güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare,
dağ ile karı başbaşa bırakmaktır.
gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince
en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.
Çekemeyenlerden birisi; Mevlana Hazretleri'ne :" Sen ne biçim Müslümansın, dinin de bi izzeti şerefi var...!! Müslümana gel, Yahudi'ye gel, Mecusi'ye gel tövbeni bozsan yine gel..olur mu öyle şeyy..!!" mealinde uzunca bir mektup yazmış..
Mevlana Hazretleri mektubu sabırla okumuş ve arkasına şu cümleyi yazarak sahibine geri göndermiş : "Sen de gel.."
Aya öfkelenmişim ben,
işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.
Padişaha kızmışım,
çırılçıplak bir yoksul olmuşum.
Güzeller sıltanı gel demiş,
evine çağırmış beni.
Ben bir yolunu bulmuşum,
yola baş kaldırmışım.
Sevgilim baş çeker, naz ederse,
gamlara atar, kararsız korsa beni,
bir kez olsun ah demem, inad için.
Ah'a da kızmışım ben.
Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o.
Bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni.
Oysa altın falan istemiş değilim ondan,
şanla şerefe hele çoktan boş vermişim.
Ben bir demirim,
mıknatıstan kaçıyorum.
Bir saman çöpüyüm ben,
mıknatıslara yan çizmişim.
Ben öyle bir zerreyim ki,
bütün âleme isyan etmişim.
Havaya, toprağa isyan etmişim,
Ateşe, suya isyan etmişim.
Altı yöne isyan etmişim.
Beş duyuya isyan etmişim.
Hava, toprak, ateş, su da neymiş ki,
altı yön de neymiş,
beş duyu da ne.
Benim için hiç bir şey umurumda değil.
allah der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım. ve ekler: "onsuz yaşayamam" deme, seni onsuz da yaşatırım.
ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar. dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya. olmaz dediğin ne varsa hepsi olur.
"düşmem" dersin düşersin. "şaşmam" dersin şaşarsın. en garibi de budur ya, "öldüm" der durur yine de yaşarsın.
aşk geldi, kan gibi ,
damarlarıma derime doldu.
beni benden aldı,
varlığımı sevgiliye doldurdu.
kısaca;
bana benden kalan bir ad;
ancak ötesi hep 'o' . *
saadet zamanı: avluya doğru oturmuşuz, sen ve ben
endamımız çift, suretimiz çift, ruhumuz tek, sen ve ben
bulandıran palavralardan azade, gamsız bir keyif, sen ve ben
sen ve ben, ne sen varsın ne de ben, bir olmuşuz aşk elinden.
dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim sana,
bir şeyler anlatacağım , bütün kulaklardan gizli,
ve herkesin orta yerinde konuşsam da,
senden başka duyan olmayacak söylediklerimi.
"avluya doğru oturmuşuz,
sen ve ben
endamımız çift,
sûretimiz çift,
rûhumuz tek,
sen ve ben,
bulandıran palavralardan âzâde,
gamsız bir keyif,
sen ve ben sen ve ben,
ne sen varsın ne de ben, bir olmuşuz aşk elinden " .