan ah başında ben olacaktım ki sana neler ederdim
o zaman önümde el pençe divan durur kekelerdin
neyse yine de buna da şükür
dilinden abi kelimesini hele bir düşür
valla sonra pataklarım terlikle
üstüne de bir kahve isterim yanında iki sakkarinle
bilmem kaç perdelik bir gölge oyunudur. bu elemanlar oyun boyunca birbirlerine laf kaktırırlar. elleri de sakallarındadır. nedeni belli değil ama biraz kambur duruyorlar. arada bir, karşılıklı birbirlerinin ensesine tokat felan atıyorlar. gır gır şamata kırla gitsin. maksat ahali bir az eğlensin. tabi ozamanlar daha televizyon yok. hey gidi eski günler hey.
not: bu arada gidi pezevenk demektir onu da bilesiniz.