en bilinenleri pazarlamacılar tarafından ayaküstü hazırlanıverir. tadından yenmez nedense yutulur. yutkunmaksa neden sonra akla dank eder ancak yine de adam dedi ki ile teselli edilesi durumdadır bünye. insan bu kendini inandırmak istediğiyse hele bir de inanmak istediğini duydu ise olay tamamdır.
öğretmenler tarafından velilere söylenen beyaz yalanlardır. mesela çocuk çok yaramazdır. veli öğretmenle görüşmeye gelir. çocuğun durumu sorulur öğretmenin cevabı bellidir. çocuğunuz harika. çok enerjik. * sınıfın güleryüzü. *
genelde öğretmenler tarafından söylendiğini düşündüğüm yazardır.
'bi halt olmaz' niteliğindeki çocukların velilerine başından savmak için 'gayret ediyor, biraz daha sıkı çalışırsa olacak' demeleri örnek gösterilebilir.
- jinekolog: bu ofisimde çözülebilecek türden bir rahatsızlık değil, yarın mesela evime gelin, daha detaylı bakalım.. ne dersiniz?
- hasta : bilmem ki, çok da açık sözlüsünüz ama..
mühendislik: zemin etüdü ve fizibilite çalışmalarımız devam ediyor, biz sizi bilgilendireceğiz.
külliyen yalandır, aslında şöyle denmek istenmektedir, ya bırak allasen sen neden bahsediyon, dediğin şeyi ilk defa duyuyorum ama en kısa zamanda sana uyduruktan bir rapor hazırlar veririm neyine yarar orası meçhul...
borsacı: şu ana kadar asla kaybetmedim 1'e 1000 katarım
(aslında) : anamı siktiler o piyasada benim. madem beni siktiler, seni de çekeyim içine seni de siksinler.
öğretmen:öğretmenlik en kutsal meslektir.çocukluğumuzdan beri bu yalanla büyüdük.oysa ki yalandır.belli bi noktadan sonra ne pskoloji kalıyo insanda ne de kutsallığa dair duygular.hatta hümanist duyguları bile köreltiyor.herkesten ayrı bi nefret etmeye başlıyosun başta milli eğitim müdürlüğndeki insanlardan sonra öğrencilerden ve son olarak veliler artık hayatı yaşanmaz bir işkenceye dönüştürebiliyor nerde kaldı bu mesleğin kutsallığı
fiyat/performans oranı çok yüksek: ürün iki günde elinde kalır, o yüzden ucuz işte.
oğlunuz zeki ama çalışmıyor: bu çocuktan pek umut yok, kısa yoldan bir meslek edindirmeye bakın.
evimiz sevimli bir rodeşose: ev o kadar yerin dibindeki, camdan bakınca insanların ancak ayak numaralarını görebilirsiniz.
o ürün yeni bitti: o ürün bu dükkana hiç girmedi, küçük bir esnafız biz, çeşidimiz çok az. cins cins ürünler sormayın.
bana gelişi x lira: yallaaaaannnn!
abi emlakçılar döktürüyor bu konuda..
misal; adam ev kiralıcak.. evi tarif ediyor:
-abi ev deniz manzaralı, 3 oda 1 salon.. odalar yayla gibi. biraz eski sayılabilir ama ufak bir tadilatla herşey giderilir. evin etrafı yeşillik, doğa, huzur..
evet, ogrenci arkadas eve gidiyor. gercekten de emlakcının dedigi gibi..
-ev deniz manzaralı. ama denizi gorebilmen icin arka odanın balkonundan beline kadar sarkıcaksın, iki bina arasından ufuk cizgisine bakar gibi bakıcaksın, bir ıslaklık goruyosun. serap gibi bişey.. 3 oda 1 salon, dogrudur. ama butun odaları ve salonları birlestirsen, 1.5 oda hiç salon gibi bişey olur.. ev eski, o da dogru, yanlıs olan kısım 'biraz' kısmı. yakınından 3 tane konteyner yuklu agır vasıta gecse aynı anda, catlaklar bas gosterir. ve tabiki dedigi gibi evin etrafı yeşillik.. 1-2 apartmanda oturan emekli amcalar saksıda cicek besliyor, onlar da apartman girisinde duruyor.. yesillik mi? evet..
+ hocam şu dediğinizi anladım ama o zaman hede höde olayı nasıl oluyor?
- işte o konuya da yarın girecektik. şimdi arkadaşların kafası karışmasın. yarın öğreney.. ee öğrenirsin yani.
Freelancer: Elektrikler gittiği için yetiştiremedim.
Kuaför: Senin içi en ideal saç stili budur.
Taksici: O yol üzerinde trafik olduğu için alternatif güzergahtan gideceğiz.