ben az konu$an çok yorulan biriyim
$arabı helvayla içmeyi severim
hiç namaz kılmadım $imdiye kadar
annemi ve allahı da çok severim
annem de allahı çok sever
biz bütün aile zaten biraz
allahı da kedileri de çok severiz
hayat trajik bir homoseksüeldir
bence bütün homoseksüeller adonistir biraz
çünki bütün sarho$luklar biraz
freudün alkolsüz sayıklamalarıdır
siz inanmayın bir gün deği$ir elbet
güne$e ve penise tapan rüzgârın yönü
çünki ben okumu$tum muydu neydi
bir yerlerde tanrılara kadın satıldığını
ah canım aristophanes
barı$ı ve e$ek arılarını hiç unutmuyorum
ölümü de bir giz gibi tutuyorum içimde
ölümü tanrıya saklıyorum
ve bir gün hiç anlamıyacaksınız
güne$e ve erkekliğe büyüyen vücudum
dü$üvericek ellerinizden ellerinizden ve
bir gün elbette zeki müreni seveceksiniz
(zeki müren i seviniz)
arkadaş zekai özger çok çok iyi bir şairdir, marhaba canım onun en güzel şiirlerinden birisidir, o halde merhaba canım türk şiirinin en iyi şiirlerinden birisidir. *
"ben az konuşan çok yorulan biriyim
şarabı helvayla içmeyi severim
hiç namaz kılmadım şimdiye kadar
annemi ve allahı da çok severim
annem de allahı çok sever
biz bütün aile zaten biraz
allahı da kedileri çok severiz
hayat trajik bir homoseksüeldir
bence bütün homoseksüeller adonistir biraz
çünki bütün sarhoşluklar biraz
freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır
siz inanmayın bir gün değişir elbet
güneşe ve penise tapan rüzgarın yönü
çünki ben okumuştum muydu neydi
biryerlerde tanrılara kadın satıldığını
ah canım aristophanes
barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum
ölümü de bir giz gibi içimde
ölümü tanrıya saklıyorum
ve bir gün hiç anlamıyacaksınız
güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum
düşüvericek ellerinizden ve
bir gün elbette
zeki müreni seveceksiniz
(zeki müreni seviniz)"
Arkadaş z. Özger’in şiiri olmakla birlikte ulaş tosun’un yine onun hayatının arkadaşları ve yakın çevresi tarafından anlatıldığı belgesel.
O döneme dair bir şeyler izlediğimde içim eziliyor. Siyasi ve düşünsel hayatın gelişiminde-Evriminde sanatın ne kadar etkili olduğunu görüyorum. Henüz lise Çağlarında şiir-deneme yazan gençler, fikir üreten gençler var. Şimdinin tam aksine. Düşünceleri için savaşanlar, tutkulu olanlar var. Şu an edebiyat fakültesi mezunu birçok insan vasıfsız eleman. Düşünmüyor, üretmiyor. Çok yazık.
Fakat o dönemde -70’lerde- Düşün ki, şiirle sanatla uğraşan henüz 20’lerinde bir genç. Siyasi görüşün devrimci tarafında yer alan, bir yandan heteronormatif algıların dışında, fiziksel olarak da kendini eksik gören biri. Ve yine henüz 20’lerinde bu hayattan şaibeli bir şekilde göçüyor.