başıma bir şey gelmeyecekse serkan kaya'nın nefis yorumladığı parça.
içimdeki arsız kıroyu çok şahane besliyor. nakaratta bağırıyorum. haftasonu evden çıkmadan son ses koyuyorum, bağıra bağıra komşuların kulağına saldırıyorum. arabada dinlememek için kendimi zor tutuyorum kendimi. umursamaz kutayın ne denli göt bir şekilci olduğunu yüzüme haykırıyor serkan kaya. adamsın serrroooooo!
nakaratı bağıra çağıra söylenen serkan kaya şarkısı;
şimdi düşünüyorum da giderken beni de almışsın
istemeye istemeye belki de inatla ayrıldık
hayıflanmam, üzülmem, zor olan seni düşünmem
belki de çektiğim bu sancı senin yüzünden
mesele ne senin benden ayrılman
ne de benim sana darılmam
ne aramaman ne de sormaman
mesele şu ki hâlâ bitmedi sevdam...
mesele köşeye adam sıkıştırmaksa;
sen mi beni kıstırdın köşeye,
yoksa yine ben mi seni?
mesele köşeye adam sıkıştırmaksa;
sırtını duvara dayayan mı,
yoksa arkasını görmeyen mi sıkışmıştır köşeye kardeş?
mesele seni piç etmeye doymamaksa eğer;
ben yemeğimi yedim doydum,
ama hesabı sen ödeyeceksin kardeş.
mesele kaçıp gitmekse eğer;
her zaman peşindeyim kardeş.
sen nereye gitsen;
ben daha önce ordayım.
mesele öldürmekse eğer;
hemen öldürmek kolay kardeş,
doğrusu her gün, yavaş yavaş öldürmek.
Bizzat şahit olmadığım, ama, sevgili Üstadımdan, Yerebatan Caddesi ile Alayköşkü Caddesinin kesiştiği köşede, şimdi yerinde bir işhanının yükseldiği iki katlı küçük binanın, birinci katındaki Büyük Doğu idarehanesinde dinlediğim bir anıyı nakledeceğim.
Bir yandan, aylık, BD-RAPOR kitapçıklarını Necip Fazıl ve Dostları imzasıyla yayına hazırlarken, bir yandan Büyük Doğunun günlük gazete olarak neşrinin altyapısı ile meşgulüz Sanırım, Aynadaki Yalan isimli romanının ilk basımı için gelen dizgilerin tahsisi ile meşgulüz Masasında oturuyor, ben masanın önündeyim Masada dizili formalar Geçerken uğradım tarzında gelen ve Üstadımın sohbeti kısa keserek uğurladığı bir ziyaretçinin arkasından; gözlüklerinin üzerinden bana bakarak:
-Yalçın dedi.
-Buyur Üstadım
-Biliyor musun, bana, mesele denebilecek bir mesele ile gelecek insanların hasreti içindeyim Ben geldim!.. Hoş geldin!.. O kadar Bana bir meseleyle gel Meselesi olan adam gelsin bana
- .
-Bir gün, sabah erken saatlerde, evimin kapısı çalındı Hayırdır inşallah
Açtım Karşımda bir adam
-Selamünaleyküm Aleykümselam Ben falanca Evet?.. Sizi görmeye geldim. Mesele neydi? Hiç Sadece görmeye geldim. Sadece görmeye mi?.. Evet. (Yüzünü sağa dönerek sol profilden, sola dönerek sağ profilden ve sonra cepheden adama gösterişini tarif ederek) Gördün mü?.. Evet Haydi uğurlar olsun!.. Bana, benim için değil, meselem için gelsin, gelecek olan!..
Sesi, bugün gibi kulaklarımda
Ve, 18 yıldır, meselesini soluyanlar hariç; bir sürü adam, her yıl dönümü, ömrünü verdiği mesele yerine Onu konuşuyor, Onu anlatıyor, kendilerini pazarlıyorlar
Mekanı cennet olsun.
şimdi düşünüyorumda giderken benide almışsın.
istemeye istemeye belkide inatla ayrıldım.
hayıflanmam üzülmem zor olan seni düşünmem.
belkide çektigim bu sancı senin yüzünden
mesele ne senin benden ayrılmam nede benim sana darılmam
nede aramaman sormaman
mesele şu ki bende bitmedi sevdan.
nakarat.