bu tarz olaylardan şikayet edenleri, endişe duyanları laikçi, kemalist, ulusalcı, halktan kopuk, darbeci, ergenekoncu, jakoben, akp'yi ve halk iradesini hazmedemeyen elitist gibi türlü etiketlerle yaftalayacak ciddi bir kitle mevcuttur.
hayatlarının hiçbir alanında göstermediği şüpheciliği böyle hadiselerin gerçek olup olmadığını sorgularken gösterir bunlar bir de.
(bkz: yaftalamadan düşünün)
muhtelmelen o tokatı atan şoför akp iktidarı sayesinde o noktaya gelmiş, kadını et parçası olarak gören, kendini ahlak polisi zanneden akp mücahitidir. bu olay göstermektedir ki türkiye gün geçtikçe dinin egemen olduğu, yasalara dini kurallar koyulmasada toplumda dini kurallar temelinde sözlü bir yasa oluşturma çabasına girilmiştir.
badem bıyıklı, kasımpaşa kahvehanelerinden toplanan vasıfsız iett camiasının modern türk gençliğine attığı tokattır... ayrıca türkiye'nin yobazlaşıyor olduğuna delil değildir. yobazların ne kadar rahat hareket edebildiklerine delildir, hep vardılar.
insanların üzerinden akp'yi, erdoğan'ı savunduğu münferit! olay. bu vaka'nın başbakan ile, akp'nin yaptığı metrobüs ile bir ilgisi yok. adnan menderes gider, erbakan gelir. erdoğan bırakır, abdüllatif şener gelir. başbakanlar yada partiler önemli değil. türkiye haritasını düşünün; ege-akdeniz'deki kasabalar, turistik merkezler, bir kaç karadeniz şehiri, istanbul'a yakın 3-5 şehir, istanbul'daki 10-15 tane kurtarılmış merkez haricinde, bütün bir ülke, öpüşen sevgilileri taşlayacak potansiyelde insanlar. bu insanların sayısı belkide 50 milyondan fazla.
geçtiğimiz günlerde anadolu'nun en gelişmiş 1-2 şehirinden birisi olan karadeniz ereğlisi'nde bir doktor, öpüşen sevgililerin üzerine şarjör boşalttı. o en aklı başında dediğimiz, kızlarımızı vermek için can attığımız doktorlar bile balatayı sıyırıp, profesyonel ahlaksever olmaya kalkıyorlar. insanlar hala akp'ye laf mı ediyorsunuz?'unuzun derdinde, ne akp'si? türkiye'de nesiller boyu gelen bir ahlak bekçiliği var. bu ahlak bekçiliği, bugün komşu kızının şortunu istemiyor, metrobüs'te dayak atıyor, %22 oranında recm'e evet diyor, çocuklara silah sıkıyor, yarın evlerin içerisine girmeye kalkacaklar.
sorun giderek artan bu islam bekçiliği popülasyonu'dur. bu popülasyon bugün erdoğan'a oy atarken, 20 sene sonra zahid akman'a oy atar, liberal demokrat parti başkanlarını başbakan da yapar. bırakın akp'yi falan, 3 sene sonra sevgilinizle aynı evde bulunduğunuz için kapınız çalınacak, sevgilinizi recm edecekler haberiniz yok.
şaşırmadım diyenlerin şaşırttığı durumdur. iranla kıyaslanması da ilginçtir ki burası iran değil. öyle bir şey olsa bile uyarırsın daha kaç yaşında insanlarmış. olayın abartılıp abartılmadığı bilinmez tabi ama yanlış yönde olduğumuz kesin. metrodan sevgilileri keseceğimize önümüze baksak daha iyi edermişiz gibi geliyor bana.
valla olay sevgili dayağı kapsamında da kalmaz sadece. iettnin ohonun şöförleri yolcu azarlamak için yer aramaktadırlar. sıkışık otobüste inmek için geç kalırsın tekrardan kapıyı açtırmaya çalışırsın şöför gaza gelir azarlar.
akbil konusunda bir sorun çıkar yine şöför gaza gelir azarlar. işin ilginç yanı ise bir allahın kulu da adam gibi konuş diye şöföre müdahale etmez. Sadece sorunun muhattabı değil yolcular bile.
yani asıl meselenin sadece ahlak geyiği olmadığını düşünüyorum. meslek ahlakıyla ve tepki vermeyen yolcularla da ilişkilidir bunlar.
