Bir zamanlar çocuktular, ellernde telden arabalarla birbiri ardına koşuyorlardı ; alfabe , aritmetik , çarpım taplosunu yeni yeni öğreniyorlardı.Mavili siyahlı önlükler giyip; beyaz yakalıklarla okul bahçeside simit yiyerek ayran içiyorlardı.Krmızılı yeşilli Anadolu Lisesi hazırlık kitaplarıyla tanışmaları uzun sürmedi o anda hayatın hep çember çevirip misket oynayarak geçemeyeceğini anladılar Anadolu liseleri ulaşılmaz gizli kutsal bir tapınak gibiydi sadece çok özel inasanlar oraya kabul edilebilirdi bir gün o sınavı kazanamayınca kendilerini mutsuz hissettiler. Fen lisesi sınavları , üniversite sınavları kamu personeli sınavları tıpta uzamnlık sınavları hakimlik sınavı... hiç bitmeyecek bir kabusun başlangıcı olacağını nerden bileceklerdi. Şimdilerde küçük espirili bir hayatı başarmanın en önemli sınav olduğunu anlayan insanın hissettiği pişmanlık halidir.
her günün işkence gibi geçmesine sebep olandır. nadirdir ülkemizde yaptığı işi seven kişiler. gönlüm isterdi ki yaptığı işi seven kişilerin grubunda olsaydım ama ne yazıkki olamadım. yıllardır yalnız yaşamanın verdiği bıkkınlıkla artık hiçbir şeyden keyif almamaya başladım. her şey sıradanlaştı. ailemi daha çok özler oldum. eve geldiğimde sadece dört duvarla sohbet etmekten, her gün sabahın 06:00 da uyanıp, yoğun, kıymet bilinmeyen ama türkiye'nin en büyük fabrikalarından birinde çalışıyor olmanın bezikliği ile güne başlamaktan ve artık yaşımın da 30 a yaklaşıyor olmasından dolayı kolay yorulmaktan, mücadele ve sabrımın eskisi gibi olmamasından kaynaklı kolay demorilize olmaktan sıkıldım.
yaptığınız işi seviyorsanız inanın hayat her zaman çok daha güzel olur. naçizane tavsiyem; istemediğiniz bölümde okumayın, istemediğiniz işi yapmayın. hayat cidden çekilmez hale geliyor.