"içeri girdiğimizde silahlarının dipçiklerini sıvazlıyorlardı" şeklinde devam etmesi muhtemel cümledir. bunları okuyup hakikatten inananlar var ya en çok canımı sıkan kısmı bu lan. bu inananlardan milyonlarca var birde..
amcası 12 yaşındaki kıza 14 yaşına kadar tecavüz etmiş, kızı almış devlet gene aynı eve bırakmış ki amcası tecavüz etsin. sonunda kız hamile kalınca belediye başkanı olaya müdahil olup kızı devlet korumasına aldırmış. kızın mağduriyetini gidermek için olayın içinde olması gereken aile bakanı ablamız o ara hollanda'da mağdur olmakla meşguldü.
hayatında bırakın silahı sesini bile duymamış bir insanın söylediği alelade bir söylemdir.
mermiyi namluya sürüşlerini duymuş bak bak... namlu ne desen söyleyemez. iki danışmanı söylemesini tembihlemiş bu da laf olsun torba dolsun misali sallıyor... yazık.
Sonra deri Çizmeli geniş omuzlu şövalyeler rahvan hollanda atlarıyla üzerimize doğru gelmeye başladılar, ellerinde kırbaçlar, balonlar, ziller, pinpon topları vardı.
mermin namluya sürülüşünü duyanlar nedense ülkelerindeki kadınların sesini duyamıyor, çocukların sesini duyamıyor. tecavüze uğrayanların, tacize uğrayanların, şiddet görenlerin sesini duyamıyor, öldürülen kadınların seslerini duyamıyor ama mağduruz diyebilmek için kendini oraya gönderenleri çok net duyabiliyor. bir ülkede bakanlık düşünün bu kadar olay oluyor bu tür fazlaca ama o bakandan bakanlıktan bir tepki bir şeyler yapmaya çalışmaşını göremiyorsunuz. kadın dernekleri bile daha fazla iş yapıyor bakanlıktan.
sanırsın bordo bereli.
ne yaptın ne okudun ne biliyorsun da bakan oldun?
buna daha çok şaşırıyorum seni gördükçe. şu kafandaki dalga motoru gevşet biraz hava almıyor beyin.