her koşulda haksız dayaktır. şoförün kimseyi dövme hakkı yoktur. istersem sevgilimi metrobüste beceririm, herkes de izler. beğenmiyorsan şikayet edersin, davanı açarsın. demek ki o genç oldukça ufaktı. yoksa benim vergilerimle maaşı ödenen iett şoförü benim üstüme yürüyecek, sevgilimin yanında bana tokat atmaya çalışacak? itinayla çıktığı yere sokulur o şoför.
bir ülkenin muhafazakarlık seviyesinin ölçüldüğü yer bir belediye çalışanının görev yaptığı metorbüs veya devlet dairesi değildir diye başldığınız cümlenin henüz sonu gelmeden aklınıza modernlik seviyesinin ölçüldüğü hadiseler de başörtülülere saldırının yapıldığı caddelerin avrupai görünümlü insanları ve modern şemali olamaz mukayesesi gelebilir.zaten genel bir eğilimin saptanmasına yardımcı olan şey onun aksi yönünde gelişen eğilimin örnek gösterilmesi de olamaz.akp belediyesinde şu oluyor ama chp belediyesinde de bu oldu gibi kıyasa götürülen olumsuzluklar iyinin standardını tespit etmeyi sağlamaz.her olayın kendi bileşenleri o olayın sebebini anlatır.bir de modernlik zannedilen işlerin karşısında duran birilerinin verdiği tepki ,o birilerinin dünya görüşleri refere edilip ülkenin tamamında gözlenebilir bir tutum olarak kabul edilemez.biri ,sevişen çifte tokat attıysa o biri türkiyeyi değil kendi fikrini temsilen o eyleme girişmiştir.zira sevişenler de yine türkiyenin genel yapısını özetleme kudretine sahip değildir.bunlar bir yana,sevgilisiyle ilişkisini becermek gibi aşağılık bir kelimeye indirgeyerek tenkit geliştime yolunu tercih eden zihniyetin şoförü sokmaya çalıştığı mahal üzerine yapılandırdığı duygusal küfrün ne denli eleştiri süzgecinden geçirileceği hakkında kim fikir yürütebilir?adamın yaptığı hatayla onu eleştirmeye çalışıp eleştirilecek noktaya kendini sürükleyen bir mantığın sarfedeceği kelimelerden kaçı mantıklı olabilir ya da?
yurtlardayken "aziz kardeşim" modunda takılan, pikniğe gittikleri otobüslerin içinde ise birbirlerinin orasına burasına elleyen "yurt abileri" ve "yurt ablalarını" taşlamayı meşrulaştıran eylem. malum, hem o otobüslerin içinde ilahi falan da çalıyor.
not: durun lan durun, kendiniz meşrulaştırdınız benim suçum ne iki taş attıysam. allaalaa..
tanım: atılan dayağın savunulacak bir tarafı olmamasına rağmen bazılarının üzerinden prim yapmaya çalıştığı durumdur.
çok bomba haber lan, valla bak son dönemde yakaladıkları ufak tefek tutunabilecekleri yegâne dallardan biri.
açıkçası ben daha sağlam bişey beklerdim ama yazık...
efem sevgilisinin omuzuna başını koyduğu için dayak yemiş. valla atılan dayağı haklı çıkarmak gibi bir niyetim yok. ciddi ciddi etsinler şikâyetlerini ben de gider destek olurum.
lakin ece temelkuran ve yancısı sözlük yazarlarının amacı bu iki sevgili görünümlü yazarın yediği dayak yada maruz kaldıkları durum değil, onlar üzerinden yıllardır bünyelerinde yer alan hazımsızlığın dışa vurumu ki en üzücü olan da budur.
lan şehir tiyatrolarında bayağı bayağı yiyişiyor insanlar, gözümle görmesem eyvallah da aynı belediye bağlısı bir kurumun içinde başını omuzuna yaslamak ne kelime, hani biraz daha tenha bulsa bacağı omuza yaslayacak eylemlerde bulunuyor millet. ehh hani aynı belediye aynı zihniyet ya.
bi siktirin gidin allah aşkına, iett'yi suçla, şoförlerine eğitim vermiyor diye, iett şoförleri gelişigüzel, esas amaçları olan yolcu hizmetine elverişsiz de anlayalım, destek olalım.
sen tut sikko bir olaydan toplumsal sorun çıkart, yetmediği gibi bu sikko olayı belediyeye ve mevcut hükümete fatura et.
açıp götümü gülmeye üşeniyorum bu duruma yahu.
