Üstümde bu ütüsüz gökyüzü,
Altımdaki tarazlanmış yol
benim
...Hep yanımdaydı zaten,
Kendimi bildim bileli.
Zaman zaman
katlayıp bazen açardım,
Cebimde taşıdığım bir mendil gibi.
Yani
bilirdim bir kamyon şoförünün
Göğsündeki motor sesini,
Uykuda bile
dinlediğini.
Yüzünde hasret belirtileri bulunan biri,
Koynunda taşırdı
bir aşk hikâyesini
Kabuk bağlamış muska gibi.
Bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler
bekliyor sürekli senden.
...insanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği
tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor zamanla.
Anamın bıraktığı
yerden sarıl bana.
Anıların kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi
geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği
tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sonbahar-ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin
solgun göğünde
...Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her
yana kavruk kelimelerle,
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla
zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar-ki
doyumsuz bir aşkın sonudur
Neler var bir düşün ikimizin arasında;
Senle ben
varız önce katı sınırlarımızla.
...Aç da bak sabırla, iyice ara
Bir çocuğun
kanayan ilk atlasında
Kaçılacak yer yoktur bulanmadan acıya.
'Mutlu aşk
yoktur dünyada'
Seninle benim aşkımız bile olsa.
Islanmış taşlığında suskun bir
bekleyişin
Yutar yalnızlığın buzdan ayını,
...Akşamsefaları içinde karanlık
gözlerin.
Döker çiçeğini sararan rengiyle,
Yaralı bir aşkla seğiren
derin.
Ve aklın seni sürgüne gönderir
Yüzüne iğreti gelen isminle,
En
yalnız köşesinde donmuş yüreğinin
Başımda siyah şapka,elimde çiçek;
Bekliyordum
ikide bir saatime bakarak.
...Yüreğim dalından düştü düşecek,
Çıplak bir
ağaçta sanki tek yaprak.
Derken sen geldin bir sis içinden;
Serildi
dürülüm, dolaşığım çözüldü.
Bir mavilik yayıldı etrafa gözlerinden,
Yalnızlığım çaresiz bir kenara büzüldü.
Ne ben bekledim oysa,ne de sen
geldin;
Gerçekleşmedi henüz söz ettiğim buluşma.
Çünkü sen benim hak
edilmiş ecelimsin,
Nasibim olacak ömrümün sonunda.
Herkes kendince göçer
bu yeryüzünden;
Kimse pay çıkarmasın başkasının ölümünden.
Sevdaydı bulduğum sende,
Sende buldum senden
geçtim.
Terk ettim sanma sakın;
...Yeni bir hızla bilendim,
Çağıldayan
özgür sesinde.
Şimdi gel durdurma beni.
Çünkü sevda bir
nehirdir,
Akar insan bütünlüğüne.
Türlü kollar alarak
Katar onları
benliğine.
Yürekten yüreklere yönelir.
Şimdi gel dondurma
beni.
Kendini yollara vurdun, değişen çevreye kandın
bir zaman
içinde dönen başıbozuk sıkıntı, geçer sandın bir
zaman
... Donmuş kentlerden geldin, sen bu kavruk yangın yerlerine
Ürperen
yalnız yüreğini, kızgın gurbete bandın bir zaman
Düşündün geceler boyu,
peşinden gelen tekinsiz geçmişini
Gönlündeki göçük aşkın oduna, için için
yandın bir zaman
...
Sonunda gide gide, adına uygun düşen, yalnızlığına
kondun
Yorgun bedeninde zamana karşı, çırpınan candın bir zaman
Üzülme
altıok metin, hüzünlerle geçen tarazlanmış ömrüne
Sen yoğun sis içinde sesi
duyulan, uzak çandın bir zaman
kendimi yıkıp yeniden kurarım
...çünkü;
bu yeni bir aşktır
ve
temeldeki yerini mutlaka alacaktır.
dikkat! ..
yabancıların inşaat
alanına girmesi tehlikeli ve yasaktır...
Düşündüm bütün gece
...Kurulmuş bir saat gibi.
Elimde seçkin bir sözcük
demetiyle,
Düşündüm gelip arasam seni.
