Amerika'nın hbo kanalının,psikolojik ve felsefik alt yapısı en güçlü dizilerinden biri olan six feet under'da bile bir bölüm mesnevi okumaları yapılmıştı.Gereğinden fazla abartamadığımız için başkaları sahiplenebiliyor.
doğru önermedir, cidden mevlana fazla abartılıp şişirilmektedir. özellikle unesco abartının bokunu çıkarıp 2007 yılını dünya mevlana yılı ilan etmiştir.
çüş be unesco, allah'ın tarikat şeyhi işte! kaç kere dedik elin gavuruna anlatamadık. onlar da araştırmışlar, bişey sanmışlar mevlana'yı...
mevlana'nın, 13. yüzyılın önemli bir düşünürü olmaktan çıkarılıp dini bir öğe haline getirilmiş olmasının bir sonucudur.
doğru bir önermedir anlayacağınız.
mevlana sokaktaki adamın sandığının aksine bir şeyh, ya da daha amiyane bir tabirle, bir ermiş kişi değil; bir düşünür, bir felsefecidir. ancak gelin görün ki mevlana ve mevlevi düşünce sistemi, bir dini öğe gibi kutsanmış; doğrulukları sorgusuz sualsiz kabul edilmiştir.
malumunuz biz de bir işin içine dini öğeler karıştırılırsa akan sular durur. düşünmek, sorulamak mı ? haşa ! adamı önce afaroz eder sonra da eşek sudan gelinceye kadar döverler vallahi.
evet mevlana bir filozoftur. öyledir de felsefe dediğimiz şey zaten düşünme ve sorgulama üzerine kurulu değil midir ? değildir heralde. hatta mevlana'yı, mevlevi düşünce sistemini sorgulamak günah bile olabilir. hatta ve hatta felsefe de günahtır belki. zaten felsefe yaralı bir şey olsa bu filozofların alayı ateist olmazdı ? di mi lan ? bak hala düşünüyo angut ! düşünme evladım, sadece onayla...
mesneviyi okumadan hakkında yorum yapılmasını pek doğru bulmadığım kişilik. kulaktan dolma bilgilerle yorum yapmak pek de doğru olmuyor. sıkıysa 6 ciltlik mesneviyi okuduktan sonra yorum yapmak lazım
mevlananın ne kadar abartılması gerektiğinin, önemli otoriteler tarafından bizlere duyurulmamasından kaynaklı bir mesele gibi duruyor burdan bakınca.
o değil de; gereğinden fazla abartmak nedir yahu?
abartmak bir gereklilik midir?, abartmanın gerekliliğinin bir ölçütü mü vadır?, cümle kurmayı bilmiyor muyuz?, ufolar gerçek mi?, hitler ölmedi mi?
neyse ya, seviyorum böyle konuları. insanlar zekice bir şey yapayım derken "gereğinden fazla" bok etmiyorlar mı, işte buna bayılıyorum.
mevlana enteresan bir insandır. hayatını okuyun, anlayacaksınız neden bahsettiğimi. yanlış hatırlamıyorsam adı şems olan, yine değerli bi zat'a gereğinden fazla bağlanmıştır. her şekilde saygıyı hak eden bir insandır ve yine saygıyı hak eden düşüncelere sahip olmuş zamanında. değerini bilip sahip çıkmak gerekir.
tasavvuf felsefesini anlamak istemeyen ya da yanlış anlamış bunyelerin dusuncesidir.. '' enel hakk ''ı ''lan olum adam ben tanrıyım demiş lan'' seklinde anlamaktır..
Bir gaf başlığıdır. Mevlana gelmiş geçmiş en büyük alimlerindendir. Kendisine avrupalı bile hayranken bizim içimizde hala bunu sindiremeyen illede kabul etmeyen onu araştırmayan okumayan şahsiyetlerin olması pek acıdır.
yattığı yerden yetkililere seslenen çok bilmiş düşüncesidir. saygı bile duyulmaz hatta "hasktir lan" denip geçilir. *
kurduğu cümlelerin yüklediği manaların *, birtanesini kurabilecek kapasitesi olan biri varsa çıksın buyursun sonra abarıp abarmayacağımıza karar veririz.
mevlana'yı kendi gerçekliği içinde görememenin sonucu ortaya çıkan, kimi insanların yaşadıkları hayal kırıklığı nedeniyle kafalarında beliren düşüncedir. şöyle ki; mevlana şüphesiz bir islam büyüğüdür. fakat günümüzde ısrarla islami yönü örtülmeye çalışılmaktadır. çünkü mevlana insanlara 'ne olursan ol gel' derken, 'geldiğin gibi kal' dememiştir. değişmeleri gerekmektedir. 'dün dünle gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım...'
insanlara yanlış aksettirilen mevlana imajı sonucunda, örneğin mesnevi'yi okuyan insan 'ben yaşadıkça kur'an'ın kulu, kölesiyim/ben, o temiz, pak muhammed'in yolunun toprağıyım/bir kimse, benim bu sözümden başka bir şey naklederse/onu söyleyenden de, o sözden de bizarım...' dörtlüğüyle karşılaşınca hayal kırıklığına uğramaktadır. çünkü çoğu insan artık mevlana'yı, tamamen islami köklerinin dışında düşünmektedir.
dünyada bir 'saksı' misali var olmak yeterli olabilir.
oysa o,
kamçatka'dan-arjantin'e, alaska'dan-avusturalya'ya kadar onlarca ülkeden onbinlerce insanı, felsefesi ve kendi ekseni etrafında döndürmeyi başarmıştır.
doğrusu,
her insanda görülebilen bir şey değildir; bu düzeyde humanizma...
ve en önemlisi,
bir yaşam boyu alınan; vicdan, ruh ve nihayetinde; nefsin eğitimi sayesinde kazanılmıştır.