mey
selam sana devedikenim
en sevdiğim tatlıdır hoşmerim
sana burdan bir kafa çakarsam
olursun sen de bir fatih terim
devedikeni
selam sana ey mey hazretleri
ovalar durursun sen anca tencereleri
devedikenine laf atmak kolay mı sandın
sen once öğren trafik işaretlerini
mey
rüzgar susmuş ses vermiyor nedendir
diken batmış nasırına elemdir
mey der ki önce sağa sonra sola bakmalısın
deve de olsa diken dikendir
devedikeni
severim köftenin yanında fasulye piyazını
soğansız olursa atmam ağzıma lokmasını
bu sefer de yersin karnın ağrır, cırcır olursun
ne onunla, ne de onsuz, oturur kahrolursun
mey
şekil bir a yakıştı sana
dönüp baksana sen bi buraya
piyaz dediğin mideye oturur
iyi pişmediyse fasulyeler buharda
soğan dedin kaynattın mideyi
iftara daha kaç saat var be deli
madem çaldın minareyi
kılıfını hazırlasaydın bari be devedikeni
devedikeni
arabası insanın çocuğu gibidir
satılırken de sık dokunur ince elenir
hem bayana hem tencereciye
üselik bir de nevi şahsına munhasır meye
araba satmak için cesaret gerekir
zira satılan arabanın bir ay içerisindeki hali
olmuş tabii anında milli
tamponlar çamurluklar yamuk yumuk
tavan desen nasıl olduysa vuruk
paspaslar kayıp, koltuklar yanık
motordan ses gelir, şanzıman dağınık
değil arabam, galeri sahibi olsam da
satmam meye araba maraba
sadece arabaya değil trafige de yazık
atmış olurum tüm istanbula bir kazık
sen en iyisi bisiklet kullan
ama mümkünse dört tekerleklisini al lan
zinciri atarsa hemen beni çağır
freni patlarsa allaha sarıl
mey
Araba araba dedin unuttun gamı kederi
Sana da eğlence çıktı dimi devedikeni
işler güçler yığılsın çok da .ikimde mi
Maksat eğleneyim gönüller bil olsun değil mi
Seni çok seksist gördüm bugün
Kadın şoför dediğin adeta bir düğüm
Karşıdan karşıya geçerken sen
Yol veren sadece kadın şofördür sana gülüm
Motor sesi dediğin nedir ki senin kadar vızıldamaz
Fren dediğin nedir ki basınca durmaz
Hani çıkarsan bir gün yaya geçidinde karşıma
Sol bacağım ağrır da debriyaja basamaz
devedikeni
yaya geçidinde her gördüğü yaya için
debriyaja basan bir şoförden korkmalı için için
zira freni durmak, debriyajı ayırmak maksadıyla
yapmış otomobil üreticisi toyota
bana kadın şoför yol verirse kazara
hiç acımam atlarım yan koltuğa
o sebepten midir hiç yol veren olmadı
kanım senelerce kaynadı da kaynadı
bu arada sana bir araba buldum şimdi
ilk gördüğünde beğenmeyebilirsin ama zaman gerekli
gün geçtikçe ısınacaksın zira en önemli özelliği
üç tekerlekli olup, 15 km hızı geçememesi
pazartesi sendromumu ne güzel de atlattık el birliği ile
sen de olmasan ne yaparım kös kös bilemiye
bak iyi ki 24 saatte geri dönmüşsün sözlüğe
yoksa sabahtan akşama kadar delirtirdim seni maille
mey
Sırf lafsın dedim dinlemedin
Şunu yapıcam bunu yapıcam dedin iyice dellendin
En iyisi al sen bi cep yasin
Dinlersin boş zamanlarında
Teşekkür edersin mey sayende imana erdim
Pazartesi sendromu da neymiş
Hazırlamadığım rapor için sabahtan beri sayende
içime mesai girmiş
15 km hızla giden iki aracın yolları nerede kesişmiş
hız çarpı zaman eşittir yol imiş (miş mi)
mey der ki yollar yürümekle aşınmaz
otomobil osmana haber saldım kapında dedi yarına
devedikenine kapak olur bunca furtuna
maksat yollar şoför görsün be hey budala
yeter be dayı raporlar beni bekler
senin yüzünden oldu çıkışım geç saatler
mey der ki eyvallah gözüm
canım istedi çok fena kuru üzüm.
