fabl tadında okunan muhteşem eserdir. oysa ki her hikayenin kuran'da karşı geldiği bir ayet vardır, daha doğrusu her hikayenin amacı kuran'daki bir ayetin açıklanmasıdır, tefsirdir bir yerde. aslanla tilkinin hikayesi aslında akıl ile nefsin hikayesidir ama islam tasavvufu mevlana hümanist bir müslümana indirgenince mesnevi de pek ala fabl oluyor. mevlana kolaylaştırmıştır, islam'ın söylediği gibi : "zorlaştırmayın, kolaylaştırın" ama birileri bu kolaylaştırmayı çığırından çıkaracak ve din yalnızca sevgi ve hoşgörüdür, gerisi yalandır, namaz, oruç teferruattır mantığıyla "gel ne olursan ol gel" sözünü rakı masalarında meze yapacaktır, muhakkak onlar için de bir hikaye vardır, okumasını bilene.
cehalet mutluluktur, mevlana mutluluk vaadetmez, "cahilin yanında kitap gibi sessiz ol" denmesi bu yüzdendir. kalem susar, mevlana konuşur, bize sessiz olmak düşer zira "ne kadar anlatırsan anlat tüm bildiklerin karşındakinin anladığı kadardır", bu kadar az biliyor olamaz mevlana, bu kadar az olamaz..
mesnevi, klasik doğu edebiyatında, bir şiir tarzının adıdır.sözlük anlamında ''ikişer, ikişerlik'' manası taşır. edebiyatta, aynı ölçüde ve her beyti kendi arasında, ayrı ayrı kafiyeli nazım şekillerine ''mesnevi'' denir. bu sebeblerden dolayı da mesnevi de yazma kolatylığı vardır.
mesnevi, her ne kadar klasik doğu şiir tarzının adı olsada ''mesnevi'' denildiğinde akla mevlana gelir.
mevlana, mesneviyi katibi hüsameddin çelebinin isteği üzerine yazmıştır. mesnevi\'nin dili farsçadır. mevlana müzesinde sergilenmekte olan mesnevi 6 ciltten oluşmaktatdır. 1278 yılında yazılmış ve içinde 25618 beyit bulunur.
bu 6 ciltlik eserde tasavvuf inancı beyitler halinde anlatılmaktadır.
ilk 18 beytini Hz.Mevlana bizzat kendi yazmıştır. Diğer kısımları Hüsamettin Çelebi'ye dikte etmiştir. Toplamda 6 kitapta toplanmıştır.
Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor, ayrılıkları nasıl anlatıyor:
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın; herkes ağlayıp inledi.
Ayrılıktan parça parça olmuş, kalb isterim ki, iştiyak derdini açayım.
Aslında uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar.
Ben her cemiyette ağladım, inledim. Fena hallilerle de eş oldum, iyi hallilerle de.
Herkes kendi zannınca benim dostum oldu ama kimse içimdeki sırları araştırmadı.
Benim esrarım feryadımdan uzak değildir, ancak (her) gözde, kulakta o nur yok.
Ten candan, can da tenden gizli kapaklı değildir, lâkin canı görmek için kimseye izin yok.
Bu neyin sesi ateştir, hava değil; kimde bu ateş yoksa yok olsun!
Aşk ateşidir ki neyin içine düşmüştür, aşk coşkunluğudur ki şarabın içine düşmüştür.
Ney, dosttan ayrılan kişinin arkadaşı, haldaşıdır. Onun perdeleri, perdelerimizi yırttı.
Ney gibi hem bir zehir, hem bir tiryak, ney gibi hem bir hemdem, hem bir müştak kim gördü?
Ney, kanla dolu olan yoldan bahsetmekte, Mecnun aşkının kıssalarını söylemektedir.
Bu aklın mahremi akılsızdan başkası değildir, dile de kulaktan başka müşteri yoktur.
Bizim gamımızdan günler, vakitsiz bir hale geldi; günler yanışlarla yoldaş oldu.
Günler geçtiyse, geçip gitsin; korkumuz yok. Ey temizlikte naziri olmayan, hemen sen kal!
Balıktan başka her şey suya kandı, rızkı olmayana da günler uzadı.
Ham, pişkinin halinden anlamaz, öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
1. mevlana'nın eseridir. ilham kaynağı ku'an-ı kerimdir. iyi insan olma yolunu gösterir. anlatılan tüm hikayeler eserin sonunda tek bir hikayeye ustaca bağlanmıştır. 256518 beyitten oluşur. didaktik bir eserdir. farça yazıldığı için yeni programda konu başlığı açılmamıştır. milli eğitim bakanlığı eseri 6 cilt halinde yayınlamıştır. eserin ilk beytindeki "ney" acıklı sesi sebebiyle insana teşbihtir. bir sonraki beyitteki kamış ise neyin neyin ham maddesi (yani insanın) olduğu için allah'tır. ney sürekli olarak kamışlıktan ayrı kaldığı için acıklı acıklı inler. buna göre insan, gerçek varlık ve sevgili olan allah'tan ayrı kaldığı, bu dünyada yani gurbette olduğu için ağlar.
