peki ya israil mescid-i aksa'yı "bu benim kılıç hakkımdır" diyerek sinagog yapar mı?
asla...
neden?
çünkü israil türkleri küstürmek, kırmak istemez.
araplar onların umurunda değil, lakin türkler yahudiler için bulunmaz bir dost, eşsiz bir müttefiktir.
israil bunu iyi bilir ve türkleri asla kırmak, gücendirmek istemez.
ayasofya'nın ibadete açılmasını son derece yanlış bir karar olarak görüyorum. lakin içiniz müsterih olsun.
israil hiçbir zaman "bu benim kılıç hakkımdır" deyip mescid'i aksa'ya böyle bir uygulama yapmaz.
bakınız ayasofya konusunda tahminlerin aksine ayasofya'nın cami yapılması, cami olarak tekrar ibadete açılması aslında israil'i sevindirmiştir.
onlar hristiyanların kendilerine 1300 yıl boyunca yaptıkları zulmü hiç unutmadılar.
bu zulumden onları türklerin kurtardığını, onları türklerin özgürleştirdiğini de asla unutmadılar, unutmazlar da...
şunu unutmayınız ki yahudiler, hristiyanlara müslümanlardan daha çok düşmandır.
ayasofya'nın cami olarak yeniden ibadete açılması aslında ortaçağ'da avrupa'da katledilen, engizisyon tarafından yok edilen onbinlerce yahudinin de bir nevi intikamıdır onlar için.
Peygamber döneminde oralarda ne mescit vardı ne aksa. Süleyman tapınağının toprakla kapanmış yüzeyinde boş bi arsaydı. Yani ilk kıble, bugünkü o cami değil Süleyman tapınağının kendisiydi.
Ömer, bu Süleyman tapınağının üstüne mescit inşa ederek binlerce yıl sürecek huzursuzluğu doğurdu. Hatta bu cami, depremle yerle bir oldu ve sonra emeviler yenileyip tekrar diktiler.
Bu konuda Ömer'e çok kırgınım. Her şey onun başının altından çıktı.
Yahudilerin tezine bak neymis muslumanlar burayi fethetmeden once kendi turbeleri varmis bu bolgede. Bu ne kadar sacma bir dusunce . O halde sizden once o bolgede yasayan toplumlarda sizi terorist ilan nedip oldurebilir boyle bir dusunce olurmu. Okulda once ben geldim hayir once ben geldim gibi sira kavgasina benziyor bu durum.
komple alıcan bunların elinden toprakları. en büyük türk düşmanıdırlar. bunları savunan adamda bop. başkanıyım diye gezinir ortada, ve eyy netanyahu der, sonra şaka yaptım yahu der, gizli anlaşmalar felan fişman. allahın çomarları sinir kalmadı artık bünyede.
Aksa uzak demektir. Yani kabe ye en uzak mescit anlamindadır mescid-i aksa. Hem de eski kudüs suriçinin genel adıdır.
Mescit olanı Eski kudüs(old city) surları içerisinde en doğu da yer alır. altın kubbleli mescidi yıllardır mescidi aksa zannediyordum. Meğerse kubbetus sahra imis altın kubbeli mescid. Araları 100 metre yoktur ama belki 10 metre kot farkı vardır. Bu da muallak taşı efsanesini doğruluyor gibi.
Süleyman peygamber babası davut peygamberin vasiyeti uzerine yapmış. Altında O dönemin kudüs halkını içine alabilecek kadar büyük odalı mescitler var.
Buranın batı surunun dış duvarı ağlama duvarıdır. Biz müslümanlar oraya burak duvarı deriz. Rivayete gore Peygamberimiz mirac a cikmadan once kendini mekke den buraya getiren binegini bu duvara baglamis.
Hz. isa'nın göge yukseldigi yerde burasidir. Mahşer in kurulacagina inadigimiz yerde burasidir. Doğu surunun dibinde yahudilerin cehennem çukuru dedikleri sırat Köprüsünün ve allah 'ın adalet kursusunun kurulacagina inandiklari yer vardir.
Hristiyanlarin hacı olduklari çile yolu cehennem çukurundan geçer. inanılmaz bir ritüellle zeytin dağından aşağı cehhem çukuruna doğru ilerliyorlar. Sonda mescidi aksa icindeki
Hz.ibrahim oğlu ismail i burada muallak taşının uzerinde kurban etmeye çalışmış. Peygamberimiz burada miraca çıkmış.
düz dünyanın tam ortasında, kuzey kutbunun yukarısında, polaris yıldızının aşağısında yer alan "agarta" ülkesinin en büyük camisi. israil'le filan alakası yoktur. resulullah'ın ne işi var israil'de, ne alakası var. elbette ki tüm gök katları için portal işlevi gören agarta'ya uğramış ve oradan sırayla gök katlarını gezmiştir. aynen bu şekil. din adamları cahilse ben ne yapayım. ateistler ayrı cahil, din adamları ayrı cahil. şaka mı ya bu dünya?
En kısa zamanda özgür kalması dileğiyle.
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnını koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
ilk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım