hava toplarına hakim, fırsatçı, sürekli rakip defansı yorucu presler yapan, mücadeleci, kazanma hırsı olan forvet oyuncusu.
fenerbahçe'de iyi işler başardıktan sonra, beşiktaş bu oyuncuyu kadrosuna katmıştır. fakat ligin ilk yarısında, taraftarların gönlünde taht kurmasını rağmen sadece 1 gol atmıştır. "ligde bir gol atmasına rağmen, bir futbol neden bu kadar seviliyor ki?" gibi sorular her zaman medya ve televizyondan maç izleyenler tarafından sorulmuştur.
stadta maç izleyenler bilir, bu futbolcu şu an da beşiktaş'ın en faydalı oyuncularından biridir. gol atamaması her zaman ya kendi şanssızlığı ya da istediği pasları alamamasından kaynaklanmıştır. fakat bu adam takımını seviyor, gol atmak için elinden gelen tüm gayreti gösteriyor. beşiktaş taraftarının da bir futbolcudan beklentisi bu. başarı elbet gelecektir ama öncelikle başarıyı getirecek inançlı futbolcular gelmelidir. işte nobre'de onlardan birisi.
kazanmak istiyor, taraftarını mutlu etmek, beşiktaş'ta iyi bir yerlere gelmek kendisinin tek düşüncesi. bunu sahaya koyduğu oyunla belli ediyor. ikinci yarıdaki oynana ilk maçta 3 gol atarak, beklenen patlamayı gerçekleştirmiştir. artık tigana öyle gözüküyor ki; bu futbolcuyu ve bu onu gol pozisyonuna sokacak oyuncuları nasıl oynatacağını çözdü. bunu ankaragücü ile oynanan kupa maçında ve ligde oynanan vestel manisapor maçında net bir şekilde gördük.
ricardinho ve delgado kendisine ara paslar atıyor, bobo ile çarpraz koşular ve birbirlerine yaptıkları verkaçlarla, pozisyona girmeye çalışıyorlar. bunlara ek olarak 30 yaşından sonra orta yapmasını öğrenen ibrahim üzülmez ile, sağ taraftan ataklara destek verip, aynı zamanda defansta da görev yapan ibrahim toraman nobre'ye ortalar yaparak, onun gol atması için ellerinden geleni yapıyorlar. uygulanan bu taktikle, kendisine besleyecek çok oyuncu oldu ve tüm bunlar olunca izlemesi zevkli gelen, sürekli rakibi boğan bir beşiktaş'ı sahada görebiliyoruz..
beşiktaş'ın en formda oyuncusu bobo'nun al da at servisleri sayesinde beslenmeye başlayan golcü. daha ne fenerbahçe'de ne de beşiktaş'ta adam çalıplayıp gol attığı ya da topla koşusuna rastlanmamıştır. ama defans oyuncusunu deli edercesine presi, rakipte yarattığı rahatsızlık ve çalışkanlığı sayesinde türkiye'de çok iş görüyor.
delgado ve ricardinho'dan beslenerek bobo ile süper bir ikili olma yolunda büyük adımlar atan kaliteli forvet. umarı formu her zaman artarak devam eder.
1980 doğumlu olan Brezilyalı Marcio Ferreira Nobre, futbola ülkesinde başladı. 2003'te Brezilya şampiyonu olan Cruzerio takımının kadrosunde yer alan Nobre, Paysandu, XV de Piracicaba, Sport Club do Recife, Parana Clube, Kashiwa Reysol ve Cruzerio'da top koşturdu. Fenerbahçe'ye transfer olarak sarı-lacivertli takımda 2,5 yıl kiralık olarak forma giyen Nobre, 2006-2007 sezonu başında bonservisi Central Espanyol takımından alınarak Beşiktaş'a kazandırıldı. Nobre, Ağustos ayında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildi ve ismini Mert Nobre olarak değiştirdi.
Türkiye için ümit özat ne anlam taşıyorsa brezilya içinde nobre o anlamı taşıyordur.Herif allahüekber dağlarından kaçtı diyarbakırlı brezilyalı diye yedirdiler yöneticilere...
beşiktaş'ta forma giymeye başladığından beri çok iyi performans sergileyen, gol atamasada ilk zamanlar fenerbahçe'den geldiği için tepki gösterenlerin bile alkışlayıp stadta adını haykırdıkları, formasının hakkını sonuna kadar veren adı gibi mert futbolcu. *
çikolata renkli bir türk milli futbol takımı için ikinci adımı atmış bjk'li savaşçı futbolcudur. hem beşiktaşımız'da bir yabancı kontenjanı açarak ayrı bir güzellik yapmıştır, onu severiz.
"Beşiktaş'ın Brezilyalı futbolcusu Marcio Nobre'nin Türk vatandaşlığına geçişinin onaylandığı bildirildi. Beşiktaş Kulübü idari Menajeri Ali Gültiken, yapılan başvuru sonucunda Nobre'nin Türk vatandaşlığına geçişinin onaylandığını belirterek, ''Nobre'nin nüfus cüzdanını çıkarttık. Adı Mert Nobre oldu. Bazı prosedürler var. Bunlarla ilgili çalışmalar yapıyoruz'' diye konuştu." şeklinde (ç)alıntı yapılabilecek bir başlık.
geçen sene fenerbahçe yabancı sayısının artırılmasını isteyip federasyon kabul etmediğinde malum başkan* sayemizde artırılmadı demişti. şimdi adama demezler mi daha doğrusu adam olana sayın başkan bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
"yeni ismi eski ismiyle benzer olmalı, ve yahut hiç uydurulamadı, bari baş harfi aynı olsun" * diye bir madde mi var bu vatandaşlık almalarında anlayamadım. o nu da tebrik ediyoruz bu modadan sapmadığı için.
bir de aynı sağduyuyu başka milli takımları seçen-uğur yıldırım vs.-oyunculara da gösterebilsek. üstelik daha sağlam temellerle o ülkelere bağlıdırlar; orada ikamet etmektedirler, ebeveynden biri o ülke vatandaşıdır vs. mert gibi, mehmet gibi * başka şeylerin aşkları yoktur kalplerinde.