o çok sevilen izmir(hani çağdaşlıkla kavrulan) otobüslerinde de otobüsün arkasında oturan orta yaşlı bir başı kapalı bir bayanı, yerini isteyen yaşlı bir adama yer vermedi diye otobüsteki herkesin içinde itin götüne sokan şoföre kimse tepki göstermez, o olay gayet münferit karşılanır bu ülkede.
dur lan bunlar farklı, hükümete yönetime bok atılmaz ki onunla, anca muhaliflerin gaspetliğine bir çentik daha atar doğru ya. yaramaz onların işine.
neymiş, yobazlaşıyormuşuz, zaten yıllardır süregelen yönetim kadrolaşma falan uuufff olm yakında direkt biz iran olup çıkıcaz. kapın taşları gördüğümüz yerde indirelim kafalarına bi tane.
toplumun hangi ahlaki değerler üzerinde olduğunu bilmiyormuşcasına yazıp çiziyorsun ya,
senin yazarlığını...
gazetecilikte çok ama çok temel bir kural vardır; başlık haberi yansıtmalıdır. yani siz başlığı okuduğunuz zaman altında yazan metni az çok tahmin edebilmelisiniz. en azından haberin konusunun ne olduğunu anlayabilmelisiniz. şimdi kaç kişinin aklına geldi bu başlığı okuyunca, şöförün bir liseli gence kız arkadaşı omzunu başına koydu diye tokat attığı? bu başlığı okuyunca akla gelen, metrobüste iki sevgiliden biri diğerini dövmüş. başka da bi şey akla gelmesi başlık itibariyle mümkün değil.
bu arada bi de tanım yapalım da formata takılmayalım; yola bakmak yerine kameradan gençleri gözetleyen şöförün gençlerden erkek olanına attığı tokattır.
atılan tokatla hiçbir alakanız olmadığı halde, bir insan yada çift olarak huzursuzluk duyuyorsanız birşeyler gerçekten yolunda gitmiyor demektir canım ülkemizde. gençlerin cok masum bir şekilde birbirlerinin omuzuna başlarını koyduğu haberde anlatılıyor, e bu gençlerin herkesin ortasında grup sex yapmadığını göz önüne alırsak otobüs şöförüne dava açılabilir, hatta hapis cezası bile mümkündür. kaldı ki kimse kimsenin ahlak bekçiliğini yapamaz, herkes kendinden sorumludur. Fakat yukarıda girilen entrylere baktıkça durumun ne kadar vahim olduğunu görmek sanırım sinirlerin tavan yapmasına neden olmuştur. otobüs şöförünü kahraman ilan edenler mi ararsınız, gençlere saydıranlar mı ararsınız..
toplumdaki bu basit olaylar, aslında hangi noktada olduğumuzu; avrupa birliği, demokrasi ve özgürlük gibi yalanlarla avutulan ezik ve kafası yobaz-din hücreleriyle doldurulmuş toplumun ne yazık ki büyük bir kısmının vidasının gevşediğini bize çok açık bir şekilde sunmaktadır. bu olguya nereden mi varıyorum? bu haberle ilgili ülke çapında bir anket yapsam, kalıbımı basarım ki otobüs şöförünü haklı bulan 20 milyon insan toplarım size.
bir ülkenin vatandaşları bir yerden bir yere giderken bu tip basit ama altında çok derin anlamlar yatan olaylarla karşılaşıyorlarsa, toplumdaki en temel doğrularla yanlışlar yer değiştirmeye başlayıp en temel yanlışlar baş tacı ediliyorsa, birşeyler gerçekten yolunda gitmiyor demektir. lütfen uyanalım beyler bayanlar, gerçek türkiye maalesef çoktan tüketilmiş, yenisine hoşgeldiniz.
vakit gazetesi türü bir habercilik olayı. hasan karakaya ya da mağdur bir insan mektup yazar, filanca yere müslümanım diye almadılar diye, vakit te yarım sayfa hasan karakaya nın köşesinde bu yayınlanır. memleket elden gitmiştir, her yerde zulüm vardır falan filan. tam bir ajitasyondur. bunun tam tersini de ece temelkuran yapmış. hiç şaşırmadım açıkçası. ahlak erozyonuna uğramış olan medyamızda elbette karşı taraf da bu tür haberleri zaman zaman yayınlayacak. halkın içinden mağdur bir insan profili ve bir gazete yazarına yazılan feryad dolu mektup. biz bu tür filmleri izleye izleye bıktık artık. inanın zerre kadar inandırıcılığı yok. istanbul da ulaşım vasıtalarıyla gitmediğim yer kalmadı, ömrümde böyle bir kuyruklu yalan görmedim. dedim ya ece temelkuran bunu yazıyorsa şaşırmamak lazım, bozacının şahidi şıracı ne de olsa.
sokakta öpüşemiyoruz, gençlik kafelerde ve tenha yerlerde böyle olayları icra ediyor. Yazık çok yazık hele ki omuzuna başını koyduğu için dayak yemek, dahada yazık.
iyi ki izmirliyim ve izmir'de yaşıyorum dedirten olaydır.
