Giresun-samsun arasi gidiyorum. Su istedim ve bir bardak su verdi. 1 saat sonra tekrar su istedim geldi ve dedi ki "az once ictigin bardak nerede?".
Yani 1 saat once ictigim bardagi ariyor su doldurmak icin.
Denizli-giresun.
Otogarda bekliyorum. Otobus geldi ve sirt cantami bagaja koydurmak istedim. Yukari koyulacak olsa koyarım. Diyalog su sekilde:
Ben: abi sunu asagi koyabilir miyiz?
Mu. : ayağının altina koy.
B: giresun'a rahat gidemem boyle. Lutfen koyar misiniz?
M: lan ayaginin altına koy dedim sana. allah allaaah!!!
bir ara kürtçe konuştukları için iki yolcuyu yolun ortasında indirmişlerdi. yani bu kadar ırkçı barbar bir firma anlayacağınız. adam istediği dili konuşur ne diye indiriyorsun andaval oğlu andaval! sıkıyorsa aynı hareketi bana yapsaydılar otobüsün ön camından kafalarını çıkartmasam namerdim!!! gömerdim onları oraya!!
affedersiniz ama bazıları böyle mal mıdır nedir.
Antalya-Ankara arası gideceğiz.
Üç kişi gideceğimiz için fiyatı daha uygun diye metro turizmi tercih ettik.
Nerden tercih ettiysek, kafamıza sıçaydım.
Gece yolculuklarından pek hoşlanmadığım için müzik çalara Ahmet Kaya'dır, Neşet Ertaş'tır, Tolga Çandar'dır, Erkan Oğur'dur falan doldurdum. Dinlerken sızarım diye.
ilk başta her şey güzel, muavin geliyo kek ıvır zıvır bir şey dağıtıyo. Yan taraftaki koltuklarda annemle yengem oturduğu için, kek teklifini reddetmedim tabi. Dedim hocu yağdır kahveyle beraber. Akran bir kız falan olsa rutkay aziz ses tonuyla "sade bir kahve alayım" der geçerdim. He sanki siz demezdiniz amua goyyim. Neyse, tamam.
Keki gömdüm, ambalajı da boş kahve bardağına sığdırdım. Kahramanımız muavin de servisi bitirmiş o arada, fişek gibi maşallah.
Burdur istikametine doğru ilerlerken muavinden daha denyo olan kaptan ışıkları kapattı.
Haydeee amına koyayım... kapattı ama milletin televizyonlar kapalı konumda, benimki gözüme doğru tüm haşmetiyle parlıyo. Sanırsın kaşıkçı elması. bir de cırtlak bi arka plan rengi var pezevengin.
Lan basıyorum sağına soluna yok, olmuyo. zaten boktan da bir şey. Pamukkale'deki gibi dokunmatik falan değil.
Kulaklığımı falan takmışım, geçecem transa ama gözümü kapattığım an bir ışık hüzmesi bana doğru geliyor, geliyor, geliyor. Sanki ölümden dönüyo gibi hissediyorum.
Neyse rica ettim muavinden: dedim birader şuna bi el at.
iki kurcaladı falan, yok. O da kapatamadı. izleyecek olsam çalışmaz pezevenk, şimdi inadına kapanmıyor.
Kardeş dedim sen buna bari bez mez gibi bir şeyler ayarla da üstüne örtelim ekranın. bir nebze rahat edeyim hiç değilse.
Tamam falan dedi gitti bi arkaya, geri geldi. Kaptanla iki karı kız muhabbeti çevirdi. kaptana tuzlu fıstık soydu, elleriyle besledi falan. Sanki muavin değil kaptan yaveri amına koyayım.
Burdur'da durdu otobüs. bir de tuvalet krizi yaşattı bize hıyar ağası. Ulan arabada tuvalet var, işemeye terminale giriyo ruh hastası.
Az daha gittikten sonra tekrarladım isteğimi: hacı abi noldu bizim bez.
Abi dedi bez yok.
E dedim napacaz şimdi, kapanmıyo bu zerzavat.
Valla abi bilmiyorumlar, idare edemez misinler, arada eveleyip gevelerken götüm götüm de arkaya doğru uzuyo zıpzıp.
Sabah vakti geldik Ankara'ya. Gözüme bir damla uyku girmemiş, Aşti'de de göt donduran soğuğuyla iyice mal oldum.
O günden sonra da evden çarşıya gidecek dahi olsam metro'ya binmeme kararı aldım.