Metrobüs, toplu taşımaya yeni bir anlam kattı. Yapışık ulaşım; yani sürtünme üstü, ten tene değen ulaşım. Umarım bir gün belediye başkanı da iş çıkışı biner o metrobüse.
cahil hayvanlarla dolu bir yolun tam ortasına kurulan toplu taşıma şeyisi. bu yaz iki kere 3-5 otobüs ile kazaya karismaktan kurtuldum. üçüncüde göte gelmeyiz inş.
Oturmanın imkansız olduğu, zaman zaman değil oturmak, binebilmek için bile uğruna savaş verilen bir araç. Bazen boş olup sizi sevindirse de genelde yaşadığınız şey tutunmanıza gerek kalmadan sıkışmış bir şekilde ayakta durmak zorunda olduğunuzdur. Hele bir de ilk duraktan biniyorsanız hikaye farklılaşır, duygular girer işin içine. ilk durakta o insanlarla beş dakika içinde savaşacağınızı bilirsiniz ve metrobüsün gelmesiyle her şey başlar...
günde ortalama 800 bin insanı taşıdığı söylenen; ancak 2 milyondan aşağı bir rakamı kabul etmediğim toplu taşıma aracı.
o yoğunluk, o izdiham, o savaş... bildiğin her gün savaş oluyor yahu.
hiç unutmam, yüksek lisans dersinde izmirli ingilizce öğretmeni olan bir bayan arkadaş, istanbul'a ilk geldiği zamanlarda metrobüse binemediğini, binse bile oturamadığını sonra zamanla metrobüse binebilmek için nasıl evrildiğini anlatmıştı. "ilk başlarda egeli olmamın da etkisi ile gayet nazik, sevecen, kuşlar, kelebekler, börtü-böcek modundaydım. sonra anladım ki bu şekilde burada hayatta kalamam. bunun üzerine içimdeki canavarı keşfettim. evet, şimdi metrobüse binebiliyor hatta yeterli derecede savaşırsam oturabiliyorum. ve oturduğumda, yüzümde büyük bir savaşı kazanan komutan edası ile bir tebessüm beliriyor." evet, arkadaşın anlattıkları aynen böyleydi.
acun ılıcalı'nın survivor için dominik'e kadar gitmesine gerek yoktur zira metrobüs onun işini bir hayli görecektir. son durakta hayatta kalan kişinin büyük ödülü kazanacağı bir format yaratmak ve yarışacak olan grubu şirinevler - cevizlibağ arasındaki herhangi bir duraktan metrobüse bindirmek reyting patlaması için yeterlidir.
Sik kafalı suriyelilerin iyice istila ettiği araç.
eskiden istanbul'da yaşamak güzel bir şeydi. Ayrıcalıktı. Son 3-5 yılda artık bildiğin eziyete döndü yahu. Bir insanın günde 4 saati yolda geçer mi lan? Böyle bir hayat olabilir mi amk?
Aynı yol arabayla da 4 saat, metrobüsle de. Günde 50 lira mazot vereceğim tutunca araba, tutmayınca bu lanet pis şeyi kullanıyorum. Daha bunun metrosu, tramvayı var. Hele ki beyazıt'tan akşam saati biniyorsanız inene kadar 2 tel saçınız beyazlıyor.
milletçe sevmeden de sevişebildiğimizi gösterdiğimiz nadir mekanlardan (diğeri de 500t) biri. cidden bu metrobüs denen şeylerde din, dil, renk, cinsiyet ayrımı olmaksızın herkes birbirine dayıyor. amk bu kadar rahatlık johnny sins'te yoktur. o bile utanır herhalde hayatında ilk defa gördüğü insanlarla böylesine yakın temasa geçmeye.
milletçe sevmeden de sevişebildiğimizi gösterdiğimiz nadir mekanlardan (diğeri de 500t) biri. cidden bu metrobüs denen şeylerde din, dil, renk, cinsiyet ayrımı olmaksızın herkes birbirine dayıyor. amk bu kadar rahatlık johnny sins'te yoktur. o bile utanır herhalde hayatında ilk defa gördüğü insanlarla böylesine yakın temasa geçmeye.