Bu 50 küsur yaşındaki adam dönen üçkağıtlara, karadenizin rant imar adı altında yağma talan edilmesine, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı tepkisini ortaya koymak için hopada eylemlere katılmış ve ortalığı yatıştırmaya çalışırken maruz kaldığı yoğun biber gazı sonucu akabenin polisi tarafından öldürülmüştür..
3 yıl önce bugün hopa'da polisin uygulamış olduğu biber gazı kullanımının etkisiyle kalp krizi sonucu vefat etmiş olan ve bu şekilde tanıdığımız aslında ölümü ile değil davasındaki kararlılığı ile anılıp örnek alınması gereken insan.
metin lokumcu bize yaşadığı alanların korunması, doğasının bozulmaması hususundaki duyarlılığı ve almışım emekli mayışımı geçiriyorum hayatımı anlayışında olmayan yaşantısıyla örnek olmuştur.
eminim ki, çayan birben'den, mehmet istif'ten, elif çermik'ten belki bir araya gelsek iki kelam bile edemeyeceğimiz o insanlardan öğrenecek olduğumuz çok şey vardı.
küçükken ağzımıza biber sürmekle tehdit edilerek sessizliğimizin korunması sağlanırdı.
şimdi ise gazıyla.
birer birer azalsak da, yıkılır elbet zulmün son kaleleri...
fevkalade orantılı gücün sınırsızca boca edildiği gündü 31 mayıs 2011,kutlu doğumda gül suyu sıkan askerler o gün de biber sıkıyorlardı gönül rahatlığıyla,rahatlardı elbet,sendeleyip kurşunu kafaya isabet ettiren polislerin,dipçiğe çarpıp kafa kemiğini kıran halkın olduğu mucizeler ülkesiydi burası.en kötü koşullardan bile polis devletinin kurucuları tarafından yine bir mucize eseri sahip çıkılacağına şüphe yoktu.
işte tam da o gün polise taş atarken kalp krizi geçirmiş bir adam,hayır hayır sakın polisin sokak kavgası yapar gibi üzerine abandığını,aralıksız biber gazı sıktığını sanmayın.metin lokumcu gaza bayılırdı,koşup koşup gazın içine dalardı her fırsatta,yine öyle yapmış ve oracıkta ölüvermiş.polisler mi?onların bir şeyden haberi yok.devlet büyükleri mi?baş sağlığı dilemiş.
gel gelelim işin aslına,bu halk eşkiya olmuş,hopa direnişinde.o eşkiyalar gün gelmiş marjinal olmuş işçi bayramında,gün gelmiş provokatif olmuş odtü direnişinde;ama devlet hep katil olmuş,yine,yeniden gaz sıvıya dönmüş,kan olup akmış ellerinden
ölmeyendir.
öldürülendir.
metin abi.
unutulmayandır.
unutmayacağımızdır.
metin abi.
zincirlerini kırmayı bilendir.
zincirlerinden haberi olmayan değil.
insanlar ölür.
insanlık da.
direniş ölmez.
metin abi.
seni senede bir hatırlamayacağız.
çünkü seni hiç unutmayacağız.
metin abi.
huzur içinde yat.
--spoiler--
Kendi adıma, ölüm beni ürkütmüyor; ben hayatımı feda edeli çok oldu. Şunu da bilmelisin, ölürken hiçbir şeyden pişman değilim, hiçbir şeyden vazgeçmiyorum. Ve her zamandan çok bugün, eminim, biliyorum ki boşu boşuna ölmüyorum, inandığım şey bir gün gerçek olacak.
--spoiler--
Hopa'da 31 Mayıs günü demokratik hakkını kullandığı için öldürülen öğretmen.
bu olayı protesto etmek amacıyla Rize'nin Pazar ilçesinde düzenlenen basın açıklamasına katıldıkları gerekçesi ile 22 kişiye dava açıldı.
11 aralık yani şu anda bu 22 kişi yargılanıyor. yandaş yalaka medyada bir tane dahi haber yok. Sokağa çıkanı içeri alanlar tv lere çıkıp demokrasi diye ötmesini biliyor. Demokrasi diyen dilinize tüküreyim. haysiyetsiz düzenbazlar ordusu..