2. didaktik eserlerin, aşk ve dini konuların yazıldığı nazım biçimidir. her beyit kendi arasında uyaklı olduğu ve aruzun kısa kalıplarıyla yazıldığı için beyit sayısı sınırsızdır. edebiyatımızdaki en ünlü mesneviler: mevlana-mesnevi, şeyh galip-hüs ü aşk, fuzûlî-leyla ile mecnun
mevlana tarafından yazılan önsöz ile anlamını bulsun istedim;
"bu kitap, mesnevi kitabıdır. mesnevi, hakikate ulaşmak ve allah sırlarına agah olmak, akıl erdirmek isteyenler için bir yoldur. mesnevi, din asıllarının asıllarının asıllarıdır. allah'ın en büyük şaşmaz şeriati, hakikate giden nurlu yoludur. mesnevi, içinde kandil bulunan kandilliğe benzer. sabahlardan daha nurlu bi suretle parlar. hakikati arayan gönüller için bir cennettir. mesnevi'nin pınarları var, dalları var, budakları var, bu pınarlardan bir tanesine "selsebil" derler. burası makam sahiplerince, kalpleri uyanık insanlarca en hayırlı duraktır. en güzel dinlenme yeridir. hayırlı insanlar, iyi kimseler, orada yerler, içerler, neşelenirler, ferahlanırlar. mesnevi imanlılara şifa, imansızlara hasrettir. nitekim, hakk; "kuran ı kerim ile çoğunun yolunu azıtır, çoğunun yolunu doğrultur hidayete eriştirir." demişlerdir. şüphe yok ki mesnevi, temizlenmiş kişiler için gönüllere şifadır. hüzünleri giderir. kuran ı açıkça anlamaya yardım eder. huyları güzelleştirir.
mesnevi alemlerin rabbinden gönüle inmiş hakikatleri ihtiva eder. gerçekten de mesnevi rabbü l alemin tarafından ilham olunmuş bir kitaptır. batıl, onun ne önünden geçebilir, ne de ardından. allah onu korur.
alla'ın rahmetine muhtaç zayıf kul, belhli hüseyin oğlu muhammed'in oğlu muhammed -allah onun mesnevisini kabul buyursun- der ki; "şaşılacak ve nadir söylenir hikayeleri, hayırlı ve büyük sözleri, delalet incilerini, zahidler yolunu, lafzı az manası çok olan bu manzum mesnevi'yi, dayandığım, güvendiğim zatın, bedenimde ruh gibi hakim bulunan kişinin dileği ile uzatmak ve etraflıca yayıp genişletmek için çalıştım, çabaladım. o zat, hakk dininin hüsamı (kılıcı) hasan oğlu muhammed'in oğlu hasan'dır. allah ondan razı olsun. aslen urum'ludur. "kürt olarak yattım arap olarak kalktım" diyen, kadri yüce şeyh ebu l vefa'nın soyundangelenlerin ruhlarını kutlasın.
hamd alemlerin rabbi olan allah'tır. allah'ın resulüne allah rahmet eylesin... selametler versin. ve onun tertemiz soyunun ve sahabesinin hepsine rahmet etsin.
"Sırların gönülde gizli kalırsa o muradın çabucak hasıl olur. Peygamber demiştir ki; her kim sırrını saklar ise çabucak muradına erişir.
Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi bahçenin yeşillenmesi ile neticelenir.
Altın ve gümüş gizli olmasalardı, madenlerde nasıl musaffa olurlar, nasıl altın ve gümüş haline gelirlerdi?"
--spoiler--
Dertlerle yıkılıyorsun ha? rüyada kolun kırılsa yıkılır mıydın? nasılsa rüya dersin değil mi? ya dünya; Bu dünya bir rüyadır...
--spoiler--
hak teala gökleri, ihtiyaçlar gidermesi için halk etti.
nerede bir dert varsa deva oraya, nerede bir yoksul varsa nimet oraya gider.
nerede müşkil varsa, cevap oradadır.
nerede ekin olursa su orada akar.
susuz ol ki su zahir olsun, aşağıdan da, yukarıdan da kaynayıp coşsun.
nazik ağızlı çocuk doğmadıkça, annesinin memesinden süt gelmez.
bu yokuş ve inişlerde koşmaya çalış da susa, hararetlen!
sonra sen havadaki arının sesi gibi saf ırmakların suyunu içersin.
suya olan ihtiyacın, her zaman suladığın sebzelerden daha az dağil ya?
kurumuş ekinler gelişsin diye suyu onlara akıtmaya çalışmaktasın.
can tarlası da cevherler madenidir. onun için kevserlerin coştuğu rahmet bulutları vardır.
susuz ol da; "onları rabları sular" hitabı gelsin. allah doğrusunu daha iyi bilir.
mesnevi-i şerif
III. cilt
3230. ve 3240. beyitler arası