gözü açık olmayanların haklarının çiğnendiği, zayıfların haklarının korunmadığı, başkasının hakkına saygı duymanın öğretilemediği bir ülkede, yani geri kaldığı her halinden belli bir ülkede, bu çarpık bilinçaltı "hakkını kaptırmama, başkasının hakkını elinden alma" dürtüsüyle, inenleri umursamadan hareket eden yolculardır.
her seferinde bağırarak ve iterek inmeye çalıştığım insan tipidir.yahu bırak ineyim önce, sonra rahat rahat binersin ama amaçları biran önce girip boş koltuklara oturmaktır.
bir de tam kapının ortasında dururlar, inemezsiniz. hatta siz adım atmadan içeri adım atarlar ve karambol yaratırlar. hatta ve hatta yüzsüzlük yapıp şahsıma ''çekilsene be kardeşim'' diye bağırıp akabinde yumruğumu yeme şerefine nail olanlar da var. * zaten izmir metrosunun değişmezidir bu; ne inenlere yol verirler ne de yürüyen merdivenlerin solunda durmamaları gerektiğini bilirler. medeniyiz diye geçiniyoruz bir de.
kapı kapanır da binemem korkusuyla içeri atlamaya çalışanlardır.
istanbul'da enteresan şekilde karşılaşmamaktayım bu durumla, iş giriş - çıkış vakitlerinde taksim ve şişli istasyonlarında kalabalıktan dolayı bir kargaşa olsa da normal. insanlar bu kuralı öğrendiler.
darısı yürüyen merdivenlerin sol tarafında dikilenlerin başına.
her defasında omuz atarak uyarılması gereken insanlardır. zira ben öyle yapıyorum. gerçi yine anlamıyorlar. hatta kendilerini haklı görüp kızıyorlar da bu duruma. ayrıca en çok bursada rastlanır kendilerine, kaç yıl oldu hala öğrenemediler.