zannedersem 3 kişilik bir uludağ sözlük ekibiyle yarın sabah daha kuşlar boklarını yemeden bizleri televizyon karşısına dikecek program. bizim için önemli bir gelişme olsa da gerek mesut yar gerekse de standart televizyon seyircisi için sıradan bir programdan öteye gidemeyecek. önceden hazırlanmış soru-cevaplar, klişe şakalaşmalar, mesut yar'ın pis pis sırıtışları vs. hatta 2 güne kalmaz bu programı izleyen normal insanlar(bizim gibi anormal olmayanlar) uludağ sözlük denen şeyi ya acaba ben bunu daha önce nerede duymuştum moduna girecekler. ancaaaak;
hazır elimize böylesine bir fırsat geçmişken bunu hem sözlük hem de biricik duayenimiz mesut yar için bir efsaneye, seyirciler için ise türk televizyonlarında unutulmayan anlara çevirsek reklam adına daha başarılı bir çalışma olmaz mı? mesela pek muhterem moderatörümüz salça şöyle dekoltik mekoltik askılı bir kıyafet giyse sonra bir katakülliye getirip askısını düşürse her yeri belli falan olsa nasıl olur sevgili kardeşlerim? akşamki haber bültenlerinin açılış haberi olarak uludağ sözlük lafını duyunca gurur duymaz mısınız? ertesi gün hürriyet'in internet sistesinde seksi screenshotları için tıklayınızı görseniz? ya da ne bileyim youtube tarzı sitelerde top 10'da üff uludağ sözlük'teki salça o ne biçim kalça türünden videolara rastlasanız gözleriniz nemlenmez mi?
benimki nemlenir sevgili kardeşlerim benimki nemlenir.. teklif var ısrar yok. fikrimi beğenmediyseniz daha dahiyanesini sizden alalım.
235 dünya sabahını izleyicileriyle idrak eden haber eğlencesiydi. Kendi kendini imha ederek hoşçakal diyebilen az sayıda program arasına girdi. 6 genç 1 yaşlı sistemiyle oynayarak takım oyununa farklı bir soluk getirdi. Ulusözlük onu, o ulusözlüğü beklentisiz sevdi. izleyicisiyle arasındaki durumu da genç bir anneden gelen şu mail özetledi;
'Az önce, biberonu elinde ekrandaki size gülücükler atarak mamasını yemeye çalışan Mina Övgü anlamayacak neden gittiğinizi.. Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik. ancak bu arada çok basit bi sanatı unuttuk: insan gibi yaşamayı. ilaç gibi gelmiştiniz ama ne diyebilirim ki; konuşmak ihtiyaçsa susmak sanattır. ben Mina Övgü'nün herkesten çok sizi özleyeceğini biliyorum. şu an size bye yapıyor ekran karşısında, 11 aylık oldu, sayenizde hiç anlamadım :))
Mina Övgü ve annesi haticeden sevgiler'..
(bkz: teşekkürler türkiye)
Bu ülkenin ardından ağlanacak en büyük siyasi dehalarından biri olan; gazeteci, şair, politikacı, devlet adamı Bülent ecevit'in vefatına fena halde üzülmüş programdır. Tüm haber merkezlerinin 172 gün öncesinden hazırladığı 'Ecevit öldü, çok fena üzgünüz' minvalindeki tat konserve çalışmalarına inat, acıyı anında idrak etmeyi tercih ederek ve ölümün de haberin de hazırlıklısı olmaz diyerek tavırlarını koymuşlardır. Ecevit'in okullarda ders niyetine okunabilecek vasiyetini * yayınlayarak, türk medyasına kapak promosyonu yapmışlardır. (bkz: türk ulusu başın sağ olsun)
Hadi biraz beyin fırtınası yapalım. 1350 dünya sabahına (6 sezon'a denk gelir) günaydın diyebilen bir programın büyük kitlelere ulaşmadığını söyleyenlere yanıtı istatistikler verir. biraz araştırıp bulsunlar. Sorun da o değil zaten...
televizyondakinden nefret bilinci "farklı söz söyleyenler" üzerinden gelişen bir ezberci kitlenin beyin nöronlarına çomak soktuğu için "bazıları" hazetmez mesut abiden...
Normal bu. Beyni kafatasının içine mucize eseri girmiş bir sünger, dünyayı da öküz boynuzu üstünde duran bir tepsi olarak bilmek işlerine gelir...
kimseye üç kelimede televizyonculuk dersi verecek değilim. ama en azından tenkit ettiğiniz adamın yayın periyodunu, reytinglerini ve hepsini siktir et program mottosunu bilmeden racona davranırsanız, "halftime beyler" derler adama...
Bıdı bıdı;"bu sebeble haftada bir güne indirdiler" (haftasonu her gün yayınlanıyordu), bıdı bıdı; "izleyiciye ve TV'ye bir şey veremeyen bir programdır (izleyici yüzde 30 share, reklamveren 12 dakikadan iki kuşak reklam diyor)gibi "ben attım olduları" kendin yazar kendin okursun sonuçta...
ama unuttum beyin mucize sünger dünya da öküz bokuydu değil mi? Öyleyse vurdur Mesut abi; daha yapacak çooook işin var...
katılan arkadaşlardan birinin " herkesin canlı yayın heyecanını tatması gerekir" önerisi üzerine, yüzümde kadın çorabı, elimde tırnak çakısı daldım kanal d binasına. " ya bana canlı yayına katılma heyacanını yaşatırsınız, yada hepinizin avuna korum" dedim. şimdi bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesindeyim. canlı yayın ekibi gelicekmiş birazdan. öyle dediler.
Bu ülkede akıl sahibi olmadan fikir sahibi olan yüzlerce kişinin içinde Aysun Kayacı'nın altını çizdiği şeyler akıla yakın bir yerde durur kanımca. Bildiğim kadarıyla mesut yar haberi sunarken "fikrine katılmamakla birlikte, Aysun'u sırf beyanda bulunduğu için orospu ilan etmek abesttir. Yanıtın varsa sen de fikrini beyan edersin" minvalinde bir şeyler söyledi. Ha, bu ülkede muhalefet yapanların yarısı orospu yarısı ibne yaftası yiyecekse hakikaten anamızı alıp gitme vakti gelmiştir. (bkz: adab ya hu)
bu sabah başbakan erdoğan'ın her eve üç çocuk kampanyasıyla ilgili türk insanının yaşayacağı en büyük sorunlardan birine parmak basmıştır. ne olacak bu çocukların isimleri sahi ? Hadi birine Recep,Tayyip, Erdoğan dedin. Diğerine Mazhar, fuat, Özkan. Bir diğerine yaşar, nuri, öztürk. Bir başka diğerine ketçap, hardal, mayonez. Eh son bir diğerine metin, ali, feyyaz. iyi de en bir diğerlerine ne diyeceğin, nasıl olacak, kim bulacak bu isimleri?
