en sevdiğim laf, hayat mottom. bir şeyleri fazla dert ettiğimde, kendimi sıkıntıya boğduğumda bunları tekrarlıyorum.
tabi her dert için olmuyor. maddi bir kriz içerisinde misin? o zaman meseleleri mesele edebilirsin.
Süleyman demirelin katıldığım önermesidir. Kırgınlıkları olanlar ya bahsi kapatsın ya da kırgınlıklarını yok saysın kaç yaşına geldik konuşarak halletmeyelim daha fazla.
eşi nazmiye hanım hakkında dedikodu çıkartan kişiyi bile mesele olmaktan çıkartıp, faydaya çeviren pragmatist politikacı söylemidir.
Süleyman Demirel Başbakan, Ferruh Bozbeyli TBMM Başkanıdır. Başbakan Demirel, sabahları genel kurula inmeden önce Başkan Bozbeyli'nin odasına uğramaktadır. Sabah kahvesi içerler; sonra herkes kendi işine başlar.
O günlerde Haldun Simavi'nin çıkarttığı Günaydın gazetesi, Başbakanın eşi Nazmiye Demirel için bir dedi-kodu yapmaktadır. MP/Millet Partisi'nden bir milletvekili, merhume Nazmiye Hanım hakkındaki bu dedikoduyu meclis kürsüsüne taşır. Bunun üzerine AP/Adalet Partisi milletvekilleri, hiddetle kürsüye yürürler. Müdahale edenler olur, kavga önlenir.
Aradan bir ay geçer...
Gazetelerde bir havadis çıkar. Nazmiye Demirel'e o ağır ithamı yapan milletvekilinin AP'ye geçeceği yazılmaktadır. Ferruh Bozbeyli de birçok kimse gibi okuduklarına inanamaz. Başbakan, sabah yine uğrar. Kahvelerini içerken Ferruh Bey, mevzuu açar. Demirel, beklenmedik bir cevap verir:
-Ne var canım bunda?
Bu şaşırtıcı cevap üzerine Bozbeyli'nin kan beynine hücum eder:
-Sayın Demirel, benim değil, senin karına hakaret edildi!
Verilen karşılık müthiştir ve doğrusu haklı tarafı ayırmayı zorlaştırmaktadır:
-Kardeşim, havlamak adamın huyu; başkasının yanında durup bana havlayacağına, benim yanımda durup başkasına havlasın!...