Ama merak ediyorum da bu cevval şöförümüz tokat attığı bu genç, şöyle gücü falan yerinde bir tip olsaydı, ya da tam tersi pislik bir şeye benzeseydi de aynı tepkiyi verip namusumuzu kurtaracak mıydı? Peki ya arka koltukta bu çocuğun bir ağabeyi falan olsaydı. Kalkıp iki tane de o patlatsaydı şöföre. Ama o kameradan iyice etüd etmişlerdir olayı zaten, orada savunmasız olduklarını, tepki veremeyeceklerini tahmin etmese o tokadı yapıştırmaya gitmezdi.
Bizim halkımızın bu anlamsız tepkilerini hangi sosyolog açıklayacak sabırsızlıkla bekliyorum artık. iki gencin sevgisinden rahatsız olunur da kol gibi zamlar gelir tepki vermez, aydınları öldürülür tepki vermez, kafaya göre kanun çıkarılır tepki vermez, hakları elinden yavaş yavaş alınır tepki vermez, bir kıdem tazminatı kanunudur gidiyor, milletin anası bellenecek, alınan 3 kuruşluk tazminatımıza da göz diktiler yine de tepki yok ama öpüşen birini mi gördün vur beline kazmayı. Ulan dünya üzerinde bu kadar aklı uçkurunda olan bir millet daha var mı merak ediyorum gerçekten.
Sanki bu olayı münferit olarak mı yaşıyoruz. kendimizi kandırmanın anlamı yok. yazık ya.
Farklı olana tahammülü olmayan bir toplum olduk. Bu toplumda kendin olarak kalmaya çalışmak ne büyük, ne zor bir savaş haline geldi. Seni tüm gücüyle diğerlerinden farksız kılmaya çalışanlara karşı.
Eskiden mağdurdan yana da olurduk o da kalktı elbirliğiyle hayırlısı olsun. Topluma, aileye kötü örnek oluyor gibi gencecik çocukları tokatlarız ama gider ağzı açık ayran budalası gibi "Aşk-ı memnu", "binbir gece" gibi dizileri seyrederiz. Yengesini düdüklemeye çalışan yeğenin ahlaksızlığı bizi rahatsız etmez. Çünkü delikanlı yakışıklı, kız da dünya güzelidir ya,birbirlerini haketmektedirler. "Yemekteyiz" gibi programlarda sıradan insanların birbirlerinin gözünü oymaya hazır yaratıklar haline getirilişinden de rahatsız olmayız. TV ekranlarından evlenen evlenene, özel hayat diye bir şey kalmadı. Bülent ersoy o metrobüse yeni erkek arkadaşıyla binse kimse rahatsız olmaz, imza almaya çalışırdı. Sanatçılar yapsa bunu sorun olmaz ama iki tane gen yapınca ahlak, toplum gidiyor feryatları. Siz gidin bunların hiç birine tepki vermeyin ama gencecik insanların bu ortamda hem ruhen, hem bedenen sağlıklı, ahlaklı, saygılı insanlar olmalarını bekleyin. Ayıp ya, bu kadar da ikiyüzlü olunmaz ki.
tabii ki yandaş medya tarafından uydurma olarak nitelendirilecek haberdir. zaten bu ülkedeki her gazete, her kanal yalancı sadece stv doğru haberleri veriyor. türkan saylan pkk yöneticisiydi hatta de mi bebeler sizi. ben kız arkadaşımla cafedeydim ve elim sevgilimin omzundaydı. vallahi de billahi de sadece buydu durum. adam gelip 'burada böyle şeyler yasak' dedi. 'pardon' dedim 'yasak olan ne?' (elim hala omuzda) 'bu işte' dedi. dedim 'sarılmak mı yasak?'(ki sarılmıyordum bile) 'evet, burada istemiyoruz böyle şeyler istemiyoruz' dedi. ben bunu yaşadıysam metrobüste de bu olay olmuştur neden inanmayayım ki?