Allaha trip atan, kendini peygamber olarak lanse eden, yazdığı saçmalığın allah tarafından indirildiğini söyleyen, vahiyler aldığını söyleyen sözde müslüman bir şahıs tarafından yazılan kitap.
"insan yazın kışı ister, kışın da yazı… Bir hale katiyen razı olmaz,ne darlıktan hoşlanır, ne genişlikten ve boşluktan. Rahata erdi mi de inkâra sapar."
"Her şey maşuktur. Aşık bir perdedir. Yaşayan maşuktur, aşık bir ölüdür.
Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona!
Sevgilimin nuru önde, artta olmadıkça ben nasıl önü, sonu idrak edebilirim? Aşk, bu sözün dışarı çıkıp yazılmasını ister; ayna gammaz olmaz da nolur?
Senin güzel aynan allah'ın güzelliğini niçin haber vermiyor, bilir misin?
Yüzünden tozu, pası silinmemiş de ondan!"
ilk okuyuşta anlıyorum sandığım,
ikinci okuyusta yok artıkla devam edip, lan bu ben allah'ım mi diyor burda diyerek sonlandırdıgım
ve hala anlayamadığım, anladığim kadarıyla da mevlana hakkında hic iyi şeyler düşünmedigim eser...
okumaktan büyük zevk aldığım değeri büyük bir kitap.
2006'da yeni şafak gazetesi orjinal basımından hediye etmişti bana. arada açar okurum. içeriği bütünleyici. sivri dilli olması sanırım eleştiri alıyor ama sivri dil olmazsa insan nasıl hırpalasın hayatı?...
-kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona!
-senin güzel aynan allah'ın güzelliğini niçin haber vermiyor, bilir misin? yüzünden tozu, pası silinmemişte ondan!
-dünyaya olan bağını çöz, özgür ol. ne zamana kadar gümüş altın esiri olacaksın?
-denizi bir testiye dökecek olsan ne alır? bir günün kısmetini. ama harislerin göz testisi dolmadı. sedef, kanaatkar olduğundan inci ile doldu.
-balıktan başka herşey suya kandı, rızkı olmayana günler uzadı. ham, pişkinin halinden anlamaz, öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselam...
Divan edebiyatinin en uzun nazim seklidir.
iran edebiyatindan alinmistir.
Hikaye ederek anlatmak en onemli ozelligidir.
Fuzuli, seyh galib, nabi, seyhî suleyman celebi, ahmedî ve mevlana edebiyatimizin en unlu mesnevilerini yazmislardir.
Yunan mitolojisinden şamanizmden hinduizmden arakladıklarıyla yazılıp sonra yunus emre bunlar arak deyince ortak aklı insanlara sunuyorum diyen etekli dönen kişinin eseri.
açıp bir satırını okumamış adamların 'sözlük mesnevî'yi elif şafak`'tan öğreniyor hebele hübele' diyerek caka sattıkları kitaptır. kutsal kitap değildir, muhafazakârlarımızın zannettiği gibi bir kitap hiç değildir. hikmetmişte, derinlikmişte, okumayan anlamazmışta... sanki kurân'dan bahsediyor pezevenk.
divan edebiyatında en çok kullanılan aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir. şairlerin beş mesneviden oluşan eserlerine de hamse denilmiştir.
Öğüt verici bir olayı anlatan.uzun şiirlerdir.
Sivan edebiyatında bir bakıma günümüz roman ve hikayenin yerini tutmustur.
Her beyit kendi arasında kafiyelidir.
aruzun kısa kalıpları ile yazılır. Kelime anlamı iki)li, ikişer ikişerdir.
yazarının adı gibi kitabın içeriğide şirk ve sapıklık doludur, o kitabı okumadan meth edildiğini düşünüyorum, zira okuyupta halen bunun islam ile bir uyuşan tarafı olduğuna kanaat getiren ve onu savunabilen kişiler kendilerine bir öz eleştiri yapmalılar.
öyle hadi bakalım, aldım okuyayım aydınlanayım havasında okumaya başlarsanız havanızı alırsınız. birincisi kafanızın çok rahat olması ve kitaba ciddi odaklanmanız gerekiyor. ikinsi ise içerisindeki her terimi bilmek algılamak mümkün değil. mutlaka yardımcı kitaplarla okumak gerekiyor. 3 yardımcı kitapla birlikte okuyorum. öyle haldır haldır okunmuyor yani. yine de insana ciddi bir felsefe kattığı aşikar.
edebi anlamda mükemmel bir eser. ama edebi anlamda.
mesnevi itikattan kopup gelen bir varsayımdır. bana kalırsa hindu kaynaklı spiritualist şeyler.
evet insana umudu aşılıyor, tıpkı hindu tanrısı şiva'nın yaptığı gibi (onların inancına göre) ya da bhagavat gita'nın önerdiği gibi.
ilginç değil mi?
itikadi boyuttan bakarsanız müşrikliğin kitabıdır mesnevi. ontolojik karşılığı olmayan aforizmalardır.
sadece edebi bir eser ancak bunu itikadı boyuta taşıyanları da var. onlar ise ahmaktırlar.