kardiovaskuler hastalıklariçin bagımsız risktir.kadınlarda ve beyaz ırkta daha sık gorulur. yuksek kan basıncı, karın bolgesi obezitesi, dusuk hdl kolesterol, yuksek trigliserid duzeyi ve bozulmus glukoz toleransı veye insuline rezistans ile karakterizedir.
modern çağın yaşamı kolaylaştırmasıyla ortaya çıkan hastalık, daha çok masa başında oturan ve yoğun stres altında çalışanları etkilemektedir. eskiden insanların daha çok hareket ettikleri, daha az yiyecek tükettikleri ve yaşam tarzlarının giderek değiştiği, daha az hareket edip, daha çok yağlı, kalorili, şekerli yiyecekler tükettiği gerçeğinden kaynaklı bir hastalık...insan vücudu buna göre dizayn edilmiş değildir. gelen fazla kaloriyi depolamak ve gerektiğinde saklamak, ileride lazım olursa kullanmak üzerine kurulmuş. Bu kadar fazla enerjiyle karşılaşınca, (ileride lazım olur) diye bunları saklamaktadır. Vücut bunu yağ olarak biriktirmekte; Yağı, karın içindeki organların etrafında depolamaktadır. Bu aslında masumane bir koruyucu mekanizma. Ancak, birikim o kadar fazla ki, depolanan yağlar zarar vermeye başlamakta, Yağ dokusu istemediğimiz bazı hormonların salgılanmasına yol açıp, vücutta bir seri hastalığa yol açmaktadır. Metabolik sendrom, damar sertliğini tetiklemekle birlikte Karın bölgesinde depolanan yağlar, salgılama yoluyla böbreğe ve kalbe giden damarlarda tutulunca böbrek ve kalp hastalıkları ortaya çıkmaktadır. Kan yağlarındaki yükseklik nedeniyle kötü huylu kolesterol miktarı artmakta, iyi huylu kolesterol miktarı düşmekte ve damar sertliğine yol açmaktadır. Damar sertliği sonucu yüksek tansiyon, koroner kalp hastalığı, böbrekler ve kalbe giden damarlarda daralma meydana gelmekte, ileriki yıllarda şeker hastalığının çıkmasına neden olmaktadır.
her iki kişiden birinin asıl ölüm nedenidir...insanlığın katilidir..kanserin,kalp-damar hastalıklarının ve diyabetin oluşumunda rol oynayan yegane faktördür...