Devalüasyon'un ne demek olduğunu bilmeyen insan beyanıdır. Bir diğer arkadaşımızın da dediği gibi enflasyon'a da neden olacaktır bu durum. Kanaatimce paramız zaten Son 10 yıllık süreçte birkaç kez devalüe edildi.
Paradan 6 sıfırın atıldığı dönem (2005) (bkz: ytl)
Ytl'li dönemin son bulması -Karar verilmesi- (1 Ocak 2009)
Yeni ibaresinin kaldırılması ve TL'ye dönüş (1 Ocak 2010)
200 TL'lik banknotun basılması
TL'nin simgesinin değiştirilmesi (bkz: Tülay Lale) (1 Mart 2012)
5 Liranın renginin değiştirilmesi -50 TL ile karıştırılmaması içi- (8 Nisan 2013)
Bin liralar ve kuruşluklar dahil yukarıdaki bütün işlemlerde paranın devalüe edilmiş olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bir ekonomi de banknotlara işlenen ibare ne kadar artarsa ekonomi o kadar kötüye gidiyor demektir. Diyeceksiniz ki 500 Euro var o ne iş? Kardeşim, senin ülkenin iş adamları bile tl'yi kullanmıyor. ticarette kolaylık sağlasın diye büyük miktarlı banknot basmaya ihtiyacın var mı? YOK!
ayrıca 50 tl'nin arka yüzündeki fatma aliye hanım'ı da gözden kaçırmamak gerekir ki 50 tl'nin tarihi incelediğinde 50 tl'nin basıldığı her dönemde Atatürk'e karşı bir kin vardır.
NOT: Aklınıza her geleni pat diye söylemeyin, araştırın öğrenin sonra gelin...
benim de sürekli aklıma gelen bir fikirdi. ilk söylediğimde yok enflasyon kaynaklı değer kaybı olur, yok basılan paralar hiç bir işe yaramaz denmişti. halbuki abartılmadan basımı yapılan o paralar sadece fabrika kurma, yatırım sağlama amaçlı belirli bir süre için kullanılsa ülkede bir çok şey değişir, hayali bile güzel.
dış borcun türk parasıyla ödenmediğini bilmeyen zihniyetin önerdiği hede. para demek mal veya hizmet demektir sadece alışverişi kolaylaştırmak için bir araçtır. yani karşılığı olmayan paranın bir değeri yoktur.
borsa denen eski bir oyunda yaptığımız bir değişiklik sonucu gerçekleşmesinin mümkün olmadığını anladığımız fikirdir
--spoiler--
efendim herkese 15000 dağıtıyorduk. lan dedik manyak mıyız biz? para basalım kendimiz herkese 40000 dağıtalım 50000 dağıtalım her yeri almaya paramız yetsin dedik ve kağıtlara 10000 yazıp herkese ekstradan 30000 fazladan verdik. önce herkes oyuna 10000 yerine 40000 ile başladığı için küçük gelirlerin önemi kalmadı. kimse kimsedne kira bedeli istemedi filan; ama asıl sorun açık arttırmada patlak verdi. 4000 liraya alınan yerin bedeli 20000 liraya kadar çıkınca birbirimize baktık ve işte enflasyon dedik.
--spoiler--
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
para basılıp piyasaya sürüldüğü takdirde enflasyon oluşturma olasılığı oldukça yüksektir.
yani insanların ellerinde para fazla olup satın alınacak ürün sayısı sınırlı olursa , insanlar almak zorunda oldukları ürünler için yüksek fiyat ödeyebilecek ve bu durumda satın alınmak zorunda kalınan ürünün fiyatında hızlı bir yükseliş getirebilecektir.bu da enflasyon oluşturacaktır.
enflasyon oluştuğu takdirde faiz oranlarında yükseliş meydana gelebilecek. ve bu durum da kamu bütçesinden faize daha fazla para ödenmesi nedeni ile bütçe de bozulma meydana getirebilecek.
ayrıca enflasyon nedeni ile faizlerde oluşabilecek bir yükseliş. parasını yatırım yapıp , fabrika kurup , istihdam yaratmak isteyen yatırımcıları bu kararından vazgeçirip, parasını daha riski düşük olan faize yatırtabilcektir.
ayırca enflasyon nedeni ile faizlerdeki yükseliş insanların ellerindeki dövizleri satıp parasını faize yatırmasına neden olabilecek bu durun da dövizde bir düşüş meydana getirebilecektir.
dövizlerde meydana gelebilecek düşülerde ihracatçıları zor durumda bırabilecek ve yatırımlarını düşürebilecektir.
En basit strateji oyunlarında dahi bulunmayan bir özellik. En azından ağaç kesilir, maden çıkarılır, takas usulü bir ticaret yapılır. En iyisi dişimize göre zengin yeraltı kaynaklarına sahip bir ülkeye savaş ilan etmek. Bunu yapamıyorsak da hazır yapılmış savaşlardan amerika'nın dibine sokularak nemalanmak. Benim fikrim değil tabi ki bu haşmetlü devletlümüzün kurulduğundan beri uyguladığı bir politikadır.
- kızım, dış borcu var ülkenin çok
- niye parayı basmıyoruz kuzi?
- nasıl yani?
- bassınlar da o parayı bassınlar.
- ahahah... kuzen, senin doğduğun zaman çernobil patlamıştı. yağmurla gelecek demişlerdi de senin boklu bezlerini nasıl toplayacağımızı bilememiştik biz!
- ahahah hakkat mı?
- hakkat!!! anlatmadı mı teyzem hiç?
- yooo!!
tc sınırları içersinde yaşayan ve az çok ülke sorunları hakkında kafa yoran her türk insanının, özellikle de her türk gencinin hayatında en az bir kere aklına gelen fikirdir, önce çok mantıklı gelir, 'ulan ne var a.q, merkez bankası çatır çatır para bassa da şu borcu ödesek, lan yoksa akıllarına gelmiyor mu?' falan diye düşünürüz ciddi ciddi, sonra zamanla, kazın ayağının öyle olmadığını anlarız tabi.
ama her şeye rağmen, güzel bir fikirdir, hepiniz düşündünüz değil mi? hadi itiraf edin. *