Sanırım biraz eski kafalıyım. işimle alakalı veya ev ihtiyaçlarıyla ilgili mesajlar ve benzeri dışında yaşamadığım bir durum. Sevdiklerimle ikili ilişkilerimde ilkel yolları tercih ediyorum. Gittiğimde özlemek ve özlenmek gibi, ya da Geldiğimde kavuşmak ve sarılmak gibi. Ne benim ne de sevdiklerimin duygularının, yapay iletişim metotlarıyla ziyan olmasını istemiyorum.
En son sanırım 18 veya 17 yaşında birinden artık ne olur diye bekliyordum. Bir süre sonra beklemeyi kestim ve her an yazıyordu. O zamanki aydınlanmam sağ olsun artık kimseden beklemiyorum.
Çok istersem kendin yazarım, milletin keyfini beklemem.
beklenebilir ama yeter ki tüm hayat buna bağlıymış gibi yaşanmasın. çünkü beklerken geçen zaman ciğerlerinizden, hücrelerinizden, umutlarınızdan götürüyor. bekle ama hayatı yaşarken bekle. Böylelikle ummadığın bir yerden de gelebilir o mesaj.
beklenen mesajlar genellikle beklemeyi bıraktıktan sonra gelirler. o beklenilen zamanda, o gelmesi gereken zaman da gelmez de, gelirse ekime gelmezse sikime kadar denilen zaman diliminde gelirler. o saatten sonra gelen mesajdan da hayrı alamet bir sonuç çıkmaz zaten.
uzun zamandır olayın gerginliğini hissetmemiş olmamdan mütevellit özlediğim sıkıntılı süreç. arada sırada taciz mi etsem, olmadık mesajlar atıp cevap mı beklesem ne yapsam hayatım çok monoton lan, çok yalnızım be sözlük.