metropol insani

entry11 galeri0
    11.
  1. Garip bir yaratıktır insanoğlu...
    Ne istediğini bilmez ve bilmeden her zaman daha fazlasını ister.Neden yaşadığını bilmez bilmeden yaşamaya devam eder kimisi,kimisi de öğrenmeye çalışır neden yaşadığını kör umutlarla.Her zaman mutsuzdur hiç bir zaman içinden "neden" demeden yapamaz.Zengindir belki hayatı kurtulur ama açtır o hala her zaman daha fazlasını ister çünkü,daha fazla zenginlik.Huzurludur belki ama o hala rahatsızdır çünkü daha fazlasını ister her zaman.Daha fazla huzur.Seviliyordur belki birçok kişi tarafından yada bir kişi tarafından birçok hislerle.Ama daha fazlasını ister her zaman daha fazla sevgi.
    Ve ben şimdi bir ikindi vakti tek başıma olmak istediğim yerde olmak istediğim duygular içerisinde ve olmak istediğim kadar yalnızken...
    Hala daha fazlasını isteme durumundayım nankörce...
    Yoksa hayat mıdır bize az gelen,yada çok mu fazla hayatın bize sunduğu imkanlar?
    Bitmesin isteriz en güzel anlardan biri olan arkadaşlarla mangal partilerini...
    Bitmesin isteriz takımımızın üç sıfır önde götürdüğü en keyifli futbol maçını...
    Bitmesin isteriz bir manzaraya karşı çay keyfi yapmayı...
    Ama hiç düşünmeyiz hayat bile bir gün son bulurken en güzel anların bile bitmesinin gayet normal olduğunu...
    Ve hiç düşünmeyiz bu anların ölümsüz olduğunda hiç bir güzelliğinin kalmayacağını.
    Oysa gerçek şudur ki;Sonu olan her şey güzeldir.
    Bu hayatta en çok istenilen şeydir ölümsüz olmak dünyaya kazık çakmak fakat hiç düşünülmez "nereye kadar ulan nereye kadar yaşasam nolur binlerce yıl" diye.
    Bazen hayat fazla gelir artık yaşamış olduğumuz sıkıntılar taşınamaz bir yük haline gelmiştir ki bizi intihara kadar sürükler.Ama yine düşünülmez ölüm de yani "son"da zamanında yaşanılmalı ki güzel olsun.
    Hayat güzel anılarla olduğu kadar kötü anılarla da güzeldir.Hayatın tadı güzel anılar olduğu kadar tuzu da kötü anılardır.Yaşanan her tecrübenin insana yeni şeyler kazandıracağı ve bu kazanılanan şeylerin insan için en iyisi olduğu düşünülmez hiç bir zaman...

    (yediyüzüncü entry)
    2 ...
  2. 10.
  3. kocaman bir makinenin küçük bir dişlisidir, ancak kendisi farkında değildir bu durumun. kalabalık içinde eriyip gider ve topluma ayak uydurur. işten gelir yorgundur, pazar günü dışarı çıkmak ister temiz hava almak ister ama gideceği yer yoktur. gerçekleştiremeyeceği en büyük hayali tası tarağı toplayıp deniz kenarındaki sakin bir kasabaya yerleşmek ve burda kendi ekip biçtiği sebze meyveyi yiyerek kalabalıktan uzak yaşam sürmektir. metropolde yaşamaktan belki mutsuzdur ama kendisi bile bu mutsuzluğun farkında değildir.
    0 ...
  4. 9.
  5. -yastığa sinen sevgili kokusu- satıyordu yalnızlar caddesinde ne idüğü belirsiz bir girişimci.hayır tahmin ettiğin gibi iflas etmedi.iflah oldu.en piyasacı terimiyle valiyi gömdü.

    -herkes bu kadar yalnızken neden herkes bu kadar yalnız- tabelalı bir 'şiirci' vardı tam karşısında.alenen şiirciydi.şair değil.siparişle şiir yazıp satıyordu.
    akrostiş, lirik, methiyeler düzen vesaire vesaire...tamam kabul, klişe bir sözü slogan yapmıştı ama yine de iflas etmedi.iflah oldu.

    yastığa sinen sevgili kokusu satın alan, ileri genç veya erken orta yaşlı veya nadir de olsa yaşlı modern metropol insanı,ki daha çok kadınlar, hemen karşıya geçip bir de adına yazılmış şiir satın alıyordu.

    mutlanıyordu.bir dakikadan uzun olduğu kesindi.sevindirik oluyordu.yalan da olsa. sonra sanal alemden düşürdüğü bi seks partneriyle vahşi bir gece.evet tahmin ettiğin gibi.bilgisayarlar prezervatif korumacılığındayken...çığlıklar boldu ama..yalan da olsa...sigaralarını yakarken ikisi de biliyordu gerçeği..buluşacaklardı bir gün belki yüzyüze...ama yine de doymayacaklardı.

    metropol insanının kadın olanına sorsan,erkeğe yakında ihtiyacı da kalmayacaktı.tek başına hamile kalacak falan filan.--adı üstünde işteş bir fiil yavrucum sevişmek,tek başına olmaz ve vibratörle saadet olmaz--

    bir de şey var; herkeste bir bizınızmen ,bir bizınısvumın tripleri.sahte gülümsemeler.hayvani hırslar,beylik işletme lafları, riya kokan sikımtrak sikımtrak cümleler ve acı ama gerçek mutsuzluklar...soylar biraz tehlikede sanki.

