vakti zamanında kyk yurdunda kaldığım zamanlar yaptığım eylem.
ağzınızda bıraktığı kekremsi tadı başka bir şeyden alamazsınız. içerken metalin o ağızda eriyen dolgun atomlarını hissetmek.. işte size çay ve metalin eşsiz birlikteliği..
Topluca yaşanan yerlerde, yani yurt ve askerlik benzeri, eşyaların kırılmasını engelleyerek maliyet düşürücü bir eylemdir. Yanan ağızlar, yanan damaklar hafızalarda yer ederler.
Yukarıda birisi "kadınlar bilmez" yazmış. Vakti zamanında devlet dairesinde (bildiğin bakanlık işte) çalışan her kadın, bakanlığın kreşine gitmiş her çocuk bilir.
Her türlü sıkıntılıydı. Soğuk meyve suyu içmek isterken dudağım yapışmıştı bardağa -.-
ilk başlarda parmakları yakacağı tahmin edilip yarım doldurulan ancak birkaç dakika sonra acı gerçek ile yüzleşilmiş olan eylemdir. yarımı da çeyreği de fark etmiyor arkadaş o parmaklar haşlanıyor ilk seferde mutlaka..
devlet yurdunda kalanlarında anasını ağlatmış bardaktır kendi bardağın yoksa veya kırıldıysa ya bunla içeceksin ağzın burnun ellerin yanacak ya da çay may içmeyeceksin.
kocaman, çay dolusu bir kazandan kepçe vasıtası ile bardaklara doldurulurdu kahvaltıda çay. o zaman garip, tatsız tuzsuz birşey olarak gelse bile hatırladıkça özlettirir o günleri.
askerde karşılaştığım olay koca bir kazana çay koyulur sürahi ile metal bardaklara konulur şekeri de atılmış olarak tabii amk ben belki şekersiz içiyorum. tercih şansın yok tabii yaşanılanlar yanında bu devede kulak ...