3-5 kuruş uğruna insanların ve hayvanların suyunu satan, hesler kurup oraları yaşanmaz hale getiren, doğayı katleden insanlar eşkıyadır. onlara küfür eden, taş atan adam özgürlük savaşçısıdır. yaşamı ve vatanını savunduğu için polis tarafından öldürülmüştür. vatanını savunurken ölen adama bizim dinimizde şehit denir.
ileri demokrasi polis terörünün kurbanı; sindirilip, uyutulmaya, sürü halinde güdülmeye karşı durma hakkını kullandığı için biber gazıyla katledilmiş aydın öğretmen, örnek vatandaş. tüm ileri demokrasi yalakalarının, sahte demokratların, yetmez ama evetçilerin görmezden geldiği batı demokrasilerinde temel vatandaşlık haklarından olan gösteri hakkını kullandığı için öldürülmüş batı jargonuyla demokrasi şehidi. faşizme karşı direnme cesareti gösteren toplumcu bir öğretmen. ne ona yapılanlar unutulmalı ne de buna seyirci kalanlar... hepsi faşist karanlığın utanç lekeleri olarak tarihe geçecekler.
halk adamı gerçek ama çakma değil. tabi birde ölümü için biriside kalp krizinden ölmüş demesi pek yakışmadı başbakanın kendinden gördüğüne vefat etti,hakkın rahmetine gitti de ama muhalif öldü mü birisi ölmüş sanki ölen can düşmanınmış gibi tabi biride çıksa başbakanımızın annesi için biride ölmüş, üzerinde durmak istemiyorum dese başbakan ne düşünür bilmek istemem çünkü güzel bir duygu değil.
öyleymiş... biz değildik onun öğrencileri , onun yetiştirdiği gençlerden değildik. yine de öğrencileri kadar üzüldük duruma.tabi ben üzüldüm , sen üzülün , halk üzüldü ama başbakan üzülmedi. tanımak için gerekli bile görmedi. kim ki bu adam ? elin çapulcusu başbakan için. araştırmaya bile lüzum görmediğine göre , işe yaramaz , sefil bir insandır. hani atatürk ile tayyip'i karşılaştırıyorsunuz ya bunu da alın o karşılaştırmaya , bu olayı da. metin lokumcu "gelecek nesillerin mimarıydı" tayyip erdoğan ise "gelecek neslin aydınlığını kesen kişi" yalan mı ? abarttım mı ? az bile söyledim. niye ? çünkü götümüze girebilen bir entry olacaktır...
haber sitesini açtım. taraf gibi bir yandaş siteye bile tıkladım sadece "tarafsız" olmak için. sonuç habere ulaşamadım. odatv'ye baktım orada kendisinin astım hastası olduğunu öğrendim. biber gazının solunumu üzerindeki etkisi ve heyecana bağlı olarak kalp krizi geçirerek hayatını inançları uğruna kaybetmemiş , taktim etmiştir.
kıyaslanması gereken bir insan. kiminle ? başbakanla !
54 yaşında emekli bir öğretmen. 10 yıllık bir öğretmenlik hayatı olduğunu düşünsek 10 kişilik 5 tane sınıfın dersine girdiğini düşünsek 500 tane öğrencinin öğrenimine katkıda bulunduğunu görüyoruz.eğer matematiğim sandığım kadar kötü değilse. bunlardan belki 5 tanesi terörist olacak , 50 tanesi sağcı ,50 tanesi solcu vs. belki asker olacak vatanını canından önce koruyacak. belki biri doktor olup organ nakillerinde devir başlatacak. belki biri çıkıp atomu parçalayıp eline verecek birilerinin ! çünkü bu adam en az 500 küçük vatandaşa ışık tuttu. kendi boş ve karanlık mağaralarını aydınlattı ve önlerini görmesini sağladı.
diğer tarafta tayyip erdoğan ;
ne yaptı ? türk bayrağını yerden kaldırdı , davos'a kasımpaşa çocuğuyuz tarzında "van münüt" çekti , hümanist kişiliği yüzünden "sadece" amerikan askerlerinin evlerine sağ salim gitmesi için dua etti, bop eşbaşkanı olarak gurur kaynağımız oldu (!) , şimdiyse nato'ya ayar verdi "libya'da ne işi var" diye.
sonrasında ;
davostan özür diledi , türk askerine kelle dedi , ülkenin ve diğer komşu ülkelerin "ticaretinde" aracı oldu , nato'yu libya'ya müdahale ettiği için tebrik etti ya da libya'ya girmesini destekledi.
işte budur. karşılaştırması bu iki insanın. kimin daha çok yararlı olduğunu siz araştırıp bulun.