hayatımda gördüğüm en salak düşünce. şimdi çıktılar danıştaya saydırıyor bu düşünceye sahip örümcek beyinliler.
sen 4 sene önce tamamen bilerek, isteyerek "ben meslek lisesine gideceğim çünkü bu bu bölümler var orda." diyerek meslek lisesine gitmişsin. üniversiteyi teorik eğitim olarak almayacağını, yüksekokullarda pratik eğitimler alarak sürdüreceğini kabul etmişsin ve şimdi çıkıp "bu nasıl bi haksızlıktır." diyorsun.
gitmeseydin? bi yeri kazanamadıysan niçin "kazanmak için" meslek lisesi yazıyorsun? düz liseye gitseydin?
devlet sana 4 sene boyunca mesleki eğitim versin, teori namına hiçbir şey öğretmesin, tüm imkanlarını o yönde kullansın ve sen pişkince "ama biz mağduruz." diye ağla. var mı öyle bir dünya canım kardeşim?
meslek lisesi yerine anadolu lisesine gitmeyi tercih eden adamların suçu ne? onlar da bilirdi "hem meslek lisesi okuyayım, ne de olsa hiçbir yeri kazanamazsam yatay geçişle üniversite okurum. kazanırsam da ne âla" demeyi. ama demediler çünkü sizler tercihlerinizi yaptığınız dönemde "meslek liseleri bu eğitimi aldığı için bu okullara gidemezler." gibi açık ve net bir kuralla karşılaştınız.
şimdi ne oldu? anadolu liselerinin seçilme nedeni olan "katsayı" olayı kalkınca hepiniz sevindiniz. asıl haksızlık size mi anadolu liselerine mi oldu bakalım, baştan düşünün.
siz pratik eğitim aldıysanız, bu pratik eğitiminizi tamamlayacağınız üniversitelere gidersiniz.
teorik eğitim aldıysanız, teorik eğitiminizi tammalayacağınız üniversitelere gidersiniz.
ortada hiçbir haksızlık göremiyorum. 4 sene boyunca din eğitimi adamı doktor yaparsan, "biz bu adamı niye 4 sene boyunca din okuttuk?" diye sorarlar adama. niçin o lisenin kontenjanını kapladın diye sorarlar.
ya da 4 sne boyunca teknik eğitim alıp da üniversitede avukat olan adama "niye bu lisenin kontenjanını doldurdun? senin yerine girmek isteyen binlerce adam vardı ve onların önünü kestin." diye sorarlar.
açın gözlerinizi, salak ikiyüzlülüğünüzü de bırakın artık.
meslek lisesinden mezun olup akademik kariyer yapan ve şuan teorik olarak adlandırılan bir çok mühendislik fakültesinde öğretim üyesi olan doçent ve profesörleri üniversitelerin ilgili web sayfalarını tarayarak görebilirsiniz. ayrıca, uluslar arası bilimsel makale arşivlerini tararsanız eğer meslek lisesi mezunu öğretim üyelerinin yayınlanmış binlerce makalesine tanık olabilirsiniz. ülkemizde mühendisler odasının düzenlediği bir çok kongre, sempozyum vb. etkinliklerle oluşturulan bildiriler kitaplarını incelerseniz meslek lisesi mezunu akademisyen ve özel sektör çalışanlarının ilgili hakem heyeti tarafından onaylanan bildiri makalelerini okuyabilirsiniz.
meslek lisesinde okuyan öğrenciye hamal gözüyle bakıldığı için ülkemizde üretim adına hiçbir şey yok, anca tüket. gel gör ki olay sadece teorikte de bitmiyor. tasarladığın teoriyi elle tutulabilir hale getirecek uygulama yeteneğin yoksa bu hallere düşersin işte.
bununla birlikte teori ve pratik(uygulama) birbirinden ayrılamaz iki ana unsurdur. birbirini tamamlarlar.
