21 yaşındaki bir imamhatipli çocukcağızı, hatta bebeyi 23 nisan'da kendi koltuğuna oturtan, şeyini şey ettiğimin şeyi diyerek goethe'den etkilendiğini, dostoyevski okumaktan bir hal aldığını anladığımız bülent arınç varken, bushun türkiye uyarlaması, onun kadar aptal mı bilinmez, borcu 420 milyar dolara çıkaran, 1 mart tezkeresini geçirtmeye çalışan, ulemaya yargı ile ilgili konularda söz hakkı veren, kadrolaşmanın alasını yapan, hakkında birçok dava olan, seçimden önce verdiği sözleri tutmayan yani yalancı, cumhurbaşkanı için iki koyun gütmemiş diyen bir şahıs olan recceb tayyo varken metin uca da kim oluyor? sorusunu aklıma üç saniyede getiren adaylık.
olayımız reklam. bu her zaman yaşadığımız bir şey.
herhangi bir şekilde meşhur olmuş ve daha sonra mazotu bitmiş, irtifa kaybeden eski şöhret bir takım garip hadiselerle gündeme gelir ve bu olaylardan ekmek yemeye çalışır.
kendisini dinleken "lan madem bu kadar biliyosun, çık kendin yap kardeşim" dediğim ve sonuna kadar desteklenmesi gereken bir harekettir. memlekette o kadar aklı başında genç varken nie hiçbiri aday olmuyoru ağzıma tıkan kişidir
en azından memleketi satmayacağından emin olduğum için destekleyeceğim ancak "bu devletten bu milletten bir şey olmaz" düşüncesiyle umutsuzluğa düştüğüm durum. ne kadar medyatik olursa olsun sivri dilli, zeki ve ilerici bir kişi olan metin uca, eminim ki rte'den çok daha iyi bir adaydır.
mehmetali erbil'in nesi eksik o da olsun, can tanrıyar da olsun malum çevresi çok, petek dinçöz de olsun, arto da olsun diye uzayabilecek bir sıralamayı akıllara getiren durum. metin uca için tarkan'dan geliyor: (bkz: kendine gel kendine dön de bir bak haline!)