arkadaş bir insan bir işe girerken, zamanla, tecrübeyle ve çalışmayla yükseleceğim mantığıyla girer (girmelidir).
mesela girdin bir şirkete, çalışma prensiplerine uydu, hakettiğini aldığına inanıyorsun ama yükselemiyorsun. neden? çünkü üstlerin pozisyonlarını kesinlikle bırakmıyor.
tamam, iş dünyasında tecrübe önemli, bilgi önemli de, adam gelmiş bilmem kaç yaşına, ticari kafa hala 1990 yılında, dünyaya entegre olmayı geçtim, dünyadan bihaber, torunlar okulları bitirip işe girmiş, bizim adam hala çalışıyor. sende bir umut çalışıyorsun, bir gün belki bende yükselirim diye. ulan bildiğin kölelik bu be!
ülkede geçim zor, emekliliği dolup çalışmaya mahkum edilen büyüklerimizi ayrı tutun.
mesleğinden nefret eden kişilerde daha da bir ayyuka çıkan sıkıntılardır. kişi bu mesleği sırf iy ipara getiriyor diye seçmişse durum daha da vahimdir tabi.
(bkz: makina mühendisliği)
- şirketlerin karar defterini tastik ettirmek için notere gidilir.
- numara alınır, beklenir.
- 3 tane memur vardır ve yaklaşık 15-20 tane işini yaptırmaya gelen vatandaş.
- memurlardan 1 tanesinin telefonu çalar ve dışarı çıkar, geriye 2 tane memur kalır 20 kişiye bakan.
- telefonla konuşan memur dışarıda kahkahalar atmaya başlar ve benim sinirim bozulur.
- telefonla konuşan kadına " kardeşim muhabbet mi edeceksin işini mi yapacaksın ? " derim ve içeri geçerim.
- başkatip bana tip tip bakıp " kardeşim onlarda insan telefonla konuşamaz mı ? " cevabını verir.
- başkatipe " mesai saatlerinde ne telefon konuşması 20 kişi bekliyor burda işini bitirsin öyle konuşsun " denir ve * diyerek noterden çıkılır.
müşteri şarabı seçer götürürsünüz tamam der açarsınız sonra bu şarap bozulmuş der.* sonra yeni bir şarap açarsınız onu içer.
olay çok basit gibi görünse de o sommelier' e o şarap mantarıyla girer. ben senin önünde açarım şarabı daha öncesinde de iyi bir şekilde saklarım zaten. sana bu durumu izah etsem gider şikayet edersin. sonra patron bana girmeye kalkar, patron gireceğine şarap girsin deyince de o müşterinin 7 sülalesi anılır.
bu kadar cahil bir toplumda insanlarla yüzyüze geleceğiniz işlerde çalışıyorsanız benim gibi zaten en büyük sıkıntı insanlardır. belli bir süre sonra insanlardan nefret etme seviyesine gelebilirsiniz.
eğer esnafsanız sürekli güler yüzlü olmak zorundasınız. cenazeniz olasa da eşinle dostunla kavga etsende hep gülmelisin, bu çok zor. hele telefona bakan sekreterler vb.
sadece mecburiyetten yapılan işlerde karşılaşılmayan, her işin kendi içinde ortaya çıkardığı sorunlardır.muhasebeci olup, ay ve yıl sonlarından nefret ediyor olmak gibi.