Aşk şehvet olsaydı, eşekler aşkın padişahı olurdu. (Hz mevlana)
Gece gündüz uçkurunun derdinde olan birisinin aşkı anlamasını beklemek, beyhudedir.
Kültürsüz edepsiz ahlaksız arsız küstah bir iftiraya da ancak, sütü bozuk kanı bozulmuş sapık zihniyete sahip olan insanlar yeltenir.
Yoksa canım ibnelik çekiyor diyemeyenlerin hz mevlana gibi temiz müminleri kirli emellerine alet edişini başka türlü göremezsiniz.
Bide üstada kızıyorlar --mesnevide-- anlatılan kadınla eşeği hikaye ettiği için. Bu nevi hayvanları tasvir ediyor aslında.
Bunlara eşek bile yetmez az gelir.
Edit: bazı onun bunun çocukları da büyük adam olmak için vurdurmanın derdine düşmüşler. Onları tophaneye havale ediyoruz. Bazı ibneler de araya gay leri sokuşturmuş ama nafile biz ibnelerle uğraşmıyoruz.
(bkz: Gerçek aşk’ı bilen kalp bir damla suya bile hürmetle bakar.
Cahil kişi gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.
isyanlardayım dedi. Hayır, imtihanlardaydı. Fark etseydi, kurtulacaktı.
Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır. )
Hazreti Mevlana'yı gönül, fikir, düşünce insanları anlar. Dil, din ayrımı yoktur. Konya'yı ziyaret ettiğinizde görürsünüz.
Kapısı açık, öyle bir açık ki, dünyanın her bir yerinden gönül insanlarını toplar.
kiminin "aybek" isminin "nur" anlamına geldiği, kimisinin ise "aşık olmak" illa malum manaya gelmediği gerekçesiyle itiraz ettiği gerçektir.
ilk iddia boş bir iddiadır. "bek" eski türkçe'de "bey" anlamına gelir. yani "aybek" isminin anlamı "ay bey"dir.
ikinci iddia ise elbette dikkate alınabilir bir iddiadır. ne var ki insanlara doğru yolu göstermeye soyunan bir kişinin eserinde aynı arızalı temaları defalarca ve defalarca işlemiş olması söz konusu tezi doğru kabul etmeyi zorlaştırmaktadır.
yukarıdaki site sizce bir mason sitesi mi? ya mesneviden yaptığı alıntılara ne dersiniz? yazılanları okuduktan sonra "sonraki sayfa" butonuna basmanızı özellikle tavsiye ederim. sonraki hikayeler de az değil...
"kişinin cinsel kimliğine değil, topluma ne kattığına bakılması gerektiği" tezini ise desteklememek mümkün değil. zaten bu başlık altında yazmamın sebebi mevlana'yı aşağılamak değildir.
Aşık olmak illa ki o mana da kullanılmamış olabilir. insan doğaya da aşık olabilir karşı cinse de. Aşk kelimesi bu örneklerle birbirinden farklı şeyler olması gerekli. Bu manada aşk kelimesi farklı anlamlar ifade eder. Bu kastedilmiştir deyip bir karara varmak insanı ön yargıya sürükleyebilir. Bir insanın yüzüne aşık olmak ki bu erkekte olabilir. Aslında onun ruhunun yüzüne yansıttığı iyiliğe ve güzelliğe aşık olmaktır.
Geri zekali kisinin olmayan bir seyi uydurup sonra da delili burada diye yazdigi seye bakip sacma sapanligin dibine vurdugunu gorebileceginiz basliktir.
Abuk subuk cirkin maksatli bisey.
Gel de sovme.
doğrusu biseksüel olduğu gerçeğidir ki döneminde ve sonrasında islam toplumları arasında yaygın bir alışkanlıktır.
yukarıda yazılanlara bakın!.. komplo teorileri, gizli cemiyetlerin aldığı kararlar filan falan...
hayır, o değil, iddianın sebebi bir tek şems ile olan müphem münasebetinin özellikle kötüye yorulması olduğunu, başka hiçbir kanıt olmadığını iddia ediyorlar!.. üstelik de mesnevisinden beyit örneği verdiğimiz halde!... buyurun tekrarlayayım:
lengî ne konem, ne bed tekem men / ki `âşiq-i rûy-i aybekem men (topallık etmem, koşmam fenâ değildir / ben aybek'in yüzünün âşığıyım). "aybek" erkek ismidir!...
yobazların ciğerini bildiğim için bundan sonra ne olacağını söyleyeyim:
aynen daha önceki entrylerde yaptıkları gibi bu beyit konusunda tek bir yorum yapmadan saçmalayacaklar veya eksilemekle yetinecekler.
huylarıdır, beğenmedikleri bir şeye karşın bir şeyler yazarken, beğenmedikleri tezi hiçbir kanıt gösterilmemiş gibi takdim ederler. gösterilen kanıtları her zaman görmezden gelirler; öyle yüzsüzlerdir.
son olarak, siz bakmayın bunların göstermelik mevlana, yunus sevgisine... zamanındaki ağababaları onları hiç sevmezdi. zaten kendileri de görünmeye çalıştıkları kadar sevmezler. yunus'un malum şiiri kimin iktidarında sansürlendi?
insanlar o kadar sığlaşmışlar ki, başka türlü sevgi tanımaz olmuşlar. Biri, birine muhabbet besliyorsa sikiyordur veya sikmek istiyordur gözüyle bakıyorlar.
