Çocukluğumuzun tetris oyunlarıyla başlamıştır mesele. Aslı geymboy diye okunur ama tam olarak nasıl yazılmalıdır bilemiyorum. Evdeki çocukların annelerin hatta babaannelerin neşe kaynağı olmakla birlikte insandaki hırsları dizginler de dizginler. O dönemlerde tek oyun yolu el atarileri de diyebileceğimiz "geymboy"lar olduğu için rekoru kıran hemen iki üç şahit bulurdu.**
Bu gereklilik Nokia'nın adını hatırlayamadığım ancak bir yedi sene öncesine kadar müthiş trend olan antenli telefonundan, 3310 model en çok kullanılan klasik telefonuna kadar ortadan kalktı. Oyun da tetristen "yılan oyunu"na döndü. Artık rekorlar hafızaya alınıyordu ve şekil yapılmak istendiğinde "al yeğen benimkiyle oyna" denebiliyordu. Bir ve Dokuz tuşlarıyla oynayan profesyonel oyuncular ortamlarda müthiş karizma yapıyor* ve diğer sıradan insanlara ezik muamelesi yapıyorlardı.
işte ölümüne tetris oynama alışkanlığı o yıllarda doğdu ve büyüdü. işte tam da bu entryde bahsi geçen tetris, hem tetris oyunu (geymboy) hem de yılan oyunudur.