mercan dede nin küçük semazeni emir

entry1 galeri0
    ?.
  1. ikindi vakti aşk mâbedim, passage de hazzo pulo'ya attım kendimi. mustafa amca'da biraz ince belli yudumlamak, derginin yeni sayısı için de "gitmek" üzerine bir şeyler yazmak niyetindeydim. ufak bir hesaplama ile sigaramı, dudaklarımın tam da olması gerektiğine inandığım yerine yerleştirdim. gitmek ile ilgili yazım için şehirlerarası sefer yapan bir tren'in, numarasız vagonunda ayakta kalmış, kaçak bir yolcu betimlemesi belirdi aklımda ve onun, neler düşüneceğini kestirmeye ya da daha doğru tabirle bu durumda kaldığım üniversite yıllarında neler düşündüğümü hatırlamaya çalışıyordum. ardımda kalanları, yoluma çıkanları, vagon arasındaki duman yığını altında saatlerce süren muhabbetleri, o muhabbetlere ortak olan yolcu tipleri, karakterleri... trene, adapazarı'ndan binen, eşi vefat ettiğinden beri tam sekiz yıldır tek bir akşamı içmeden geçiremeyen o adam ile konuştuklarımızı, arifiye'de trenden son anda atlayışını...

    tüm bunları toparlayıp da sıraya koymaya çalışırken, sevgilimi de ihmâl etmemiş olmayı istiyordum. o sıra toy, fazlasıyla toy bir ses "oturabilir miyim?" diye sordu. kafamı kaldırıp da baktığımda esmer güzeli, 7-8 yaşlarında bir erkek çocuğu gördüm karşımda "otur tabi, çay da iç..." dedim. "ne yazıyorsun abi?" diye sordu, "adın ne senin?" diye cevap verdim ve böylece başladı minik arkadaşımla konuşma.

    emir, 8 yaşındaymış. babası işsiz... yani çalışabilir durumdaymış, anlattığı kadarıyla çok da iyi bir adammış ona hep elleriyle tost yaparmış falan ama işsizmiş. taksi şoförlüğü yapmış bir süre ama trafikte emir'in, babannesine küfreden bir adamın çenesini kırdığı için "lanet gelsin" diyerek bırakmış taksi işini. arabansının motoru da yanmış ama... taksi başkasınınmış zaten, öyle diyor. annesi ve ablası çalışıyorlarmış. diğer ablası, yakında evlenecekmiş ama mutlu olacakmış ablası. emir'i çok da seviyormuş. annesinin, yorulmasına gönlü hiç razı gelmiyor küçük semazenin. en sevdiği şey mercan dede'yle sahne aldığında istediği kadar havuza girme imkânı olmasıymış. mısır'a gitmişler geçen, oranın havuzu arabistan'daki havuz kadar güzel değilmiş. arabistan'daki havuz daha güzelmiş. dönerken ellerini açıyormuş emir...

    "nasıl açıyorsun ellerini?" dedim ve göstermekten hiç çekinmedi olduğu yerden ok gibi fırlayarak ve tahmini 120 derece açtığı kolları arasında başını eğerek. "peki" dedim "ne demek oluyor bu elleri açmak?" kendince anlattı garibim "dönerken havaya kaldırdığım elimin, parmak ucuna bakıyorum, böylece başımın dönmesi engelleniyor." diyerek. söylediği yanlış denilemezdi belki ama eksik demek mümkündü. "aç" dedim şimdi ellerini ve hiç tafra yapmadan açtı. eminim hayatımda uzunca zamandır varlığını sürdüren bir yetişkinden istesem bunu yapmazdı. çocuk olmanın, güzel tarafı bu belki de. "bak" dedim havadaki elini göstererek, saf bir ifadeyle baktı emir "bu" dedim "gökyüzüdür." diğer eline çevirdi eğik başının, taşıdığı bakışları "bu da" dedim "yeryüzü..." "sen nereden biliyorsun abi?" diye sordu. önce açıklamak istedim ve "konya'da" diye başladım ama sonra neden bilmem beni anlamayacağını düşündüm ve "biliyorum işte" diyerek geçiştirdim emir'i...

    iç çekti sonra çocuk. "mercan dede, beni çok seviyor... ben, sahneye çıkarken eskiden süpriz diyordu, şimdi süpriz değilim. okullar tatil olunca mercan dede'yle konsere gideceğim." diye devam etti. "ileride çok para kazanırsam anneme ev alacağım." dedi "havuzlu bir ev alacağım. arabistan'daki gibi havuzu olan bir ev..." sonra "ben gideyim abi" dedi cebinden çıkardığı bozuk parayı da çay tabağına şıkırdatarak bırakıp ama o paranın, emir'de kalması daha doğru olurdu sanırım. annesine havuzlu bir ev alması için biriktirmesi gerekiyordu. ama fena bir çocuktu ve "çayın benden" diyerek onu kırmaktan korkuyordum. bereket çaycı yetişti imdadıma ve "küçük beyin çayı bizden" diyerek parasını geri tutuşturdu eline. "yaz abi" dedi emir gözlerini kırpıştırarak "ben okurum" dedi giderayak.

    yazdım işte ve mercan dede'ye de bunun için şu kıçıkırık sözlük aracılığı ile teşekkür etmek istedim; teşekkürler emir'in, dövmeli ve küpeli mercan dedesi...
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük