Değil liseliler üniversiteliler bile bilmez. 90'ların ikinci yarısında bir furyayla beraber herkes otomatik çamaşır makinesi almaya başlayınca merdaneliler de müzelere kaldırıldı. Hey gidi hey hey.
ablamın sayesinde merdanesine kolumu kaptırmışlığımın bulunduğu canavar alettir. bırakmıyordu da namussuz kol mosmor ben zaten küçüğüm ben komple mosmor annem delirmiş vaziyette bir beni dövüyor kurtaracağı yerde bir ablamı kovalıyor yakalayıp dövmek için..
bu ilginç anı haricinde acayip bir aletti ama lan. çamaşırı yıkıyorsun sonra merdaneye veriyorsun hooop suyunu sıkıyor asıyorsun hemen anında kuruyor mis.
gelmiş geçmiş en duygusal makinedir.
sanki içinde kalp vardı gibi.
sanki canlıydı. sanki evimizde bir bireydi.
belki yüklediğimiz anlamlar, hatırladığımız anılar vardı her bir yarı dönüşünde...
harmanlardı anılarımızı kirlenmiş elbiselerimizle...
candı be merdaneli çamaşır makinesi...
ekseriyet hafta sonları çalıştırıldığına şahit olduğumuz, çıkardığı ses bakımından alman panzerleri ile rekabet edebilecek düzeyde gürültülü makinelerdir.
yakın zamana kadar daha geniş kitleye ulaşma derdinde olan deterjan firmaları tarafından tv. reklamlarında kullanıldığı görülmüştür.
öncelikle tüm ev mis gibi çamaşır deterjanı kokardı. merdanesinin sağa-sola dönmesinin verdiği ritim ve görüntü eşliğinde dans ederdim.
en sevdiğim anı sıkma işlemiydi. annemin ön taraftan çamaşırları merdaneye verip, arka kısımdan eciş bücüş olmuş çamaşırları leğene düşerken izlemesi beni çok eğlendirirdi. suyu boşalma anında hortumundan gelen lastik kokusu ve annemin bağırtılarıyla beraber banyoda köpüklerle oynamak ayrı bir zevkti.
allahın cezası makine dört yaşındayken parmaklarımı kapmıştı. gerçi makinenin ne suçu varsa asıl benim parmaklarımın orada ne işi vardı onu anımsayamadım şimdi.
bizim makine bazen kendi kendine çalışırdı,
biz çalıştırdığımızda çalışmazdı,
direk sıkma evresine geçerdi bazen,
bazen az kalsın elimizi kaptırırdık merdanesine.
öyle anılarımız var işte.