Mevlâna’ya karşı yapılan aşağılık saldırılar ve alçakça iftiralar, kendisinin yazmış olduğu ummanlar mesabesinde ki o büyük eseri ‘’ MESNEVi’’si üzerinden yürütülür. Hal bu ki Mevlâna’nın Mesnevi deki mesajları, Kur’an ın istikametinde ve Sünnetlerin ışığı altında verilmiş mesajlardır.
1800 lü yıllarda Batılı islâm düşmanlarınca alınan bir kararla ‘’ Önce islâm âlim ve ulemalarını gözden düşürüp tartışılır hale getireceğiz ve bu sayede Müslümanları îtikadi - ameli konularda şüphelere sevk ederek onların inançlarını bozacağız’’ denilmiş ve derhal çalışmalar başlatılmıştır. Bugün, Mevlâna ve diğer birçok islâm mütefekkiri ve ulema zatlara atılan iftira ve çalınmak istenen çamurlar, bu iğrenç Batı planının uzantısından ibarettir. Bu iğrenç planda bilerek veya bilmeyerek yer alıp, onların papağanlığına soyunmuş bir çok zavallıyla sık sık karşılaşmaktayız. Mevlâna, eşekle-kadın olayını anlatmakla insanlara şu çok önemli mesajı vermeye çalışıyor: ‘’ Ey insanoğlu! nefis o kadar zalim ve azgındır ki; şayet onu ibadetle, Tevhit’le, Allah’ı çokça zikirle, teslimiyetle dizginleyip terbiye edemezsen, seni öylesi rezilliklere ve günahlara sürükler ki akıbetin, nefsine mağlup olan o zavallı kadın gibi olur’’ BURADA ÖNEMLi BiR OLAY VAR; imanlı, Salih amel sahibi ve dürüst insanlar Mesnevi’yi okuduklarında imanları kuvvetlenir. Salih ve dürüst olmayanlar okudukların da ise, küfür ve günahları çoğalır. ŞEMS – MEVLÂNA ilişkisini ve EŞEK iLE KADIN hikâyesini kim ne şekil anlatıyorsa bilinmelidir ki o insan aslında kendisini anlatıyor. işte günümüzde birçok sapık, Şems-Mevlâna ilişkisini ve eşek ile kadın hikâyesini öylesine sapıkça anlatıyorlar ki bu gibi sapıklar, böyle yapmakla aslında kendi durumlarını, iğrençlik ve rezilliklerini anlatıyorlar demektir. Bu ifadeleri, kendi ruhlarında mevcut olan pisliklerin dışavurumundan başka bir şey olamaz. Mevlâna, bugün sapkın hümanistler(!) tarafından kullanılmıyor değil. Bazıları O’nu kendi sapkınlık ve azgınlıklarına alet ederlerken, bazıları da Mevleviliği bir moda akım haline sokmuşlar. Sağda solda ahkâm kesip ‘’BENDE MEVLEVi'YiM AMAN KARDiiiŞ'' diyerek, kendilerince entel-dantel-sosyetik takılmaya çabalıyorlar! Çoğunda namaz yok, niyaz yok! Lâkin Mevlana'ya küfredilirken ortalıkta gözükmez bu çömezler. Kendilerine sövülmediya, Mevlâna'ya sövüldü, aman sendeee... Mevlâna bu günleri ta o günlerden gördüğü içindir ki kendisini nasıl tarif etmişti; ‘’ Ben, HZ. Muhammed Mustafa’nın ayağının tozuyum. Her kim beni başka türlü anlatmaya kalkışırsa, ben ondan bi zarım’’ Ruhları şad, kabirleri içinden Kevser Irmakları akan cennet bahçeleri olsun.
Mevlana eşcinsel olmasa ne kazanırdık, eşcinsel ise ne kaybetmiş olduk önce bunu düşünmek gerek. Bize ne kim kimi seviyorsa. Şu dünyaya ve insanlığa zerre katkısı var mı ona baksak daha iyi değil mi? Ben size eşcinsel olmayan ama bırakın dünyayı, insanlığı kendisine bile zerre faydası olmayan binlerce insan gösterebilirim. Ama göstersem kim anlar ki?