Bütün gece bir saat tıkır tıkır
işledi
Vakti anlamak güçtü, ama kulağımdaydı sesi
Bir saat suyun
dibinde,
Kıvrımlar çizen yelkovanı akrebi.
Duydum çaldı gecenin bir
yerinde.
Düş müydü, gerçek miydi?
Vakti anlamak güçtü, ama kulağımdaydı
sesi.
Geldim mi sana, yoksa gelmedim mi?
Ne zaman kapatsam
gözlerimi,
Hep o saat dibinde suyun
Ve ben yanında bir gemi leşi.
Belki hiç yaşamadım senin öznel tarihini.
Geldim mi sana, yoksa gelmedim
mi?
Sen sırtına giymedin çiy tanelerini,
Avucuma düşmedi yılın ilk
cemresi
Seni hiç görmedim, sana gelmedim,
ikiye ayırmadık biz o tarihi.
Neden durmuyor öyleyse dipteki saat?
Sen sırtına giymedin çiy
tanelerini.
Anılardır bir batığın koruyan gövdesini,
Acı verseler
bile.
O saat, o çarpık saat duyuracak sesini
Düşümde, gerçeğimde
Sevgiyle kurarak kendi kendini
Anılardır bir batığın koruyan gövdesini,
Acı verseler
bile.
...O saat, o çarpık saat duyuracak sesini
Düşümde, gerçeğimde
Sevgiyle kurarak kendi kendini.
Anılardır bir batığın koruyan
gövdesini.
Sevmeye başlayınca birini
kendimi yıkıp yeniden kurarım
çünkü;
bu yeni bir aşktır
ve temeldeki yerini mutlaka alacaktır.
Dikkat!
Yabancıların inşaat alanına girmesi tehlikeli ve yasaktır...
yüzün müdür acaba yolumu dolaştıran?
acının bu solgun haritasında,
kendime yeni duraklar bulduğum.
ulaştığım ıssız dağ doruklarında
yüzün müdür hep sorular sorduğum,
bakışının titrek aydınlığında?
aslında ne bulunur bir gezginin yanında
kendi yüzünden başka,
hüzünle bileyen direncini.
bir suyun ürpermiş aynasında
apansız gözgöze geldiğim.
ayakları ayaklarıma bitişik
kımıltısız bir gövdeyle rüzgârın sildiği.
bir bulup bir kaybettiğim
yani bir gezginin hep gittiği,
senin yüzün benim yüzüm değil mi?
bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
sevgiler bekliyor sürekli senden.
insanın bir yanı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken,
var olan aşınıyor zamanla.
anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
anıların kar topluyor inceden,
bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
ama yine de unutuş değil bu,
sızlatıyor sensizliği tersine.
senin kim olduğunu bile bilmezken.
"bir yanım göçük altında kalmış, çürüyor. bir yanım son umuduyla 900'lü telefonlara sarılıyor. bir yanım dağ başlarında kurşunlanmış yatıyor. bir yanım çaresiz kendini satıyor. bir yanım canına kıymanın uygun yollarını arıyor. bir yanım avuç açmış dileniyor sokaklarda. bir yanım seccadenin üstünde beş vakit namaz kılıp tanrı'ya yakarıyor. bir yanım şifa bekliyor hastane kapılarında. bir yanım şifa bekliyor hastane kapılarında. bir yanım iş arıyor durmadan. bir yanım hapiste gün sayıyor. bir yanım kara-sevda ile için için yanıyor. bir yanım ölesiye dayak yiyor gözaltında. bir yanım kayıp ilanlarıyla aranıyor insanlık namına. bir yanım can veriyor faili meçhul cinayetlerle. bir yanım başkaldırırken, yaltaklanıyor bir yanım ve kanatıyor kendini geriye kalanım."
hadi git azıcık istanbul iste
kosunlar o denizi bir çanağa
bir çıkına elesinler o günlerimi
o yazdan üsküdar'dan ne kaldıysa elif'ten
doldur ceplerine
onlarda yoksa komşularında vardır
tanırlar sevinirler
beni bay metin gönderdi, de