sürekli ayakta durmayı gerektiren işlerde varis, öğretmenlerde tebeşir tozundan ötürü farenjit. (gerçi artık çoğunlukla f-gazlı kalem kullanılmakta.)
babam geçmişte kaynak yaptığı için "kaynak gözlerimi aldı, gözlem erken ihtiyarladı gözlüksüz bir şey okuyamaz oldum." der.
sürekli hareketsiz oturmak zorunda olmak da, tozlu ortamda çalışmak da, soğuk ortamda çalışmak da zordur. soğuk ortamda çalışmaktan eklem romatizması oldum diyen insanlar duydum, üzülmüştüm hepsine.
yazilimciysaniz ilginc hal alan hastaliklardir. kahve ve sigara gibi normallerinin yanisira; deftere not alirken kopyala/yapistir istegi, kitaplarda ctrl + f kombinasyonu aranmasi, uzuuun uzun anlatmak birseyleri, detayci ve aciklayici olmak, her sistemin, kurgunun arkaplanda isleyisini merak etmek, farkli birseyler gordugunuzde nasil calisiyor acaba diye dusunmek, adimlariniza kadar tum yapacaklarinizda plan/algoritma olmasi, ileriyi gormeniz ve her duruma gore bir tepkinizin hazir olmasi, zor durumlarda bir hata mesaji gostererek kendinizi kapatma istegi, elektrikler yokken acaba calisir nefes alir miyim tarzi garipliklerdir.
iskorbüt denizcilerde taze meyve ve sebze yememe neticesi olarak,
c vitamini eksikliğinden ortaya çıkmaktaydı.
stres, sigara ve alkol gibi etmenlerin vücuttaki c vitamini tüketimini hızlandırdığından dolayı eski denizcilerde ciltte morluk, eklemlerde ağrı, diş etlerinde kanamalar gibi belirtilerle karşılaşıyorlardı. akdenizdeki filolarda bu hastalığa çok yakalanan olmaması durumu, turunçgiller ve c vitamini önemini ortaya koydu.
diğer denizciler de kendilerine has bir yöntemle üstesinden geldiler; rom içerek!
