normal insandır. metroya bindi diye soyunup eşyalarını elinde taşıması gerekmez.
metro ve tramvaylarda kalorifer sistemi vardır, bilhassa kışın metrodaki herkesin montunu çıkarması mı gerekir?
görgüsüzlük ve hödüklük sınırlarının yeniden çizilmesi gerektiği, enazından biz bilmeyenlere yeniden hatırlatma babında üzerinden geçilmesi gerektiği hissiyatı ihtiva eden tespit.
hayır, şapka kanununun etkileri pratik hayatımızdan çıktığından beri, unutulmuş olabilir bu ince kurallar!
sözlükte olmaması gereken, insanları sınıflandırma başlığı, hede hödö. ayrıca sözlükte olmaması gereken başka bir şey daha var.
(bkz: işi gücü olmayıp metrodaki insanları aksesuarlarına, giysilerine göre sınıflandıran görgüsüz ve hödük)
not: bkz ın içi karakterin fazla geldiğinden değil gereksiz olduğu için doldurulmamıştır. başlık da böyledir lakin yapcak bir şey yoktur. ayrıca:
(bkz: yapmayın çocuklar)
(bkz: o kadar da uğraştık)
amcası, dedesi, anneannesi, büyük dedesi, babası, belediye başkanı, dış işleri bakanı, tayyip falan metroda olabileceklerinden; acilen takım elbise giymeli ve öyle insan içine çıkmalıdır.
sadece görgüsüz ve hödük bir insan metroya bere ile girmiştir.
yoksa metroya bere ile giren binlerce insana tanımadan anlamadan genelleyip hatta sıçıp sıvayıp görgüsüz ve hödük demek bize yakışmaz.
toplumsal ahlak değerlerini metroya kafasında bere ile girip-girmemeye endekslemiş zavallı bir bünyeden nasibini alan talihsiz metro yolcusudur. ama zaten kimse farkında değildir ki; milletin kıçına-başına taktığı aksesuarlarla uğraşmaktan başka bir şey düşünemez hale gelmiş bu toplum, sonsuza kadar sömürülmeyi ve kafasındaki at gözlüklerini çıkarmamayı kafasına koymuşken, normalde takmasak bile bundan sonra kafamızda bere ile metroya binmek bizim için farzdır. ha eğer ilk entryde görüldüğü üzere herhangi bir fiziksel saldırı olacaksa da, saldıran bünye budaklı bir meşe odunuyla karşılaşmaya hazır olsundur...
uzun saçlı erkeklerin sık sık yaptığı eylem. bere orda bir nevi toka işlevi görüyor, saçların sağa sola değmemesini sağlıyor. kendimden biliyorum. hödüklükle, görgüsüzlükle falan da alakası yoktur.
berelere yeni takılan mgy (metroya giriş yasağı) sistemi ile önüne geçilmesi beklenen devlet ve millet meselesidir. son zamanlarda artan bu hödükler sebebiyle metro kullanımı azalmış, trafik yoğunluğu artmıştır. mgy sistemi de işe yaramazsa oluşturulan ibret-i alem prensibine dayanan b planı kapsamında bu kişilerin kol, bacak vb. unsurlarından turnike yapılması uygun görülmüştür.
efenim hödük değil öküzdür o. hani bu yürüyen merdivenin sol tarafında durup trafik akışını durduran da budur kesin .* ayrıca bu tip metroda sanatını icra eden sanatçılara da beş kuruş vernmez pintidir hani. alıcaksın bunlardan üç beş tane bereleriyle sallandırıcaksın taksim meydanında bak bi daha metroya yaklaşıolar mı bırakın metroyu banliyo trenine bile binemezler korkularından.
en azından, farklı insanlarla müşterek mekanları paylaşmayı beceremeyip onların kendine uymayan yanlarına tahammül edemeyen, az medeni hödük kadar hödük; ama ondan daha görgüsüzdür.
metroya bere ile giren görgüsüz ve hödük aynı zamanda çokta uyanıktır.sanki biz bilmiyoruz bereyi koynuna soktuğunu saklamaya çalıştığını ! ulan görgüsüz ve hödük!! sana sesleniyorum metronun girişinde kocaman yazıyla " metromuza bere ile giremezsiniz !" yazıyor o ikazı görmedin mi ?? e be cahil ! e be görgüsüz hödük ! ilkokulda sizin coğrafya dersine kim girdi ulan görgüsüz ve hödükler sizi! gelin la buraya !!
o değil de metroya bere ile girilmiyeceğini 7 den 67 ye herkeşler bilirken bu zaat-ı muhterem neden böyle yapar ? bere, metro girişinde sağda güvenlik var oraya bırakılır. hem zaten sen bırakmasanda o güvenliklerin ellerinde ki güvenlik çıbığı öter anında. misal ben cebime koydum bereyi hemenekkk o güvenlik çıbığı viduyy viduyyy diye öttü.aman bri rezil oldum,bir rezil oldum sorma gitsin.. bundan sonra ya evde bırakıyorum bere mi ya da güvenliğe teslim ediyorum. ineceğim zaman da o duraktaki güvenlikten bere mi alıp çıkıyorum paşalar gibi.sıcak çikolata fazla içildiğinde mideyi de bozabilir.
dedilerdi de inanmadıydım. bir de ben gidip göreyim dedim. hakikaten vardı. bir hödük vardı evet. beresinden tanıdım. tuttum hemen raylara attım. tabii önce beresini çıkardım. yapışmış saçları ile yalvardı. dinlemedim. "sen önce metroya nasıl binilir öğren huleayn" dedim. attım bereyi raylara. inip almaya çalıştı hödük. görevliler hemen yetişip bir de onlar dövdü bu hödüğü rayların üzerinde. sonra raylara bağladık hödüğü. sonrasını bilmiyorum. metro geldi, acil işim vardı, binmek zorunda kaldım.