hiç hak etmediği halde tokat yemesine rağmen karşısındaki kişinin bir bayan olduğunu unutmayıp karşılık vermeyecek kadar centilmen, sağduyulu ve sabırlı, eğlenmesini bilen, onca insanın arasında opera yapabilecek kadar özgüvenli ve sanatı seven, anti fenerli, sarı-kırmızı emekçisi bir galatasaray'lı kardeşimizdir, helal olsundur.
şimdi gelin itiraf edelim ablamız biraz itici çıkmış, ışığın etkisi ile olabilir bilemiyorum. ben şiddeti hiçbir platformda savunan bir insan değilim. kaldı ki ablamızın yaptığı da şiddet değil zaten anlık bir şuur kaybı. yoksa bilinçli bir şekilde hiçbir insan o şekilde tokat atamaz mümkün değil, fizik, kimya, biyoloji kurallarına aykırı. o ne sevimsiz bir tokatlama çabasıdır. tokat desem değil, iktirme desem değil böyle bir acayip bir şey. hayır yaptığı o kadar değişik bir tokat hamlesi ki opera yapmaya çalışan kıtıpiyoz kaale bile almıyor ablayı.
gelelim işin diğer tarafına.
ben hayatımda bu kadar saçma bir taraftar grubu daha görmedim. fakat bunların suçlusu kim? boğaziçi caz korosu. her buldukları metro, minibüs, dolmuşta konser verip kameraya çekip oraya buraya yüklerlerse millet de böyle her bulduğu metroda aksiyon yapmaya çalışır.
bu nedir böyle? velev ki o metro galatasaray'a tahsis edilmiş ki öyle bir dünya yok içerideki yolcu profilinden anlaşılıyor. kompozit bir yapı var. biz ne ara bu kadar acayip bir toplum haline geldik? "ama avrupa'da felam küfür çok normal tımam mığğğ? herkes küfür ediyor bi kere bizim kezbanlar şaapmamışlar. çekemeyen anten taksın!" argümanı ile şunu savunan adamlar da gördü ki bu gözler, bu ülke insanı için kalan birkaç damla umudum da kaybolup gitti. küfrünü geçtim, küfür artık hayatın her alanında ama bu kadar kafa ütüleme çabası kimin haddine? ben senin kafa ütüleyen şarkını, böğürmeni dinlemek zorunda mıyım? belki yaşlıyım, huysuzum, biraz çirkinim ben senin toplu taşıma alanında kulağımın dibinde böğürmeni neden dinleyeyim güzel evladım?
git statta ne yapacaksan yap, orası metro yahu metro, senin taraftar otobüsün değil ki!
sürü psikolojisine bir örnektir. freud un bu gibi olaylarla alakalı çok açıklamaları var. ama ben hiç okumadığım için bilmiyorum. açın okuyun. bireyin yalnızken ve grup halindeyken kişiliğinin ve davranışlarının nasıl değiştiğini.
anasının bacısının yanında, hatta karısını kızını da ekleyip aynı ortama, kendisi gibi bir şerefsiz ağzına aldığı şeye dikkat etmeden konuşsa acaba kendisi ne hisseder.
Başlığı bile sanki adam masum gibi izlenim veriyor. Opera küfürler yapılıyor da haberimiz mi yok? Yoksa opera şeklinde istediğimiz kişiye istediğimiz yer ve zamanda küfür etme özgürlüğümü veriyor? Adamın yaptığı düpedüz terbiyesizlik. Lamı cimi yok bunun. Annesine bacısına muhabbetine girmeyeceğim, kötü birşey olduğunu bu yapılanın bunu örnek vermeye gerek yok. Her şey ortada.
eğer ki toplu hakarete ve küfüre maruz kalın Kız'ın biraz aklı ve vatandaşlık bilinci varsa, hakkını bu görüntüler eşliğinde hukuki yollardan aramalı ve bu hayvanatları savcılığa sikayet etmelidir. bi daha ki sefere böyle beygirlik yapacaklara belki bi engel teşkil eder.
insan gibi galibiyet sevinci kutlamasını bilmeyenler taraftarlık yapmasın.
sebepten sonuca gidip, suçluyu mağdur ilan edenler.
hümanizmi götünden anlamanın acı sonuçları.
bu kafaya göre 4 çocuğa tecavüz edip, gırtlaklarını kesen birini asarsanız asılan mağdur oluyor. neden? çünkü idam edildi. diğer 4 masum ve toplumun vicdanı?
ona cevap yok.
fasülye tanesi kadar minicik bir kadıncağız yanı başındaki öküz tarafından "amına götüne yarrağına" diye böğürülüp, cinsiyetçi bir şekilde taciz edildiğinde 2 katı ebadındaki dalyarrağa bir tokat çarptığı için "şiddet uygulüyyür çok rererööö" diye kınanıyor. eskilerin çok güzel bi lafı vardı "taşları bağlayıp, itleri salmak" diye.
işte devir bu devir.
burda kadına laf eden dallamaların çoğu da aynı kafadan gerizekalılar. 3-5 kişi bir araya gelince rezilleşen, hadlerinin bildirilmesinden ödleri kopan ayaktakımı...
kadının attığı tokat şiddet değildir had bildirmedir...
beyzbol sopasıyla bu sığırın beynini dağıtsaydı belki tartışırdım şiddet meselesini. onda bile anglo-sakson hukukunda bir kadının yanında 5-10 kişi yüksek sesle cinsiyetçi küfürler ederse cinsel saldırıya sokuyorlar işi. muadili bir kadın amerikada bunlara silah çekse ceza almaz. bizde bile insan evladı bir hakime gelirse heriflere ceza çakarlar.
son 12 yılda inanılmaz bir sosyal ahlak ve terbiye erozyonu yaşadık. artık büyük şehirlerde bile sosyal yaşam, toplu taşıma araçları, sinemalar, sokaklar bu yontulmamış taşralı öküzlere ait. onların kuralları geçiyor, onlar tarlada, pazarda nasıl davranıyorlarsa istanbul metrosunda, sinemada, kuyrukta, lokantada öyle davranmaya devam ediyorlar. köyünün bağlı olduğu kasabayı görmeden istanbul'a, izmir'e gelen dallama silik ve yetersiz varlığını bağırıp çağırarark, (sözde) erkekliğine vurgu yaparak kanıtlamaya çalışıyor. bütün toplumsal detaylarımız "fallik" simge ve objelerden oluşuyor. islamiyet'in başlangıcında varolmayan minareler de dahil buna...
şimdi el kadar kadın yanında küfür kıyamet böğüren sığıra tokat attı diye "şiddet" kelimesinin içini utanmazca boşaltanlar var ya;
Hiç bir insan ne koşulda olursa olsun başkasına vurma hakkına sahip değildir. Bu saygısızlıkta toplu taşıma aracında bağırarak konuşmak değil mi? Şimdi ben şu kadına bir tane çarpsam linç edilirim lan! Özetle kadın olmak kolaydır bir sürü ayrıcalığın var.
galatasaraylı olarak bunun edebini ahlağını sikeyim elemanıdır. toplu taşıma aracındasın ulan hıyar. toplum kuralları diye bir şey var. keşke ağzını yüzünü sikseymiş bu hanım abla.
yarak yemek sakso çekmek baba mesleği olduğu için arkadaşlarda ağzından düşürmedikleri şeyleri nameli şekilde dile getiriyorlar. tadı damağında kalmış olmalı ki sizde yiyin diye tavsiyede bulunuyor.