patron yalakası tiptir. tüm emekçilerin düşmanıdır. bir bok yaptığını sanarak ömrünün o en güzel vakitleri olan boş vakitlerini işyerinde geçirir. tabiki bu süreçte patron ve işsizlik baskısı unsurlarını da göz ardı etmemek gerekir. her durumda yazıktır.
çalışan değil zorla çalıştırılan tiptir. yalaka değil çaresizdir. çünkü işsizliğin özellikle böylesine had safhaya ulaştığı bir dönemde eve ekmek zorunda götürmek zorunda olan her çalışan bu durumu sonuna kadar kullanan her insafsız patrona boyun eğmek zorundadır. o yüzden mesaiden sonra ücretsiz de çalışır, tatil günlerinde işyerine gelip çalışmak zorunda da kalır, normal mesai ücretini patronun keyfi geldiği zaman almak zorunda da kalır.
bilmeden tespit uydurmamak ise en güzelidir. hele bir girin çalışma hayatına da görün bakalım ideolojilerle gerçekler ne kadar da uyumsuz.
patron: canımdır o benim, canımın içidir.
işçi: verdi de biz mi almadık?!
sendika: biraz daha sabırlı olması gereken işçimizdir. zira, görüşmelerimiz sürüyor! (since fi tarihi)