Küme, 1700’lü yılların sonunda Alman astronom Johann Gottfried Koehler tarafından keşfedilmiş ve Charles Messier’in “yıldız olmayan cisimleri” listelediği ünlü Messier Kataloğu‘na 67. sıradan girmiş.
Açık yıldız kümeleri, aynı bulutsu içinde doğan yıldızlar tarafından meydana getirilir. Bulutsu içinde yeterince yıldız oluştuktan sonra, bu yıldızların güçlü yıldız rüzgarları ile bulutsudaki gaz ve toz dağılır ve yıldızlar bir açık yıldız kümesi şeklinde ortaya çıkarlar. Açık kümeler, genellikle birkaç yüz milyon yıl içinde dağılırlar ve kümeyi oluşturan yıldızlar galaksinin içine saçılır. O nedenle galaksimizdeki görebildiğimiz kümelerin hepsi çok genç yıldızlardan oluşmuştur. Ancak, şu an bilmediğimiz sebeplerden dolayı Messier 67 (M67) kümesi 4 milyar yıldır dağılmamış halde duruyor.
Bu küme, yıldız çeşitliliği bakımından da oldukça zengin. Messier 67 (NGC 2682 olarak da isimlendiriliyor) içinde parlak dev yıldızların yanısıra ölmek üzere olan kırmızı devler, Güneş benzeri yıldızlar, kırmızı ve turuncu cüceler, hatta ölmüş yıldız kalıntıları olan beyaz cüceler dahi bulunuyor.
Kümenin böylesi yıldız çeşitliliğine sahip olması, bilim insanları açısından bir avantaj. Çünkü aynı anda, hemen hemen aynı kimyasal yapıda oluşmuş bu yıldızlar incelenerek “yıldız evrimi”ne yönelik büyük miktarda bilgiye ulaşabiliyorlar.
Yaklaşık 10 ışık yılı genişliğe sahip olan bu kümede, geçmişte belki de 500 değil de 5.000 yıldız vardı ve milyar yıllar içinde bir arada kalmayı başaran sadece bunlar oldu.