mevlana ve eşcinsellik sorunsalı

entry1 galeri0
    1.
  1. itiraf etmeliyim ki bilim çevrelerinde, özellikle de tasavvuf araştırmacıları arasında pek de kabul görmeyen bu iddialar hakkında 'doğruluk payı olabilir' doğrultusunda bir kanaat hakim olmaya başladı. bu, kimi çevreleri tereddütsüz bir şekilde rahatsız ederken kimi çevreleri de 'bilimin objektif olma' niteliğinin arkasına sığınıp iddialar hakkında vicdan sahibi bir araştırmacı imajına bürünmelerini sağladı.

    öncelikle şunu teslim etmeliyiz ki, mikail bayram oldukça çalışkan bir araştırmacıdır. bir tarih araştırmacısının sahip olması gereken özelliklerin kendisinde de bulunduğuna şüphe yok. fakat özellikle mevlana hakkındaki iddiaları dolayısıyla kendisine soruşturma açılması onu 'haklıyken haksız duruma düşme' pozisyonuna itmiş gibi bir yanılgının nedeni oldu.

    şüphesiz, mevlana'nın hem ülkemiz hem de dünya çapında 'en tanınmış düşünür' olması; sevgiye, aşka, allah'a, peygamber'e, dine, ahlaka vs... dair söylediği sözler; yazdığı ölümsüz eserler onun hakkındaki bu garip iddiaları zihnimizde nasıl bir yere oturtacağımız konusunda bize zor anlar yaşatıyor. fakat öyle sanıyorum ki hem iddiaların bilimsellikten uzak olması hem de mevlana ve şems'in yaşamına dair diğer bilgilerimiz bu kafa karışıklığı mevzuunda bizi aydınlatabilir.

    iddiaların bilimsellikten uzak olması aslında konunun uzman araştırmacılar tarafından irdelenmesi gereken bir sorun. belki bu konuda 'dışardan' bir göz olarak ne diyeceğimiz bizi daha çok ilgilendiriyor. bu itibarla benim şahsi kanaatim, mikail bayram'ın en büyük handikapı iddiaları 'kurgusal' bir zemine oturtmasıdır. dolayısıyla 'zihni simülasyonlar'ın sebep olduğu bu tuhaf iddialar bilim çevrelerinden istenilen ilgiyi görmüyor. bu ilgisizlik 'sükut ikrardan gelir' spotunun bir anda aklımızda yanıvermesiyle "ulan yoksa..." tepkilerine neden oluyor.

    oysa, bir kaç tarihi veri ile yanılgılarımızın önüne geçebiliriz;

    birbiriyle örgülü ve ilişkili olan bu iddialardan yalnızca 'eşcinsellik' mevzuuna değineceğim.

    1- mevlana'nın evli ve çocuklarının olması:

    uzun süren yolculukların ardından mevlana 1222 yılında karaman'a geldi ve üç yıl sonra şerefeddin lala'nın kızı gevher hatun ile evlendi. sultan veled ve alaeddin çelebi bu evlilikten doğan çocukları. yıllar sonra gevher hatun'u kaybeden mevlana bir çocuklu dul olan kerra hatun ile ikinci evliliğini yaptı. bu evlilikten de muzaffereddin ve emir alim çelebi adlı iki oğlu ve melike hatun adlı bir kızı oldu. tüm menakıb kitaplarında; nefahatü l üns'de ve daha birçoklarında özenle belirtilen bu bilgiler mevlana'nın 'taş gibi bir erkek' olduğunu hatta birle yetinmeyip 'iki kez' evlendiğini açıkça ortaya koyuyor.

    2- şems'in evlenme isteği:

    şems-i tebrizi'nin, mevlana ile tanıştıktan sonra sadece ve sadece onunla beraber vakit geçirdiği doğrudur. onların beraberce bir odaya kapanıp ne yaptıkları konusunu zaten mesnevi'yi, divan-ı kebir'i gördüğümüz zaman anlıyoruz. tasavvufun birbirinden farklı eğitim metodlarından birisi de şeyh-mürid ilişkisinin 'son derece özel' olmasıdır. öyle ki, şems ile mevlana bir aradayken yanlarına yalnızca ve yalnızca sultan veled 'bazen' girebiliyordu. bunu, çeşitli eserlerinde farklı vesilelerle zikretmesinden anlıyoruz. ancak dikkatimizi çeken husus şems'in ortadan kayboluşu ile ilgili.

    şems ile mevlana'nın gözlerden ırak bu kadar çok vakit geçirmesi mevlana'yı sevenler arasında çeşitli dedikodulara neden oluyordu. tıpkı yanıtlamaya çalıştığımız iddialar gibi iddialar ortalıkta dolaşıyordu. öyle ki, şems'e karşı müthiş bir muhalefet oluşmuş ve bu karşı çıkışın başını da mevlana'nın oğlu alaaddin çelebi çekmişti.

    mevlana hakkında bir çok menakıbtan daha doğru bilgiler verdiği tespit edilen feridun b. ahmed-i sipehsalar'ın çalışmaları gösteriyor ki, şems-mevlana buluşmasından bir müddet sonra şems-i tebrizi, mevlana'nın yetiştirdiği kimya adında bir kız ile evlenmek istemiştir. hem eflaki'nin menakıbında hem şems'in sözlerinden derlenen makalat'ta hem de çağdaş araştırmacı fürüzanfer'in tespitlerinde de aynı yönde bilgilerin mevcut olması bu konuda şüpheye yer bırakmayacak nitelikte bizleri tatmin ediyor.

    işte şems'in ortadan kayboluşu da bu kuvvetli tarihi veri ile ilgili. çünkü şems'in evlenmek istediği kimya hatun'un bir başka sevdalısı daha var: mevlana'nın oğlu alaaddin çelebi.

    nefahatü l üns'ün bize verdiği bilgiye göre şems'i dışarıya çağırıp arkadaşlarıyla beraber öldüren alaaddin çelebi'dir. fakat bu bilgi hakkında şüpheler var. yine de yaygın kanaat şems'in 'öldürüldüğü' yönündedir. hatta şems'i alaaddin çelebi'nin öldürdüğü iddiasına kanıt arayanlar, alaaddin çelebi öldüğünde mevlana'nın onun cenazesine katılmamış olmasını delil getirirler. öyle ya da böyle şems'i alaaddin çelebi'nin öldürdüğü kesin değildir.

    3- şems öldükten sonra mevlana'nın onu aramak için şam'a gitmesi:

    aklımıza takılan bir diğer soru da madem şems'i mevlana öldürdü, o halde neden bir de onu aramak için bir yılını geçirdi, şam'a gitti, şems'i her yerde arayıp durdu? mikail bayram'ın fiberoptik iddialarının suyuna giden çoğu komplo insanı hemen şu yanıtı verebilir: 'şüpheleri gidermek için...'

    ben de o zaman küfürbaz bir insan olmadığım halde buna ancak ybsg derim.

    mevlana ile şems arasındaki 'tuhaf birlikteliğe' hiç dokunmuyorum. zira anlaşılmayacak bir tarafı yok. bu konuda her hangi bir kuşu duymak tarihte bu türden bir birliktelikle dost olan bir çok şahıs için aynı kuşkuları duymamızı gerektirecektir.

    ***

    doğrusu bana göre, bu kadar tarihi veriyi mükemmel bir şekilde çarpıtıp unutturmaya çalışan mikail bayram, uzun soluklu ve zor bir işe girişmiştir. eğer böyle giderse daha çok 'umursanmayacak'tır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük