Bir kadının evinde basılan Kamer GENÇ'e;
-Efendim neden burdasınız?
sorusu sorulunca Kamer GENÇ'de kıvrak bir şekilde;
-Çiçekleri sulamaya geldim.
demiş ve olay yaratmıştır.
her ne kadar şehir efsanesi niteliğinde olsa da. adı lazım değil bandırmalı bir balıkesir milletvekili ile vatandaş arasından yaşanan dialoğu aktarıyorum;
artık yol ve kaldırım yapım çalışmalarından bunalan bir vatandaş yolda karşılaştığı milletvekilimize şu soruyu yöneltir;
-ne zaman bitecek bu çile bebek arabası ile çocuğumu bile gezdiremiyorum.
ve karşılığında
+o çocuğu doğururken bana sordun.
cevabını alır.
o değilde ne biçim bi parti içi sistem başkanın 3 çocuk doğur diyor sen bana mı sordun...
petrol vardı da biz mi içtik-süleyman demirel
dün dündür bugün bügündür-mesut yılmaz
bir kere delmekle bir şey olmaz-turgut özal
benim işçim, benim köylüm, benim memurum-s. demirel
rahşaan-bülent ecevit
siyaset dünyasında akıllarda kalan laflar çoktur. bunların bir kısmı yaptıkları gaflardan ibaret olup bir kısmı da özlü sözlerdir. bu ülke neler gördü, miting meydanlarında, tv ekranlarında duyupta duyduğumuza inanamadığımız, bazen çok şaşırdığımız bazen de çok düşündüğümüz aklımızın bir kenarında kalan unutulamayan sözlerdir. patentleride bizim siyasetçilerimize aittir. bu konuda süleyman demirel ve tansu çiller başı çekmektedir. diğer liderler ve politikacılar da söyledikleri sözlerle bu liderlerin pek altlarında kalmadıklarını ispatlamışlardır.
1938'de yahudilere karşı girişilen katliam ve yağma hareketinin gerçekleştiği gecenin adı. alman toplumunun gelecek 6 yıl boyunca da bu tip ve daha ağır histeri krizlerine gireceğini gösteren ilk belirti.
dünya'yı sarsan 4 kelime... yayınlandığı 1848'den başlayarak, 1. dünya savaşı sonlarına doğru iyiden iyiye örgütlenen devrimci gücün desturu haline geldi.
ama marx'ın ve takipçilerinin "sanırım" yanıldığı bir nokta vardı. proletarya henüz kapitalizm'in en vahşi haliyle yüzleşmiş değildi. belki bugün de değil ama birgün...
bir savaş dünyasında... milliyetçiliğin en uç hali yüzünden çıkmış bir savaş yüzünden 56 milyon insanın öldürüldüğü bir dünyada, albert einstein tarafından söylenmiş sessiz çığlık.
lenin'in 1917 sonrasında esen devrimci rüzgardan en büyük beklentisi almanya devrimiydi. bunun içindir ki, enternasyonalin resmi dili almanca olarak süregelmiş ve devrim sonrası birleşecek olan "eskinin rusya ve almanyasının" ortak başkentinin berlin olacağı belirtilmişti.
troçki ile beraber lenin de avrupa'da devrimin, almanya olmadan gerçekleşemeyeceğini biliyordu. her şey'e rağmen özellikle savaş sonrasında almanyadaki "devrimci birikim" yenilginin de etkiisyle patlama noktasına ulaşmıştı, bu da beklentinin kaynağını gösteriyor.