Dunyayla ilgili bir sarkisi var beni dehsete sokuyor. Lirik bir parca, sindiremiyorum. Seviyorum ama bir yandan da itici geliyor parca. Enteresan.
Parcanin bir kismi;
Dönüyor hep kendine dünya
Sormadı hiç hatrımı asla
Kalbini gel kalbime yasla özlediysen
Ya da git yine kendini kurtar
Yeni bir ten eskiyi yırtar
Aşk için hiç ölmediysen.
Okullu diye belirtiyorum çünkü birilerinin ilgi alanlarımda eğitimli olmaları onlara alıcı gözle bakmamı sağlıyor. Daha dikkatli dinliyorum, öğrenebileceğim bir şey arıyorum.
Ercan saatçi, birikimi ve yeteneğine yorum yapmayacağım biri. Senelerdir müzik dünyasında iş yapan biri. Sesi fena halde gitmiş fakat. Duyuyor ama o sesi çıkaramıyor yahut duyamıyor.
Merve Özbey ise adını duymaya başladığımızdan bu yana sabah ezanına çevirdiği şarkılardan kaçtığım biri. Üstelik sabah ezanını severim. Niye böyle ya niye? Abi belli ki yeteneklisin, itü gibi bir okuldan mezunsun. Yahu ben sana olağanüstü saygı duyuyorum aslında. Kim bilir neler biliyorsun neler öğrendin. Sesin en bilemediğimiz yerlerinde yıllardır geziyorsun. Niye bağırıyorsun? Niye güzelim sesini çatır çutur kırıyorsun?
Yaptığı müziği zaten sevmiyorum ki epeeeey geniş bir mideye sahibim müzik zevki konusunda. iyi, eğitimli seslerin çöp olmasına çok üzülüyorum. Onlar da çok üzgündür eminim yüz bin milyon liralık yaşantılarında. Neyse. Gideyim de kısa süreli çalışma ödeneğimi çekeyim.
Sura iskenderli,ırmak arıcı ve hasibeyide icine alacak sekilde yaptiklari muzik turune cafe muzigi adi verilmesi gerektigini dusundugum kisi. Adeta cafede calinmasi icin sarki cikartmaktadirlar. Ancak herkes sunun farkindadir ki hepside arkaik Tripkolicten evrimlesmistir. Feride hilal akin ise bu evrimsel surecin ara formu niteligindedir.