devedikeni
ben patronu olacağım saniyede kovarım işten
bu nasıl çalışmadır sabah akşam sözlükte keyiften
rapor yapacakmış, sen onu üç haftada zor hazırlarsın
sen git evinde yufkanı aç, yeri sil be kadın
lan gidiyor diye ağladık üzüldük burulduk
geri geldi gözyaşımıza pişman olduk
şaka be şaka, yogurdu üflüyorum şu an
yemesini ise yapacağım birazdan
devedikeni der ki, hadi artık işine dön
ama sen şimdi bu maniye de bakarsın bön bön
gerçi sen de iyi yazıyormuşsun ey mey
seni tebrik ettim karşımda dikilebildiğin için tey teyyyy
mey
karşında dikildim boyum denk geldi karnına
süt içmeye başlıyorum en kısa zamanda
istesem sana yazardım yeni bir ilyada
işlerim olmasa bitmesi gereken zamanında
fırına koydum bir boy hindi
yağladım kanadını mis gibi
doldurunca içine patatesleri
gözleri aynı seninkiler gibi pörtledi
mey der ki eyvallah
sakın ola bana bir daha bulaşma
ne ayşe teyzeler paklar seni
ne de kirlenmek güzeldir diyen gerzek peri
devedikeni
illa son sözü kendisi söyleyecek
kadın milleti değil mi inatçı mercimek
ben bunu yazdım diye cevap vermene gerenk yok
artık işine dön kovulmana sebep olmaya niyetim yok
hindi dedin karnımı acıktırdın
bilerek yaptın biliyorum hain kadın
sana bulaşmak mı, güldürme beni
senden korkan senin gibi olsun ey deli
hadi güle güle derim
sallanıyor arkandan ellerim
kafiyeye uydurayım diye iç ettim cümleyi
sen bakma buna ikile bakayım tencereci
ey mey efendi sana seslenmek istiyorum buradan,
sağa sola attığın laflar tamamıyla sıradan.
uzun zaman oldu bak sana sataşmayalı,
bugün canım sıkkın seninle biraz uğraşmalı.
gerçi yeni arabanla artık daha havalısın,
ama seneler oldu kullanmayı öğrenemedin malum kadınsın.
ilk zirvede anlatacağım aradaki farkı,
şanzıman ile direksiyon denilen iki aksamı.
dört çeker dediğin nedir ki tencereci
bir bakarsın çeker bir bakarsın çekmez
hele ki sen ben always bir de enişteyi
değil dört, 38 çeker bile çekmez.
zirveye hakan peker geliyorsa eğer
onun yanına en güzel gider mustafa keser
gerçi sen ne bilirsin keseri
tek bildiğin tikilerin repi
sana alalım şöyle çaykovskiden bir sidi
kulaklarının pası silinsin kalmasın kiri
kir deyince aklıma geldi kulak kiri de yakışır
senin arabanın koltuğunun üzerine fışır fışır
ah be bir de demez mi adana, şırdan
ama aslında iki köfteyi bitiremez fiyakadan
sonra yalvarır, ye benimkileri de kalmasın geriye
doyuyorum mütemadiyen, niye bilmiyorum diye
çok bilir ya şırdanın ne olduğunu
şırdanı görse zanneder ki meşe odunu
sana biraz yol yordam öğretmek lazım
tencereci olarak kalırsın olursun kazım
valla da sıkıldı canım ne yapayım
senden başka uğraşanım yok yapayalnızım
zirvede enişteyi de alırsam benim tarafa
o zaman tutuşur elin ayağın durur senin kafa
sende ki mide değil maşallah bolu tüneli
kaz kaz bitmedi yıllardan beri
benle uğraşma demiştim sana devedikeni
neticede bir sütlü kengelsin işte bi ileri bi geri
onlar köfte değil tavuktu bre adam
ben bilmem beyim bilir nedir şırdan
gelme bana bu sözlerle sıradan
yumurta da kırarız üstüne hem de rafadan
rafadan olur veya katı dediğin yumurta
sen mastırı bitir o zaman çık karşıma
oku oku nereye kadar, sana ne getirir
hala der ki ben bilmem beyim bilir
okuldan nasıl atılmıyorsun onu anlamıyorum
senin gibi öğrenciyi alan zihniyeti dehşetle kınıyorum
ha dersen ki benim içimde bir var bir cevher
o cevher olsa olsa en ağırından civadır bir beher
işyerindeki müdürüne ise diyecek laf bulamıyorum
kovulmadan geçen her günün için sayısal loto oynuyorum
ah ulan ah başında ben olacaktım ki sana neler ederdim
o zaman önümde el pençe divan durur kekelerdin
neyse yine de buna da şükür
dilinden abi kelimesini hele bir düşür
valla sonra pataklarım terlikle
üstüne de bir kahve isterim yanında iki sakkarinle
aralık da pırtladın diye abi mi oldun
dediler kötü şairsin yazma artık bre odun
sen sus da gözlerin konuşsun
olacam başına en güzelinden amir haberin yok nasıl da kodum
master dedin geldi aklıma
benim gitmem gerek okula
mey der ki
hadi sana eyvallah
bilmem kaç perdelik bir gölge oyunudur. bu elemanlar oyun boyunca birbirlerine laf kaktırırlar. elleri de sakallarındadır. nedeni belli değil ama biraz kambur duruyorlar. arada bir, karşılıklı birbirlerinin ensesine tokat felan atıyorlar. gır gır şamata kırla gitsin. maksat ahali bir az eğlensin. tabi ozamanlar daha televizyon yok. hey gidi eski günler hey.
not: bu arada gidi pezevenk demektir onu da bilesiniz.