    ben kaçtım.akşam da bi ivent varmış.* şansım yaver giderse bi de bizınızwumın düşürürüm.yansın geceler......

    cep telefonum çalıyor.şu leptapımı bi saniye tutar mısınız??-sokayım cep telefonuna.

    soylar tehlikede.
    1 ...
  6. 8.
  7. birçok olağandışı şeyi, alışkanlıklarından ötürü doğal karşılayan insandır.
    0 ...
  8. 7.
  9. ruhu, depresyonu ayakta atlatacak hale gelmiş insandır.
    1 ...
  10. 6.
  11. günümüzde metropollerde yaşayan insanların %90nı bir veya iki kuşak oncesine kadar köylü atalara sahip olmasından dolayı genelde köy hayatını gören insanlardan olusmaktadır.bununla birlikte; metropol hayatı tüm stresine rağmen,tekdüze kasaba hayatına tercih edilmektedir.öğle sıcagında tarlada çalışmak,öğle sıcagında otobüs beklemekten,sıkışık trafikte saatlerce beklemekten daha sıkıcı gelmektedir.koyunları,danaları yıllarca otlaklarda besleyip yemektense markete gidip istenilen ölçüde almak daha cazip gelmektedir.köy hayatında bu gece beni beklemeyin arkaslarda kalıcam deyemezsiniz,sizin için gün yeni başlarken metropol haytının zevkine bir kez daha dahil olursunuz!ama tüm bunların farkında olarak yada olmayarak...stresli bir pazartesiye kadar,iple çekilen cuma gününe kadar!
    2 ...
  12. 5.
  13. metropolde yaşamayı sevenleri buket uzuner'in de dediği gibi şehir romantiği* addedilebilir.
    bu kimseler kalabalığın tam ortasında oturup da çay içmeyi, o kalabalığın ta kendisini severler. şehirde görülmesi güzel şeyleri*** severler. konserler, gece sinemaları, festivaller, üniversiteler, tiyatrolar, masaları sokaklara taşmış kahveler ve meyhaneler, sardunyalarla süslü balkonlar, üçü bir arada kahveler, hep bu insanların icadıdır.
    tunalı hilmi caddesinin yanıbaşına kuğulu park yapanlar da başkaları olamaz elbette. bizzat metropol insanlarıdır.
    6 ...
  14. 4.
  15. 3.
  16. metropolde yaşadığını zanneden insandır. zira, istanbul başta olmak üzere metropollerde yaşayanlar iki çeşittir. birincisi metropollerde yaşayanlar, ikincisi ise metropollerde yaşadığını zanneden insanlardır. sadece metropol insanı dediğinizde ikinci grup anlaşılır.
    2 ...
  17. 2.
  18. günümüzüde görülen türlerinin çoğu şehirde yaşamak zorunda kalmış ve bu durumun farkında bile olmayan (bkz: fanustaki balık) insanlar olmakla birlikte bir de gerçek metropol insanları da mevcuttur. bunlar şehiri, taş binları, gökdelenleri, kalabalık caddeleri ve üzerlerindeki 10larca trafik lambasını, kağıt bardakta kahveleri, işlenmiş gıdaları tüketmeyi, kaldırımda yalnız duran ağacı seven insanlardır. denizi kibar bir sahil ksabasında değil, iskelesiyle üstünde yüzen büyük gemilerle, vapurlarla severler. (bkz: kahvekremasi)
    1 ...
  19. 1.
  20. yüzde yüz hastalıklı, kafası karışık ve her daim, "şunu yapacağım, bunu yapacağım" diyerek kendisini hem ruhsal hem de fiziksel olarak yoran insandır. büyük hayalleri ve büyük çıkmazları vardır bu insanın. sahip olamadığı saatleri ve ben'leri. çoğu zaman "ev" adı verilen, fakat aslında modern taş beton yığını olan mağaralarda yaşar. berrak olamaz bu insanın zihni; çünkü etrafı korkunç bir reklam ormanıyla kaplıdır, her ne kadar istemese de. örnek vermek gerekirse, a noktasından b noktasına gidene kadar yüzlerce olmadık şeylerle doluşur beyni; yeni çıkan cep telefonu, x marka spor giyiminin yeni ürünleri, bilmem kaç kilometreden bilmem kaç kilometreye 10 saniyede çıkan arabalarda yaşanan indirim ve daha bir sürü ıvır zıvır. sahip olma duygusu fethetmiştir içini; her şeyin fazlası, herşeyin en iyisi; çünkü daha azına sadece düz adam layıktır. kimi zaman sıkılır bu kaostan; düzenden kaos, kaostan da düzenin oluşması yalan gibi gelir. kaçar da bazen, küçük sakin bir şehire. ama yapamaz.* * kalabalıklarda arasına karışacağı sokaklar arar.. çizgilerine basmadan yürüyebileceği kaldırım taşları. işin en tuhafı da bütün bu yaşadığı şeyler normal gelir kendisine. çünkü içindedir, göremez. görecek olursa da zaten; ya şair/yazar olur ya da deli.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük